Özgürlüğün Sesi
Ben, bir daracık pencereden, / Bulutları gözlerken. / Turnalar geçiyor
"“Yazarlık, kelimelerle oynarken ciddiyetinizi kaybetmemeniz gereken tek ciddi iştir.” – Umberto Eco"
"“Yazarlık, kelimelerle oynarken ciddiyetinizi kaybetmemeniz gereken tek ciddi iştir.” – Umberto Eco"
Ben, bir daracık pencereden, / Bulutları gözlerken. / Turnalar geçiyor
Akdeniz, ak köpüklü bir peri. / Kepezlerde dalgaların izleri. /
Çay kendinden geçer, semaver sır verir. / Ateş yükselir demlikte an güzelleşir.
Çoğunlukla, ateşîn bir nefes yakıp kavuran. Bazen bir nisan yağmuru serinliği, İklimine ulaşabilenlere efsanelerin en güzeli. Parmakları elif elif, hem kuğuları andırır hem nihâli… Süsler ufukları erguvan misali…
İşte o devirlerde, sardunyaya bir vazife verilmişti. Sivrisinek savar olarak kullanılmaya başlanmıştı. Sıtma mikrobu taşıyan sivrisineklerin hışmından sardunya sayesinde kurtulmak yolu seçilmişti. Zannımca, sardunya da memnundu böyle bir vazifeden. Pencerelerimizin önünde kurulması bu yüzdendi. Vazifesini bî hakkın ifa etmenin hiçbir şeye değişilmeyecek huzuru vardı yüreğinde sardunyanın. Böyle bir
Karanfiller, alev alırken dudaklarında, hayal ülkesinin iklimlerini abat edersin. Oysa, sen gideli, bir tebessümünün bir de dilindeki peltek (s) nin esiriyim.
Acı Çay / Acı kahve olur da acı çay olmaz mı olur.
Çözülür suya ağaçların sarı saçları. / Bir hüzün sedası sarar karşı yamaçları.
Ebru, suyla renklerin buluşmasından doğan efsanevî güzellik. Ebru, harelerinin kıvrımında nice güzellikler barındıran renk harmanı. Ebru, seyredilmesi göze ve şifa olan, nazenin. Ebru zarafet, ebru incelik…
Hâlin ve istikbalin cümle güzelliklerini, siretinde ve suretinde dercetmiş bir nihâli anlatmanın ne kadar zor olduğunu takdir edersiniz…
Zaman, yüreğime ibrişimden ilmekler ata ata geçip gidiyor. Saçların savruluyor hayallerimde. Kelimeler düğümleniyor boğazıma. Hasret, gönlüme hüzün makamından el ediyor. Gül dibaceli adın ve gamzen zaten aklımdan çıkmıyor. Ne çare tüm bu olanlar senin gıyabında. Kim bilir, sen hangi meçhul iklimleri abat edersin? Nerede avuçlarına dürer zamanı zambak
Ney üfler iştiyak ile bir Mevlevî dede. / Saçların dökülür avuçlarıma seherde.
Gittin, / Çay içtiğin bardak üşüyor. / Ben, yalaz artığı,
Hayal edebildiğim kadar, tebessümünü hayal ediyorum. Gözümde, gittikçe gülleşiyorsun. Akşam vakti leylak kokularıyla kokun dağılıyor yanıma yöreme.
Bir an için geldiğini sanıyorum.
Gül açan şafaklarda , dibacesinde gül olan taze bir başlangıçtır sevdan… Zaman yelesi alev alev bir yılkı koşan. Yolun sonunda sen varsan, her meşakkate katlanır bu emanet can.
Bir sükutun en ince en latif terennümü. / Bağlar kendine dem dem ibrişimle
Siyah, ah ile el ele verdi! İmdadıma yetişti zambak ellerin. Hayalimde elif suretinde parmakların, narinden narin… Uyku uğramadı bazı anlar semtime. Gönül yarama tuz ekti hasretin. Bilemedim nedir niyetin.
Süzülür bakışların demliğimde dem olur. / Ansızın gidişlerin gözlerimde nem olur.
İklimimde hasretin zakkumları kök salarken. O, meçhul ve muhayyel iklimlerde sümbülleri, lâleleri kıskandırır. Gizemli bakışları kim bilir bencileyin kimleri yandırır. O zamanın billûr aynasında kendini seyre dalar her sabah. Benimse gönlümde semaya yükselir ah!
Kafdağı masalları kadar gizemli ve güzeldin. Dilimde pelesenk oldu gül dibaceli adın. Adını yalnız meleklere fısıldadım.
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)
Dilberin gamzeleri.
Demliğin dem demleri.
Bardakta keklik kanı.
Tebessüm huzmeleri.
Dostun dosta ikramı.
Alır yürekten gamı.
Fincanda türkü söyler.
İnce bellide mani.
Zamanın gül kurusu
Gülde gülşen dokusu.
Rehavetten kurtarır.
Pek de şirin doğrusu.
Bardaktır mihmandarı.
Herkesin çeker canı.
Yalnız bu kadar değil.
Sohbetlerin mimarı.
İnce bir gülüş gibi.
İçe süzülüş gibi.
Ülfete kapı açar.
Kaldırır hep uzleti.
Ankara,03.09.2007
İbrahim KİLİK
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)
Dilberin gamzeleri.
Demliğin dem demleri.
Bardakta keklik kanı.
Tebessüm huzmeleri.
Dostun dosta ikramı.
Alır yürekten gamı.
Fincanda türkü söyler.
İnce bellide mani.
Zamanın gül kurusu
Gülde gülşen dokusu.
Rehavetten kurtarır.
Pek de şirin doğrusu.
Bardaktır mihmandarı.
Herkesin çeker canı.
Yalnız bu kadar değil.
Sohbetlerin mimarı.
İnce bir gülüş gibi.
İçe süzülüş gibi.
Ülfete kapı açar.
Kaldırır hep uzleti.
Ankara,03.09.2007
İbrahim KİLİK
Ankara
Şiir ve deneme türünde yazılar.
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)
Yola geç çıkanlardan olduğum için bu bölümü boş bırakıyorum.