İddia Ediyorum! Teyzelik Katsayısı Poponun Yarı Çapı ile Doğru Orantılıdır.
Teyzelik kurumu işte böyle korkutucu, karışıcı kendi içinde kendi hiyerarşisini barındıran bir nevi militarist bir kurum...
"Her yeni gün, ruhun sayfasını temizler; kalem senin elinde, hikayeni cesurca yaz."
"Her yeni gün, ruhun sayfasını temizler; kalem senin elinde, hikayeni cesurca yaz."
Teyzelik kurumu işte böyle korkutucu, karışıcı kendi içinde kendi hiyerarşisini barındıran bir nevi militarist bir kurum...
Düşünün ki; duvarındaki tuğlalardan biri olarak bulunduğunuz bina, hapishane olarak kullanılmaktadır. Siz, bir tuğladan ibaret varlığınızla hapishane değilsinizdir kuşkusuz ama oluşumundan ayrılamadığınız binanın bütünlüğündeki işlevinizle, o ruha, hapishanenin ruhuna aitsinizdir. Kölelik çağında sistem, insanın, toplumun hangi katmanından olursa olsun, ruhu köleliği içselleştirmiş birer sistem parçası olarak varlık bulmasını
Genel olarak yaşam üçlemesi dün-bugün-yarın yaklaşımının yarın bölümü, şu an bile yarına doğru yol alırken, yaşamlardan uzak değildir.
Türkiye Cumhuriyetinde, terör dendi mi son yıllarda akla gelen tek ad PKK olurdu; ancak Türk halkı artık yeni ve tartışmalı bir adla karşılaşmıştı: Ergenekon Terör Örgütü.
Ya rahatsız beyinler? Onlar yoldan çıkmışlardır. Çünkü alıştığımız yolları reddederler. Alışkanlığa meydan okurlar. Başka başka raylar döşer, bir o raydan bir bu raydan gidip gelir ve bazen de çarpışırlar.
Mustafa Kemal Atatürk, ilke ve inkılaplarıyla öne çıkarılırken yavaş yavaş bu ülke insanının elinde oraya buraya çekiştirilmeye başlamış, nesnelliğini kaybetmiş, hepimizin değil, birilerinin olma yolunu tutmaya başlamıştı.
Oysa,Soluk olmuştu nefessiz kalan millete bakışları. İnkılâplar, gayret ,kalkınma hamleleri; şimdilerde bir bir sattığımız İnhisar(tekel), Sümerbank onun yadigarı. Yok artık Kızılay’daki iğde ağaçları. Ankara gecekondu diyarı...
2000li yıllar Türk toplumu için yeni ve farklı oluşumları hazırlayan ve bu oluşumlara geçit vermek üzere birtakım olumsuzlukların yaşandığı yıllar olarak hatırlanacaktır. Ta ki 2002de yapılan seçimlere kadar
İlk adımı atmak nasıl bir duyguydu acaba? Ebeveynlerimizin bizi yürümeye ikna edebilmek için verdiği uğraşlar sonucu bir gün ayağa kalkıverdik ve o tarihi ilk adımı attık. Korku duymuş muyduk, düşünmüş müydük, hesaplar yapmış mıydık, bir yargıya sahip miydik ya da bir önyargıya?
Kitabın kime hitap ettiği, neye hizmet ettiği okuyucunun niyetine bağlıdır. Çünkü iyi ve kötü kitap okuyucunun kendisidir. Kitabı kitap yapan okuyucudur.
Bu sistem, ürettiğimiz araçlar ve o araçlar yoluyla oluşan ilişkiler ağı tarafından belirlenmiş olamaz. Çünkü bizler, dünyanın bu yakasında yaşayan Doğu toplumları olarak -Batı tarafından adlandırıldığı şekliyle- ilkel toplum birimlerimiz (çöllerde, dağlarda, mezralarda yaşayan halklarımız) sayesinde biliriz ki; üç beş çanakla mağaralarda ya da tezek yapımı evlerimizde, tüm
Ah, hayat… Bazıları için sen ne çok ağırsın. Ne kolay alırsın umutları, ne kolay harcarsın… Şımartıyorsun birilerini hesapsızca, peki ya azarladıkların! Küçük bir koli için gözyaşlarını çaldığın bu yaşlı kadına bir borcun var.
Bir medya kuruluşu taraf oluyorsa veya taraf olmaya zorlanıp taraflı yayın yapıyorsa, o kuruluş tarafsız yayın yapma çizgisinden şaşacağı ve farklı bir kişinin, kurumun veya siyasi partinin tekeline girip bir propoganda aracı olacağından, asıl görevini tam anlamıyla yerine getiremez.
Düşüncelerini empoze etmeye çalışan, ırkçı/kapitalist medyada alan bulmuş, internet sayesinde alanını genişletmiş bu medya-ateşçilerinin hedefi, okurlar, dinleyiciler, izleyiciler, net sörfçüleri, hızı seven ileticiler, gözlemeyi seven masumlar, öğrenme, bilme, özümseme hakkı olan insanlardır.
Anne orgazm ne demek? diye
Masamızda çok değerli bir yazım ustası varken ve ben tüm gözler üzerime çevrilmişken, nasıl bir yanıt vereceğimi ve hızlı düşünme sürecimde us yürüterek hem üç yaşındaki küçük kızıma yeterli olmalıydım hem de üzerimdeki bakışların onaylamasını sağlamalıydım. Aziz Nesin gülümsedi hoş bir
Hatanın maliyeti ne kadar ağır! Sıfır hatalı üretimin mucidi bu işin ne kadar önemli olduğunu şimdi bize bir örnek verir gibi yeniden öğretiyor. Toyoto'dan da önce biz dünyanın en büyük denetçi kadrosuna sahip olup aynı zamanda yolsuzluklar şampiyonu olarak hatanın daha baştan önlenmesi gerektiğini zaten ispat etmiştik.
Yaşamakta olduğumuz hayatı derinlik sarhoşluğu içinde yaşayanların göremediği her an kırılmaya müsait hızla yaklaşan toplumsal ruh fay hattının hızlı bir çöküntüye ve yıkıma yol açacağı belirtileri başlıyor..
Ne alakası var demeyin hemen! Ben bir alaka kurdum ki böyle başlık attım. Önce okuyun sonra var mı yok mu karar verin. Acele etmeyin canım…
Kars'ta doğup büyüyen herkes gibi doğduğum toprakları, insanını, insani hasletlerini, kültürünü ve geleneklerini yazmayı bir görev addediyorum ve herkesi yazmak için göreve çağırıyorum...