 • İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey |
441
|
|
|
|
Benim anlamakta güçlük çektiğim,hukuk dışı olmayan,dikkat çekmeye,ikaz etmeye,katılmadığını,onaylamadığını ifade edecek tepkiler niye gösterilmiyor? |
|
442
|
|
|
|
Hayat birbiri ardına aynı yolda ilerleyen vagonlar gibi aynı sona aynı baştan.tükenmek bilmeyen bir kahır yaşamak böylece farketmeden farkedilmeden usulca ve aynıca geçip gitmek yeterince paylaşılamayan bir ömrün ortasından acı ve katlanılmaz derecede bağımlı hayallere. |
|
443
|
|
|
|
Dil, din,ekonomi, yönetim ve kültür eleştirisi yapan kübik deneme |
|
444
|
|
|
|
Havada buğum buğum güneş ışıkları ve bahar kokusu var artık.
Ilgınların savruluşunu, dağ kekiklerinin sersemletici kokusunu duyar gibiyim şimdiden.
Yaz mevsiminin özlemi iliklerime kadar titretiyor, göz bebeklerim toprak kokusunu doya doya teneffüs etmek isteyen beynime inat ufuktaki dağlara kayıyor.
|
|
445
|
|
|
|
Yani bu gazetecileri, basını anlamak zor gerçekten. Yukarıda ki haber yakın zamanda gazetelerin birinin magazin ekinde yayınlandı... Ne alaka şimdi bu? Sanatçı hanımefendinin birisi beş bin liralık çorap almış. Alır keyfinin kahyası mısınız? Almasında bir problem yok. Problem bunun çok önemli bir olaymış gibi haber yapılmasında... Bizim de olayın sinir olduğumuz tarafı bu... |
|
446
|
|
|
|
“Bekledim de gelmedin” şarkılarının yankılandığı topraklarda ne beklenenler benzer, ne de sihirbazlar gelir. Gelenler de sihirsiz değnekli gelir. |
|
447
|
|
|
|
Kuran ahlakına uygun yaşam süren bir ailede, bugün birçok ailede yaşanan sorunlar yoktur. Günümüzde, anne ve babaya itaatsiz, saldırgan çocuklara ve onlara doğru ve yanlışı anlatmayan, onlarla ilgilenmeyen, birbiriyle de geçimsiz olan anne babalara çok sık rastlanır. Bu evlerde, sevgi, saygı, hoşgörü, anlayış ve şefkat yerine tartışma, kavga ve hakaret hakimdir. |
|
448
|
|
|
|
Kimse kimsenin işine karışmaz… Komşunun tavuğu, komşuya kaz görünmez… Kimse diğerini yolunacak kaz gibi görmez… |
|
449
|
|
|
|
Levye, kavgacı sürücülerin taş devrinden kalma silahı! |
|
450
|
|
|
|
Çoğu zaman televizyonlarda sokak röportajları olur. Denk geldiği zaman ilgi ile izlerim hepsini. Karşıdan iki tane mini etekli, makyajlı, çıtı pıtı, manken gibi bayan geliyor. Spikerin elinde mikrofon, uzatıyor bayanlara... |
|
451
|
|
|
|
Beğenilen taklit edilir, sevilenin ardından gidilirmiş…
Çünkü insan kişiliği bir sünger gibi bilgileri emer ve bir bukalemun gibi edindiği bilgilere göre beğeni ve algı renkleri değişir... |
|
452
|
|
|
|
Sağlık biz insanların en kıymetli hazinesidir.Parayla ve çalışmayla elde edilemez.Vücut,Allah’ın bize emanetidir.Bu hassas yapıyı korumakla mükellefiz.Hiçbir şey sıhhatten daha değerli değildir. |
|
453
|
|
|
|
Sıkça baş vurduğumuz bir başka savunma mekanizması |
|
454
|
|
455
|
|
|
|
-“Bir kadın parçalandı dün, o nedenledir bu sessizlik ve tenhalık!”
Kızımla olduğumuz yerde donmuş gibiydik, dudaklarımızdan aynı anda şaşkınlık nidası sözcük yuvarlanıvermişti:
-“Nee!” |
|
456
|
|
|
|
Paranın büyük gücü onlarda olsa da her ne kadar, her zaman bu havalara girmişlerdir süper güçler diye tabir edilen devletler... Kimdir bunlar, hepiniz az çok biliyorsunuz... Başta Amerika, Rusya, Fransa, İngiltere, Sanayi Devi Almanya... Bir de şunu sormak lazım, dünyanın birileri tarafından yönetilmeye ihtiyacı var mı? Yönetirken de illa sömürmek zorunda mısınız?
|
|
457
|
|
|
|
İnsan bilmediği bir tehlike karşısında ne yapacağını, nasıl düşüneceğini anlık kavrayamaz, hele ki bu en değerli sağlığımız olunca, panik atak krizleri yaşarız. Öyle ya, bu DOMUZ GRİBİ yeni bir hastalık değil ki. Neden daha önce önlem alınmadı? Bu virüslerin hazan aylarında daha çok yayıldığını beşikteki bebek dahi bilir hale geldi.
|
|
458
|
|
|
|
Piçleşmiş bir ideolojinin gerçekleşmesi için sistemin istediği zavallılığa bürünebilirsen kebap iş öğretmenlik. |
|
459
|
|
460
|
|
|
|
TV reklamları bu ülkedeki psiko-sosyal bunalımın, hastalığın ve ruhsuzluğun çok açık bir göstergesi, adeta toplumdaki gidişatın, zavallılıkların, aczin, yenilginin, çürümenin ve kokuşmanın aynası olmuş. Ruhunu kaybeden toplumlar diğerleri karşısında başarılı olamaz, ruhsuz uluslar ezilmeye ve özgürlüklerini kaybetmeye mahkumdurlar. |
|