Facebook Çılgınlığı
Geçmişine sahip çıkan her insan için anıların gözler önüne bir şekilde serilmesi...
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Geçmişine sahip çıkan her insan için anıların gözler önüne bir şekilde serilmesi...
Oyun odası öğretmeni olarak çalıştığım kısa sürede 2.5 yaşında iki tane dünya şekeri oğlum vardı. Biri çevresine gülücükler saçarken, diğeri annesinin eteğine yapışır, oyuncakların yüzüne bile bakmazdı.3 yaşından küçük olan öğrencilerim sadece istedikleri zaman oyun odasında oynar ve ne zaman annelerini isteseler, diğerlerinin aksine onu yanında bulurlardı. Gülücükler
Seni vurmalıyım, töremizdir sevgilim; Biliyorsun, bizde yarım kalan aşkları, hep öldürürler.
Bir zamanlar tam beş yıl her gün beş saat beraber olduğumuz İlk okul arkadaşlarımdan bahislerim...
Dillerden düşmeyen şiirlerin ünlü şairi Bekir Sıtkı Erdoğan için, İstanbul Beyoğlu’nda Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde 7 Ocak 2010 Cuma günü, ESKADER ve İSTANBUL KÜLTÜR A.Ş. işbirliğiyle gerçekleştirilen tarihî bir saygı gecesi yaşandı.
Emanet bir yürekle sokağın kaldırımlarını adımlarken, içimde bir hüsnükuruntuyla düşlere dalınca hep bu şiir aklıma gelir.
Hem gerçek anlamda hem düşsel anlamda evden uzaklaşırken başıma ne geleceğini bilemem. Yürürüm öyle..
Şimdilerde loş ışıklar altında ilerleyen bir ayyaş oldu yüreğim. Ya ışıklar güçlenecek ya da yolum karanlığa bürünecek. Ya umutlarım büyüyecek ya da yeni bir yola dönülecek.
Kadınlar ne ister sorusu aklıma geliyor o an. Bu soruyu okuyan kadınlar cevap olarak “aslında çok şey istemeyiz” diyeceklerdir. Sakın böyle bir cevap vermeyin. İnanın bana hiç samimi olmayacaktır cevabınız.
Bence biz kadınlar çok şey isteriz her zaman. Daha fazlasını hep daha fazlasını almak isteriz.
Zihnimizin koridorlarında koşuşturan her tür muziplik kendilerine izin verdiğimiz oranda arzı endam ederler okura. Güçlü yada zayıf, karamsar yada optimist, mistik veya realist, nihilist yada radikal insana ait hissiyatın her bir dalga boyutu, canlılığa dair tınısını koyar ortaya. Ama mesele iddialaşmaya kadar gelecek olursa, şuna eminim ki her
Amy Winehouse’u hemen hepimiz fazla tanımıyoruz. Ne yazık ki o da; ‘27 yaşında ölen ölümsüzler’ kervanına katıldı. Eğer onun beyaz cama yansıyan ve medya devlerinin spekülatif bir ivme kazandırıp Dünya’ya yeniden pazarladığı son görüntüleriyle değerlendirirseniz, inanın hata yapmış oluruz.
Gülümsemekle kaldım. Şuan salgılanan endorfin ileride bileklerimin katili olabilir...
Peki nerede aranmalı? Belgeler nereye aitler? Burası neresi? Kıbrıs değil mi? Kıbrıs’la ilgili belgeleri neden başka bir yer de aramalı insan? Yoksa; arşiv belgeleri, tarihi eser ve kültürel mirasata mı göç eder? Sadece insanlar değil midir göç eden? Ettiklerin ne olur? Ne yaparlar gittikleri topraklarda? Ne zor sorular
Kimseyi sevmemeli diyor acı
Kimseye kendinden fazla kendini arkadan bıçaklatacak kadar güvenmemeli diyor
çünkü en iyi sen hissedersin içinin yandığını
Selim İleri