Fi̇n Eri̇c, "eri̇k Dali" Di̇nli̇yor!
Finlandiya'da yaşayan lise öğrencisi Eric ve kız kardeşi Jesse'nin günlük yaşamını anlatan bu kısa öykü iki ülkede olup bitenleri karşılaştırarak ortaya sermektedir.
"Yazmak, aslında, hiç kimsenin okumak istemediği bir şeyi yazmak için yeterince sabır göstermektir." - Franz Kafka"
"Yazmak, aslında, hiç kimsenin okumak istemediği bir şeyi yazmak için yeterince sabır göstermektir." - Franz Kafka"
Finlandiya'da yaşayan lise öğrencisi Eric ve kız kardeşi Jesse'nin günlük yaşamını anlatan bu kısa öykü iki ülkede olup bitenleri karşılaştırarak ortaya sermektedir.
Bu mektup, bir vatandaşın Türkiye yöneticilerine hitaben yazdığı, Atatürk'ün mirasını ve ilkelerini hatırlatan samimi bir çağrıdır. Yazar, Cumhuriyet değerlerinin korunması, çağdaşlaşma hedefine bağlılık ve adalet, eğitim, basın özgürlüğü gibi konularda ilerleme beklentisini dile getiriyor. Dünya barışı ve Türkiye'nin bağımsızlığının önemine değinen metin, günümüz sorunlarına da atıfta bulunuyor.
Gecenin sessizliğini bozan yarış motosikletinde üç kişi: kasksız orta yaşlı bir kadın, kırmızı kasklı kardeşi ve önde çocuk gibi kıvrılmış eniştesi. Rüzgârda savrulan saçlar, uykudan uyanan öfkeli mahalle sakinleri ve plakayı yakalamaya çalışan meraklılar. Issız sokakları inleten motor gürültüsü, gecenin karanlığında sıra dışı bir yolculuğun hikâyesini anlatıyor.
Kocasının ölümünün ardından henüz bir ay geçmiş olan 30 yaşındaki Bahar, 14 yaşındaki oğlu Poyraz'la birlikte sessiz bir hayat sürmektedir. İçine kapanık oğlu, bilgisayar oyunlarına sığınırken, ev kadını olan Bahar kocasından kalan maaş ve kira geliriyle geçinmektedir. Etrafında sadece komşusu Zeynep'in varlığıyla, yalnızlığın gölgesinde yaşamını sürdüren bir annenin
Soğan acı acı konuştu.
“Biliyorsunuz ben her evin mutfaklardaki vazgeçilmeziyim. Bensiz yemek yapmaya başlamazlar. Beni soyarlarken gözyaşı dökerler ama geleceklerini tayin eden oylarını verirlerken aynı duyarlılığı göstermezler!
Fehmi Bey, bir ara yalnız kaldığında “Hoş geldin arkadaş.” sözünü işitince etrafına bakındı, kimseyi göremedi. Gaipten sesler işittiğini düşündü. “Yoksa sekreter olayından sonra kafayı mı yedim?” diye, kendisini sorguladı. “Arkadaş, sen beni şu anda göremezsin, yatağın altına bak, oradayım.” dediğinde, Fehmi Bey şaşırdı. Bir insanın yatağın altına gireceğine
“Yapay zekâ kadın robot, tam size göre.” yazısını okuyup robotu incelemeye başladı. Robot tıpkı bir insan görünümündeydi. Saçları siyah, kaşları yay gibi gergin, gözleri yeşil, kızıl dudakları dolgun, teni esmerdi. Üzerindeki dar giyimli kırmızı elbisesi ise seksiydi. Yaklaştı, başlama düğmesine dokunup bekledi. Kadın robot önce kirpiklerini oynattı. Sonra
Biliyor musunuz yıllar önce bu adaya geldiğimde onların yönetiminde hiçbir şeyden habersizdim. Adanın ileri gelenlerini bu yönetim, hapislerde çürüttü. Bizlerin okumaması ve aydınlanmaması için ellerinden geleni yaptılar. Televizyonu bile getirmek istemediler, ama halk başkaldırınca bir kanal kurmak zorunda kaldılar. Onu da kendi propagandalarına alet ederek halkı uyuttular.”
Bir yazarın başından geçenler... Eseri bilgisayarında durmalı mıydı? Yoksa yırtılıp kaybolmalı mıydı? Yazar hangisini tercih etme şansı olacaktı? Birçok ünlü edebiyatın bu dikenli yollarından geçmiş miydi?
"Corona Yalnızlığı" romanım Ceren Yayınlarından Haziran 2021 yılında çıktı. 280 sayfadır.
1200'lü yıllardaki 'Veba Salgını' gibi Korona'da dünyayı sarsmıştı. Belgesel nitelikteki romanım umarım gelecek nesillere değerli bir kaynak olur.
Savaş, ülkemizin kaderiydi. Ne Amerika’sı ne Rus’u ne de bir başkası bizleri rahat bırakmadı. Bomba sesleriyle uyandık. Köyümüzü ele geçirenlerin esiri olduk. Savaşın yoksul kurbanları gibi oradan oraya savrulduk. Bir erkeğin kadınlarla göz temasının karşılığı, kırbaç veya ölümdü. Bir ara ucundan yakaladığımız özgürlük, bir kelebek gibi avuçlarımızın arasından
**Ertuğrul Erdoğan**, 1958 yılında Ankara’da doğdu. 1968-1980 yılları arasında babasının kurduğu Doğan Yayınevi ve matbaasında çalıştı. 12 Eylül darbesi sonrası yayınevlerinin kapanmasıyla Ordu şehrinde 1982-83 yıllarında mahalli ve ulusal basında gazetecilik yaptı. Çeşitli dergi, gazete ve kitaplarda öyküleri ya¬yımlandı. Hindistan Kritya ve Kolombiya’da düzenlenen Medellin Uluslararası Şiir Festivali’ne on-line olarak katılmıştır. Dünya sorunlarını romanlarına yansıtan Erdoğan, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) üyesidir.
**Kitapları:**
- Vallahi Öptürmem, Mola Yayınları, Temmuz 2012.
- Mor Gözdeki Hüzün, Deha Yayınları, Mart 2014.
- Mor Gözdeki Hüzün, Hel Yayınları, Nisan 2015.
- Sonrasız Kadınlar, Lakin Yayınları, Şubat 2015.
- Corona Yalnızlığı, Ceren Yayınları, Haziran 2021
-
**Basımı Bekleyen Eserleri**
-Kavanozdaki Böcekler – Mülteci konulu kısa öyküler.
- Elma Şekeri – Roman
- Yer Altındaki Güneş – Roman
- İsli Çamaşırlar – Çevre konulu roman
- Tirşe Rengi Apartman – Roman
- Süpürgelikteki Dostum – 1150 sayfalık Biyografik Roman
- Kuşların Milleti – Şiir