Öykü > Yeraltı

olumsuz

Şüpheli Şahıs

Lan dur şüpheli şahıs. Kimsin, necisin nereden geldin, nereye gidiyorsun. Çıkar lan kimliğiniNe iş yapıyorsun hemşerim. Antepten niye geldin İstanbula. Gardiyan mısın? Demek ablanı ziyarete geldin. Al lan kimliğini. Bak oğlum bura Antepe hiç benzemez. Burası İstanbul oğlum. Fazla kalma buralarda başın belaya girer. Adamı yerler, bitirirler oğlum.

düşündürücü

Görünmeyenler...

Benimkisi biraz delilikle varoluşun arasındaki ütopik o dünyayı arayıp bulmaya çalışma, yada yaratma çabası...

olumlu

Arıyordum

O gece yarısı yürüyordum yine o güzergahta Onu arıyordum. Kalabalıklar arasında o kadını fark ettim. Peşine takıldım. Pavyonların, barların, taksilerin arasında onu takip ediyordum. Caddeler, sokaklar geçiyordu önümüzde. Dilenen bir adam bizi görünce ürktü adeta yalvarıyordu: Ulu Tanrım bu gece neler oluyor dercesine ellerini gökyüzüne kaldırmıştı.

karamsar

Tanrının Dönemeci

oklavayla yoğrulan bir bir nesil görüyorum.gözleri kanlı,akılları iltihaplı,düşleri harp malulu.ve kanlı basur kokuyor merdivenler.sansür tuzun üstünde eriyor.

karamsar

Topal Hayri

Yaşlı adamı belediye otobüsünde gören herhangi biri, genç, kadın hatta ondan daha yaşlı biri ona yerini verirdi. Bastonlu, tek ayağı, bir kolu sakat, tek gözlü ihtiyar acınacak bir durumdadır. Ayakta güçlükle durmasının sebeplerinden biridir ihtiyarlığı. Bir nedende sarhoşluğudur. Ağzından yayılan alkol kokusundan irkilseler de kanında dolaşan diğer maddeleri

olumsuz

Korsan Çıkmazı

uyuşuk elleri cebinde bişeyleri yokluyordu.adam köşede varlığı zor seçilir şekilde duruyor ve yaklaşmakta olduğunu doğaya belli edecek biri ya da birilerini beklediği halinden belli oluyordu.biraz sonra doğaya varlığını belli edecekti o da.

karamsar

Soru (N)

soru(n)lara bogulmustu adam, cevabini bulamadigi soru(n)lari anlatirken bir yandan cevapsizliga kiziyor diger yandan soru(n)larina soru(n)larla yaklasan psikiyatristine ofke duyuyordu.

heyecanlı

Adam ve Kadın

Dostoyevski keşke demenin ağırlığına şöyle değiniyor:"Aslında insanı en çok acıtan şey, hayal kırıklıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır.

karışık

Topuklarından Omuzlarına Kadar Kadın

Umarsız yada dalgındı. Belkide bazı şeyleri konuşmaya , düşünmeye , gerek duymadan yapıyordu . Göğüslerini göstererek dolaşıyordu . Güzel ve biçimli göğüsleri ve mahallenin kadınları kin kusardı , ona . Aklını yitirmiş bir kuzgun kadar masumdu aslında. Yarı deli, çok tehlikeliydi. Ne zaman düşünmeyi bıraksa , bedeni tedirgin

olumsuz

Eli Kanlı Toplum

Ön yargılarla ve dogmalarla örülü duvarlar arasındaki, hayata bir anahtar deliğinden daha küçük bir delikten bakan, içleri öfke ve kin yüklü insan yığınlarının çarpıttığı geçmişiyle yüzleşen Y., annesini yıllar sonra yeniden tanıyacaktır...

olumlu

Jointy

Tanrı güneşi de alt etti. Ve güneş ışıklarını tanrının masasında bıraktı. Bunu gören polis ve asker gibi türlü pislik, jargoncu, yolsuz orospu çocukları ve arkalarından aleni kokuşmuşlar dünyayı terk etti. Ben kadınımın koynundayım. Durumu eşitledim ve kaybedecek bir şey kalmadı. İkimiz de toplamda yirmi gram jointy ediyoruz. Ölüm

üzgün

Düş Köprüsü

Henüz uyku tutmamış, umutlarını kadehlere saklayanların demlendiği; ya da benim gibi uykunun korunaklı kucağına sığınanların binbir zahmetle, çişe kalktıkları saat. Ben de içtiğim çaya savurduğum paslı küfürlerle yatağımdan çıkıyorum.

karışık

Buluşma

Beyaz şarapla pişirilmiş Fransız usulü soğan çorbasının üstündeki kaşarı, çatalıyla bir ileri bir geri dürttü. İştahı yoktu. Kaçamak bakışlarla karın yağışını izlerken, havanın bu puslu halinden için için mutluluk duyuyordu

Başa Dön