"Gelecek, eskiden olduğundan daha karışık. Sanırım bu sefer gerçekten de geleceği biz inşa etmedik." - Woody Allen"

Öykü > Toplumcu

karamsar

Nur - Işık

Evi de yoktu. Sağlıksız, virane görünümlü, boyasız, sıvasız, rutubetli küçücük bir odada kalıyordu. Burası bir dükkândan bozma bir mekândı. Ev desen eve benzemiyor, dükkân desen dükkâna benzemiyordu.
Yalnızdı. Yapayalnız. Karısı, çocuğu, akrabası kimsesi yoktu. Bu yüzden gamsız, kedersiz, umarsız olmuştu. Beklediği, istediği hiçbir şey yoktu. Nasıl

üzgün

Tramvay Eleştirisi: En Azından Bir Sığır Bilinci

Ne olursa olsun o çelik kelebeği, o akıl almaz gücü bütün gücümle çakacağım gökyüzünehırsla değilinatla değil.
Sadece yüreğimin isteğiyle, ruhumun açtığı cepheyle, ışık göstergeleriyle, kozmik bir azimle.
Saçların yıldızları ışıldasındilin

olumsuz

Enflasyonun Düşmesi Bana Hiç Yaramadı

Enflasyon çıkmaya başladığında, o meşhur koalisyon hükumetleri zamanında önce bin liralar peşine beş bin liralar, on bin liralar çıkmıştı... Sonra o da yetmedi elli bin lira ve yüz bin liralar çıktı... Ben de sıfır sayısı olarak buna harbiden çok sevinmiştim, kafamı tavanlara vurmuştum. Daha sonra bir milyonluk banknot,

karışık

Emekleye Emekleye Emekli

Emekli olunca bir sahil kasabasına yerleşecektim. Elde avuçta ne varsa satıp kendime bahçe içinde bir ev alacaktım. Çiçekler yetiştirecektim, birkaç ağaç mandalina, limon, portakal Ağaçlar evin arka bahçesinde olacaktı. Güller ve mevsim çiçekleri denize bakan tarafta

olumlu

Emanet

Ali Ağa ayağa kalktı. Şaşkınlığını hala üzerinden atamamıştı. Çünkü evine ilk defa bir Rum geliyordu. Ne yapacağını şaşırdı.
Kısa bir süre sonra şaşkınlığını üzerinden attı. Yüzü içtenlikle gülmeğe başladı. Rumlara dönerek:
-Vay benim gardaşım! Velcome, velcome. Hoş geldiniz, hoş geldiniz, dedi. Onları samimi bir

umutlu

Dedem Düşlerime Giriyor

Hayallerimizi aldılar. Hiç değilse düşlerimizi, kişiliklerimizi, kırıntıları kalmış özgürlüğümüzü almalarına #HAYIR DİYELİM Mİ?

olumlu

Çoban Lazım 1

Öğrenmenin yaşı olmazmış ama, keşke bunları daha genç yaşlarda öğrenmiş olsaydım, diye hayıflandım birkaç kez

düşündürücü

Alkarısı

Elimde mikrofonla sokağa çıksam ve rast geldiklerime sorular sorsam. Kadına ve erkeğe. Gencinden ihtiyarına. Mini eteklisinden kapalısına. Şalvarlı erkekten kravatlısına. İlkokullusundan üniversitelisine. Cami cemaatinden bayramdan bayrama namaza gidenlere. Ha, yirmi beş sene öncesindeki bay Veysel Başere de. İğne önce kendine batırılmalı. Cevapları az çok tahmin etsem de Sanki

olumsuz

Kadın Adamlar

Ablam dedim ama siz bakmayın, o artık erkek oldu ve babam adını Halid koydu. Nasıl yani? demeyin. Burada erkek evladı olmayan aileler, köylülerce yadırganırlardı. Babam, sırf mahcup olmamak için ablam Figanı köyün on iki ihtiyarı karşısında Bacha Poşh âdeti ile yemin ettirerek henüz küçük yaşlarda erkekleştirmişti. Ablam artık

karışık

Pavyon Güzeli

Murat uzun bir süre sustu. Sinirinden dudaklarını ısırdı. İçinden babasına öyle şeyler söylemek istiyordu ki, imkânı olsa kapıyı çarptığı gibi özgürlüğüne koşacaktı ama yapamazdı. Kebapçı dükkânın önüne geldiklerinde babası arka tarafa geçip son kalan küçük güğümü oğluna uzattı. Tezgâhının önünden geçerken burnunda tüten döner kokusuyla Muratın içi geçti.

karışık

Çöp Kamyonu

Bu öyküyü mutlaka yazmalıydım. Saatime baktığımda yarım saatlik bir sürem kalmıştı. İş yerim ile evim arasında ki mesafeye bu süre yeterliydi. Aksi halde hafızamdan uçup gitme tehlikesi vardı. Çünkü hastaydım. Her geçen gün her geçen saat beynim eriyordu. Acilen patronu görmem şarttı. Ama önce onun emir erini görmeliydim.

karışık

Aldanıyor Muyuz? Aldatıyor Muyuz?

Yaklaşık 20 sene önce bir abimizin 5 yaşındaki oğlunu gece 3, 4 sularında apar topar acile götürmüştük Minik Burağın ateşi bir hayli yüksekti. Yavrucuk yükselen ateş sebebiyle kusmaktan, kusmaya çalışmaktan bitap düşmüş, burnu ile nefes almakta zorlanır hale gelmişti. O pempecik yanakları sararıp solmuş, gözlerimizin içine yarı baygın

karışık

Hizan'lı Mustafa

Kurtuluş Savaşı yıllarının arifesiydi. Kilis’in Tilhabeş köyüne Bitlis’ten kalabalık bir Kürt aşireti geldi. Tilhabeş’in ağası Mahli Ağa’ydı. Mahli Ağa Nacar ailesindendi. Nacar ailesi bir aşiret kadar büyük olduğundan çevre köylerde de hatırı sayılır bir ağaydı Mahli Ağa.

karamsar

Sefilleri Öldürün

Bir hırsızın gözyaşları dökerek, isyan ederek anlattığı bir olaydırVaroşların en sefil mahallerinde işe çıktığı o günü anlatıyordu. Bir gün öğle saatlerinde bir eve girmişti. Bir ev ne kadar eski o kadar döküntü olsa da oradan hiç umulmayacak ölçüde küçük bir hazinenin çıkma ihtimali hep yüksekti. Yastık altında ki

Başa Dön