"“Yazar değilim, sadece kelimelerle kavga eden ve kazandığında onları satmaya çalışan bir dövüşçüyüm.” — Franz Kafka"

İbrahim Kilik

Bir Sabah Çayının Çağrıştırdıkları

Bu sabah, çayımı yudumlarken, menekşe kokulu ellerinle demlediğin çaylar geldi aklıma. Senin demlediğin çaylardan aldığım tadı özlediğimi anladım. Çayımın buğusunda hayalin canlandı. Bardağı daha itinayla tutmaya başladım.

Beyaz Zambaklar Ülkesinin Perisine

Senin, beyaz zambaklar ülkesini andıran, her dürülüp açılışında yüreğimi bir hoş eden ellerin; şimdi çok uzaklarda. Ama şunu bil ki hâlâ hayalhanemin en mutena yerinde, öylesine muhkem,öylesine alımlı durmakta. Ben her nefes alışta, kalbimin her atışında ellerinin hâyâliyle avunmaktayım.

Meçhule Yazılmış Mektuplar - 39

Leylî düşlerimin Leyla’sına merhaba,
Senin gözlerinin beyazına takılı yüreğim, her gece titrer bozkır ayazında. Ankara’da kar altında kalan güller üşür hayallerimde. Dilimde eski bir türkü, teyellenir yaralı yüreğim yüreğine. Ey süveyda bakışlarında eridiğim! Vuslatına eremediğim. Hangi meçhul iklimdesin… Zaman, suya düşen bir gül yaprağına mahpus. Sen,

Bir Bergüzardır Bakışların Erguvanlardan

Sen, zamana damlayan gül ıtırı. Seni saklar özünde yazdığım yazıların her harfi her satırı. Bahar senle bahar. Gülüşünü hatırlatır açtığında zambaklar. Gün aşıp giderken erguvan bakışlı akşam üstülerinde, erguvanlardan bergüzar bakışların ruhuma akar. O bakışların içimde kandiller yakar. Seni söyler “gökyüzünde bölük bölük turnalar.” İçimde bir türkü olur

Annem

Bazen gönlümde sevinç, bazen gözlerimde nem. Nisan yağmurlarından bereketlidir annem. Ellerinden, bereket yağar hep soframıza. Dilinde bizler için buğu buğudur dua. Gönlünden güller yağar gönlümdeki boşluğa.

Başa Dön