Özgeçmiş...
Sanki tüm hayatı, yaşanmışlığı, sizi siz yapan duyarlılığı,
İki cümleyle beş kelimenin içine sığdırabilirmişsiniz gibi.
Adı, soyadı, doğum tarihi, çalıştığı işler…
Tıpkı mahkeme tutanakları gibi.
"Yazmak, aslında ölüyü diriltme denemesidir; çoğu zaman cesedi daha da çürütmekle sonuçlansa da." - Franz Kafka"
"Yazmak, aslında ölüyü diriltme denemesidir; çoğu zaman cesedi daha da çürütmekle sonuçlansa da." - Franz Kafka"
Sanki tüm hayatı, yaşanmışlığı, sizi siz yapan duyarlılığı,
İki cümleyle beş kelimenin içine sığdırabilirmişsiniz gibi.
Adı, soyadı, doğum tarihi, çalıştığı işler…
Tıpkı mahkeme tutanakları gibi.
Şarabıma, sigarama, yastığa inat, yerdeki halıya inat, ‘Türk’ kışkırtmalarına inat Kürtçe, İbranica, Lazca, hatta tüm dünya dillerince ağlamak istiyorum. Yeter ki notalar otursun yüreğimin bam teline…
Ben öğretmenim, “Bize öğretin” diyen ışıl ışıl gözler isterim. Beni dinleyen bilgiye aç gözler. Ben en çok size bir şeyler öğrettiğimde öğretmen olurum.
Düşlerimiz de bizim gibi yaşamımızın bir parçası. Bazen o kadar gerçekçi olur ki, günlerce kurtulamayız etkisinden. Bazen de düş mü gerçeklik mi ayırt edemeyiz. Düş içinde düş, dünya içinde dünya...
Artık duramam, keder erişti. Aç kapıyı bezirgânbaşı! ellerimde hayırsız bir mevsim, aylardan nisan...
Bir yanımız hep boşalır yavaş yavaş, içimizden bir rüzgâr esip geçer, bir sağanak başlar da, anlayamayız kalbimiz bizden utanır, rahmet kesilir hanemizden, gözlerimiz aynalardan utanır. Öfkeyle söylenirken arkasından, o giden kendimizdir.
Hayallerim vardı dünyaya dair. Ama vazgeçtim tüm onla ilgili hayallerimden. Varsın dünya yine bu haliyle kalsın, nede olsa birgün kalmayacak...
Mana muhayyilesi, bir hasret olarak gün yüzüne muhtaçtı…
Üstatlar rahmetin şerefine nail olurlarken…
Bir yılı daha geride bıraktın nihayet,
Solmuş bir yaprak daha düştü hayat ağacından…
Ama sen yine de üzülme zamanın böyle hızlı akışına,
Üzülme isteksizce yitirdiğin solgun yaprağa…
Bak yeni bir Filiz veriyor taze bahar dalın;
Artık, okuldaki hocalarımızı kötü not verip sınıfta bıraktığı için,
Taksi şoförünü, fazladan para aldığı için,
Manavı, araya çürük meyve koyduğu için,
Hükümeti ‘akıl almaz tavizlere dayalı politikası’ için
Şikayet edemiyoruz.
"O"öper buz gibi dukalarıyla, kalakalırsınız, içiniz donar, keşkeler ve akamayan gözyaşlarınız içinde boğulursunuz.... Ve bilirsiniz ki "O" aslında, varlığına gösterilen tokatsız, azarsız saygıyı öpmüştür...
Nerdesin, ne yapmaktasın, kimlerlesin, en sevdiğin renk hangisi, en çok hangi filmde ağladın bilmiyorum.
Falcılar, bir operatörün özeniyle ilk önce sağ elinizi avucuna alır,
Sonra uzun uzun bakarlar,
Acaba hangi fizik problemini çözmeye çalışıyor diye düşünürsünüz?
Ama bil ki; her yaptığınla ben daha da güçleneceğim,
ve benim yerine
sen bir gün kendin, kendini yok edeceksin....