Aşiri Geli̇şmi̇ş Robotlar Plantasyon Alanlarinda
aşırı gelişmiş yapay zekalı robotlar bizi nereye götürür?
"Yazmak, aslında ölmek için bir bahanedir; okumak ise bu bahaneyi ertelemenin en zarif yoludur." - Umberto Eco"
"Yazmak, aslında ölmek için bir bahanedir; okumak ise bu bahaneyi ertelemenin en zarif yoludur." - Umberto Eco"
aşırı gelişmiş yapay zekalı robotlar bizi nereye götürür?
Koray, yaratma gücüne sahip olduğunu biliyordu. Ama bunu kimseyle paylaşamıyordu. Ta ki, gizemli bir kitap bulana kadar. Kitap, onu yaratıcılar topluluğuna götürdü. Burada, diğer yaratıcılarla tanıştı ve hayal ettikleri dünyaları yarattı. Ama mutlulukları uzun sürmedi. Eski dünyada büyük bir savaş çıktı. Koray ve arkadaşları, insanlığı kurtarmak için geri
2022 senesinde katıldığım yaratıcı yazarlık kursunda kaleme aldığım dördüncü hikayeydi. Sığınmacılar konusundan esinlenmiştim.
Uzaylılar yeni insan prototipinin hayata başlaması için binlerce yılı heyecanla beklemişti. İlk örnekler üç yüz altmış kişiydi. Bedenleri zayıf yapılı ama DNA larının çok üstün özelliklere sahip olması, yeni bedenleri kendileri hayata geçirmelerine rağmen uzaylıları kıskandırıyordu.
Silahtan çıkan hüzme, dilencilerin sayıları ve hareketleri doğrultusunda içinde gaz dönüştürücü mikro kapsüller ve onların daha da içinde de nano tüpler bulunan küçük parçalara ayrıldı.Kapsüller havadaki gazları algılayıp gaz tüneli sayesinde nano tüplere aktardıktan sonra onlar orada bir dizi kimyasal reaksiyondan sonra sıkıştırılıp depolandı.
Twit tefrikanın ikinci bölümü: Her gün üçer üçer twitler şeklinde devam ediyorum. Günlük takip etmek isterseniz: http://www.twitter.com/EylemYurtsever adresini takip edebilirsiniz.
Ama bunlar kimdir sıradan bir vatandaşla niye uğraşmaktadırlar? Sercanın bunlarla uğraşacak gücü yoktur. Ne zaman nereden çıkacakları belli olmayan bu adamlar isteseler ücra bir köşede aniden çıkıp kaybedebilirler onu!
İyi insanları bir bir tükettik. Sıram kötülerin iyileşmesini beklemekle geçiyor.
“..İzlediğin şeyi etkilersin Tiiz. Bu saçma bir politika. Dünya'yı bin yıllardır izliyoruz. Kaza ile kaç kez temas ettik. Kültürleri üzerinde iz bıraktık. Bu çok aptalca. Kendimizi kandırıyoruz..”
Ben radyo tv ve sinema bölümündeyken hocamız üç kelime verdi ve bu kelimelerden senaryoya benzeyen bir öykü çıkarın dedi.
Kelimeler:
Kum, yıldız ve ataç.
Dünya 2025 yılındaki büyük mali krizin etkilerini daha üzerinden atamamıştı. Luiz bu süreçte kliniğini kaybetme noktasına gelmişti. Bir çıkış noktası ararken keşfetmişti bu yöntemi. İlk hastasını 2026 yılının eylül ayında tedavi altına almıştı. Tedavi sürecinin başarılı olması ve medyada duyulması, kliniğine bu operasyon için başvuru sayısını çok yüksek
“Yapay zekâ kadın robot, tam size göre.” yazısını okuyup robotu incelemeye başladı. Robot tıpkı bir insan görünümündeydi. Saçları siyah, kaşları yay gibi gergin, gözleri yeşil, kızıl dudakları dolgun, teni esmerdi. Üzerindeki dar giyimli kırmızı elbisesi ise seksiydi. Yaklaştı, başlama düğmesine dokunup bekledi. Kadın robot önce kirpiklerini oynattı. Sonra
Yıllar önce Turna denilen bir kent vardı. Bu kent ilime bilime öyle önem vermişler ki,astroloji,tıp,botanik vb bilimlerde çok ileri gitmişlerdi. Bu şehir kültür ve ticaret şehriydi. Ve sık sık savaşlar oluyor karışıklar çıkıyordu. Yine bir kış günù büyük bir orduyla gelerek Timur devleti taş üstünde taş,baş üstünde baş
Karargah çadırının içinde, sabırsızlık hakimdi. Askeri yetkililerin dışında, siyasi yetkililer ve hukuk temsilcileri de bulunmaktaydı...
İnsanlık, genetik alandaki gelişmelerle nasıl başa çıkacak? Hem artık insanlık ne demek? Maxonlar, Knotlar, İntelekler, Myonlar... Onlar da insanlıklarının kabulünü istiyor...
Bu öyküyle 2010 Türkiye Bilişim Derneği Bilimkurgu Öykü Yarışmasına katılmıştım.
Bir deney sonucunda mutanta dönüşen üniversiteliler, ilk bölümüyle karşınızda.
Melisa Kesmez