"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Yûşa Irmak

Yağmurda Koşamayanlar

Geceleyin parlayan bir ışıkta seyrettim balkonumdan. Kurgulanmış, saçma-sapan hikayemin esas kahramanı olarak, kurgulamaya çalıştığım hikâyemde bugün hangi kahramanı oynasam diye rol beğendim kendime.

12 Eylül Fermanı

Evren başkanlığındaki Milli Güvenlik Konseyi, ihtilalden 46 gün sonra bir kanun çıkardı. Bu kanunun metinleri aslında birer ferman olsa da isimleri kanun olacaktı.

Günbatımı Eski Bir Masada Başladı Her Şey

Ancak bu evin gün doğumuna bakan tarafı değil de gün batımına bakan bir damı olmasaydı bugün sizlere kitaplar hakkında herhangi bir söz söyleyemeyebilirdim. Evin damındaki o ahşap masada günbatımına her baktığımda hüzünlenmem ve kitaplarımı masaya yaymam için konulmuştu sanki

Ruhu Vurgun Yemiş Dalgıçlar

İyilik ile kötülük bir halatı iki ucundan çekerken, hüzün ile neşe, dinginlik ile çılgınlık, teslimiyet ile isyan arasında bir gerginlik yaratır. İşte bu gerginlik, onun insan ruhuna olan büyük çekimini doğurur. Ve her insan bir mıknatıs gibi birbirine çekilir

Ben Olsam Ne Yaparım

Çoğumuz Ben olsam ne yaparım? sorusu ile bir şekilde muhatap olmuş ve ardından yapacaklarımızı sıralamışızdır. Aslında bu soru, bilimsel bir çıkış değildir ama verdiğimiz cevaplardan yola çıkarak çoğu insanı harekete geçirmeyi başarmıştır.

Kilidi Açmak

İnsan fıtratı, yabancılaşmayı, eksilip bütünlüğünü kaybetmeyi ve yozlaşmayı geçen zaman içinde -negatif, pozitif etkileşimlerle- değişebilir. Bu yüzden bir bütünlük şuuru olmadan birinin başka birine hoşgörüsünün olması düşünülemez ama, fakat ve lakin belki hoşgörünme çabası olabilir

O Kelime!

Şimdi Santorinide uzaklara bakıp zihnimin içini boşaltıp, yüreğimin ağrılarını tamir ederken, Capotenin Yerel Renklerini nereden ve niçin hatırladım, bilemiyorum

Kaygı ve Endişe İnsanı İnsanlıktan Çıkartır

Gerçek şu ki, insanları kaybetme, üzme korkusu ya da onların ihtiyaçlarını karşılama ve yetersiz arkadaşlıkları sebebiyle; yalnızlığı, sessizliği tercih ediyor oluşunuzun tek sebebi kafanızdaki; mı acaba ve birtakım endişelerden başka bir şey değildir. Kaygı ve endişenin insanı insanlıktan çıkardığına onlarca kez şahit oldum

Ezberlerin Bilimsel Kılıklısı Bir Felakettir

Bir dönem sağ cenah yazarların duygu dünyalarından süzülen en kötü eseri, sol cenah yazarların en iyi, en popüler eserlerine tercih ederdim. Sol düşünür veya yazarların ne dünya görüşünü ne hayat biçimini ne de yaşam felsefesini zerre kadar merak etmezdim.

Eşek Edebiyatı

Eşek, edebiyatın ve felsefenin olduğu kadar geometrinin ve sosyolojinin de en gözde mecazları arasında yer almış. Birçok şair, yazar, düşünce insanı, filozof, bilim insanları hatta folklor da eşekten vazgeçmemiş.

Gidene Yol, Kalana Yer Vermek

Düşünüyorum. Çokça düşünüyorum Sanki aklımın bugüne kadar hiç denemediği, şimdiye kadar hiç kullanmadığı tarafıyla düşünüyorum Günlük yaşadığım olaylar, konuştuğum kelimeler, yaşadığım anıların vücuda getirdiği hayalleri algılayıp bir bütün haline getirebilmekten acizim.

Hallerinden Memnun Cevherlerimiz

Bir kere insanın kendine saygısı varsa bu yaptığımız işe, söylediğimiz söze, aklımızın kibarlığına, gönlümüzün genişliğine ve vicdanımızın bizleri rahatsız etmemesine etki edecektir.

Hakikati Hakikat Olduğu İçin Sevmek

Diyelim ki bir düğüne davet edildiniz. Eğer düğüne gitmek için; Evet dediyseniz bu size aksiyon kazandıracak ve birtakım yolların açılmasına vesile olacaktır. Ama bu yolların açılması düğünde olabilmek için yeterli değildir.

Gülmek İçin Krala Ağlamak İçin Filozofa Gitmek

Doğduğu zamanlarda tebessüm ediyordu Doğu, Batı ise hiçbir zaman vazgeçmedi kahkahadan. Sırf bu yüzden perdeler diktirdi kahkahaları giydirmek için ve alkışlattı onu. Ciddiyet kadar komik bir şey yoktu! Ciddi Olmanın Önemi adlı oyunu seyredenler kırıldı kahkahadan...

İstanbulu Düşünmek

Şimdi saat sabahın dördü. Hava sert. Rüzgar esiyor. Ha yağdı yağacak bir hava var gökyüzünde. Balkonum soğuk, bu soğukluk sanki onu hüzünlendirmiş, hani bir şeylerden korkup çekiniyormuş gibi bir ruh haline bürümüş

Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi'nin Düşündürdükleri

Button doğduğunda adeta bir mahluk gibi, korkunç bir yaratığa benziyordu. Yaşlı biriydi, sıra dışıydı ve bildiğiniz sahtekâr bir o kadar da tehlikeliydi. Hayatı, bu dünyada süregelenin tersine işleyerek her geçen gün daha da genç görününüyordu. Hakikaten çok tuhaftı bu.

KİTAP İZLERİ

Kapak Kızı

Ayfer Tunç

Ayfer Tunç’un "Kapak Kızı" Romanı: Çıplaklığın Katmanları ve Toplumsal Yüzleşme Ayfer Tunç’un ilk olarak 1992’de yayımlanan ve daha sonra "zemin aynı zemin, inşa aynı inşa"
İncelemeyi Oku
Başa Dön