"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Öykü

Köy Öğretmenleri

Okula geldiklerinde şaşkınlıkları bin kat daha arttı. Okul demeye bin şahit isterdi. Bırakın duvarların boyasını, sıvalar dökülüyor, demirler pas tutmuş, iskelet gibi görünüyordu. Sınıflara üç beş masa konularak bir sınıf havası verilmişti. Duvarda bir kara tahta bile yoktu. Kara tahta olmayan bir yerde tabii ki tebeşir olması beklenemezdi.

Kediler İsyanlarda

Bütün kedilerin adına konuşan Sarman Biz kediler, kedicikler bu durumdan haliyle çok şikayetçiyiz kardeşler, herkes dönüp dolaşıp bizi buluyor, sonrada sermayeyi kediye yükledik diyorlar hem de yüklüyorlar, biz bu kadar ağır şeyleri, nasıl taşıyalım ağalar, miyav da miyav, miyav da miyav yahu biraz anlayış bekliyoruz.

yazı resimYZ

Iskadro

Ayağımdaki küçük dediğim nokta, her geçen gün büyüyor, büyüdükçe çoğalıyordu. Ayağımın üzeri küçük küçük noktalarla dolmuştu. Zamanla bu noktalar birleşiyor ve kocaman bir yumru oluşturuyordu. Ne yapacağımı bilemiyordum. Yumru büyüdükçe, bot da ayağıma dar gelmeye başlıyordu.
Iskadro denilen bu siğillerin yakmakla geçtiğini biliyordum.

O Önemli Bir Yer İçin Çok Didiştik

El Aziz'liyiz biz ağam. Eski adı işte, şimdilerde Elazığ derler ilimize... Güzeldir pek bereketlidir bizim oraları... Oğlanlarımız da kızlarımızda pek bir alımlıdır, pek bir gösterişlidir... Civan gibidirler hepsi maşallah... Bizler eski toprak sayılırız şimdiki yeni yetmelere nazaran... Bar kuruldu mu, halaya kalkıldı mı hemen yanaşırız birbirimize... Elele, omuz

Bir bankın üzerinde…

Göle bakan eski bir bankta oturan anlatıcı, altın renkli günbatımında düşüncelere dalar. Şehrin kaosundan kaçtığı bu sığınakta, zihninde bir zamanlar yaşadığı aşkın anılarını canlandırır. Gizemli sevgilisinin öngörülemeyen ruh hallerini, fırtınalı davranışlarını ve aralarındaki derin bağı hatırlarken, geçmişin duygusal izleri günün son ışıklarıyla harmanlanır.

Balatlı Deli Behramı Kaybettik

Üç beş arkadaş, Balata muhabbete çağırmıştı bizi Buradaki her şey bugün bana yabancı geliyor Yaptığım ve yapacağım her fiil de anlamsız Henüz nedenini bilemediğim sebepler yüreğimin sıkılmasına, hayallerimin donuklaşmasına, vücudumun hareketsizliğine sebep oluyor Niye böyleyim? Onu da bilmiyorum

Tabanca

Tabancayı kaldırıp raylara atmayı düşündüm. Fakat bu düşüncemden vaz geçiverdim. Bir kadın bağıra bağıra telefonla konuşuyordu. Ona yaklaşıp tabancayı uzattım. Kadın soru dolu gözlerle bana baktı. Gelen metroya atlayıp oradan kaçtım. Telefonla konuşan insanlar genellikle kendine uzatılanı alıyorlar. Bunu daha önce arkadaşlarıma şaka için defalarca yapmıştım.

Babamın Radyosu

Köyümüzde ilk radyoyu Rahmetli Babam satın almıştı.. Sonra çoğu zaten arkadaşlarım olan köyümüzün çocukları nefes nefese etrafımı kuşatarak Baksana, senin baban köye küçük ve acayip bir sandık getirdi, düğmelerine basınca içindeki insanlar hem konuşuyor hem türkü söylüyorlar vallahi, inanmıyorsan git de bak..

Başa Dön