Kendinizle Yüzleşmekten Kaçmayın
insanlar, geçirmekte oldukları zaman zarfında yaşamlarında olumsuz etkiler yaratacağını bildiği eksilerinden neden uzak kalmayı tercih ediyorlar?
"Yazmak, aslında ölümü defalarca prova etmektir; her kelime bir vedadır, her cümle bir mezar taşı." - Franz Kafka"
"Yazmak, aslında ölümü defalarca prova etmektir; her kelime bir vedadır, her cümle bir mezar taşı." - Franz Kafka"
insanlar, geçirmekte oldukları zaman zarfında yaşamlarında olumsuz etkiler yaratacağını bildiği eksilerinden neden uzak kalmayı tercih ediyorlar?
Bundan daha güzel bir şey olamaz ailenin birbirine yakınlaşması için ve sohbet etmek, televizyonların saçma sapan programlarına takılıp kalmamak için. Yakıyoruz mumlarımızı, hayır çayda çıra oynamıyoruz tabi ki ama gölgelerimiz yine de duvarlara vuruyor. O karanlıkta başka ne yapılır ki en güzeli sohbet muhabbet aile bireyleri ile daha
Herkes tıpkı mitolojideki Hera gibi anne olamaz, olmamalı da Sonuçlarını tarih boyunca gördük, görüyoruz ve göreceğiz de Geri kalan gerçek anneler ve bencilliğini aşan kadınlarımız ise iyi ki var.
Fikret Kızılokun en çok sevdiğim artık kült bir şarkısı olan: Bu Kalp Seni Unutur mu?da geçen bu dize zaman zaman dilime takılır Başlıktaki söz ve şarkının tamamını mırıldanınca; halin susup, dilin konuştuğu ve sözün çürümeye başladığı bir zamanın bedbahtlarından bir bahtsız olarak, sessizliğin kalbindeki o sükunete giremediğimi de
başımıza gelen, bir an olsun unutmamamız gereken olaylardan ders çıkarmaktan neden uzak kalmayı tercih ediyoruz?
Şimdi çaresizlikler içindeyiz ikimiz de. Ne onun hali var bir selam vermeye ne de benim Orhan Velinin dediği gibi: anlatamıyoruz. Ne o suskunluğunun nedenini anlatabiliyor ne de ben
Belki hayat telaşından ya da yorgunluk, kim bilir, an olur , derin bir uykuda kalmak ister insan. Gözleri kapalı, lakin uyanık, öylece durmak ve yalnızlığında boğulmak ister.
Kapatır tüm kapıları, perdeleri çeker, düşüncelerden, sorulardan kaçıp saklanacak yer arar. Kendi karanlık sığınağında ruhunu özgür bırakıp yitmeyi diler
İstanbul, rahmetli Topbaş zamanında her mevsim usulüne uygun bir şekilde süslenir, püslenir, sokakları, yolları, caddeleri, araçları, tertemiz ve koordinasyonlu bir şekilde yönetilmeye çalışılırdı. Şimdi öyle mi? Değil
Bazen bütün terslikler üst üste gelir. Kaderde fırça yemek varsa kaçış yok.
Katıla katıla güldüren 20 komik fıkra var...
Ülkemizde bir sinema sektörü olmamasına rağmen Sayın Susuzlu büyük bir cesaret örneği göstererek uzun metrajlı bir film çekti. Film, tamamen yerli unsurlardan oluşuyor. Kendi deyimine göre her şey yerli. Senaryo yerli, oyuncular yerli, aksesuarlar yerli, mekân yerli, konu yerli yani aklınıza ne geliyorsa bu filmde yerli. Bizden olmayan
Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın