"“Yazmak, bitmeyen o e-postalarla savaşmak gibidir; sadece cevaplamazsan, onlar sana hükmeder.” – Franz Kafka"

İbrahim Kilik

Ankara

Kompleksli şehir Ankara, karmaşa içinde karmaşa. / Yüreği üşür sevenlerinin kaldırımlarda.

Düşen Bir Yaprak

Uç veren hasret filizlerini bile vefasızlığınla kurutuyorsun. Hasret sözcüğünü anlamını alt üst ediyorsun. Vefa, sözlüklerdeki anlamını yitiriyor. Güneş, zamanı eritiyor. Sen git gide kayıtsızlaşıyorsun. Denizlerde sular yükseliyor. Kepezler, aynı minval üzere açıyor bağrını dalgalara. Balıkçılar, umutlarını sinelerine sarıp, bir dahaki sefere diye hanelerine dönüyor. Sen, bana umutlanmayı bile

Meçhule Yazılmış Mektuplar - 38

Merhaba sabah serinliğim, gökkuşağım. Meçhul iklimlere gittin gideli hayalinle avunuyorum. Eline geçmese de sana yazdığım mektupları çok çok önemsiyorum. Sen bazen hüznüme hüzün katıyorsun, bazen buruk bir sevinç oluyorsun..

Meçhule Yazılmış Mektuplar - 37

Mektuplar mektupları izledi. Ama henüz senin izine rastlayamadım. Bir iz bir emare bulabilsem. Adım adım yayan yapıldak demeden iklimine , mevsimine yol alırdım. Üçler,Yediler ,Kırklar aşkına; kırıkıncı mektubumu yazmadan onu da meçhul ve muhayyel adreslere yollamadan.

Bizim payımıza düşense, flu ,siyah beyaz bir hayat. O da bazen bir siyah bayaz fotoğrafta, bazen bir Yeşilçam filminde, hüzün harmanı olur. Merhum Erol Taş’ta gaddarlaşır, Sadri Alışık’ta Turist Ömer’dir. Ayhan Işık'ta kral. Cüneyt Arkın'da kaharman. Hulusi Kentmen’de Babadır vs. Bu fasıl kolay kolay bitmez uzar gider. Ve

Bizim payımıza düşense, flu ,siyah beyaz bir hayat. O da bazen bir siyah bayaz fotoğrafta, bazen bir Yeşilçam filminde, hüzün harmanı olur. Merhum Erol Taş’ta gaddarlaşır, Sadri Alışık’ta Turist Ömer’dir. Hulus Kentmen’de Babadır vs. Bu fasıl kolay kolay bitmez uzar gider. Ve bana sorarsanız İstanbul, siyah beyaz fotoğraflarda

Başa Dön