Kur'an'da Zamanın Göreceliği
Modern bilimce doğrulanan, zamanın, yaşanan olaya, mekâna ve koşullara göre değişen bir algı olduğu gerçeğini Kur’an ayetlerinde görebiliriz.
"Söz uçar, yazı kalır... ama bazen yazı da o kadar uçuk olur ki, okuyanın aklı başında kalmaz." - **Terry Pratchett**"
"Söz uçar, yazı kalır... ama bazen yazı da o kadar uçuk olur ki, okuyanın aklı başında kalmaz." - **Terry Pratchett**"
Modern bilimce doğrulanan, zamanın, yaşanan olaya, mekâna ve koşullara göre değişen bir algı olduğu gerçeğini Kur’an ayetlerinde görebiliriz.
Kitap eleştirmenliği öyle kolay bir mesele değildir ve hele eleştirilmeye çalışılan kitap, Sonsuz Allah’ın „lâ raybe fih“ (içinde şüphe yok) mühürlü kitabıysa, işler daha da imkansızlaşmaktadır.
Hac mahşerin sembolik provasıdır. Allah’a teslim olmanın, yeniden dirilişin, Allah ile ahdini yenilemenin, dünyevi bağımlılıklardan kurtulup, özgürlüğe kavuşmanın sembolüdür... Kurban, Allah’a yakınlaşmak adına çok sevdiği oğlunu feda etmeyi göze alabilen Hz. İbrahim’in(as) mübarek anısıdır...
Bu dünyayı biz yaratmadıysak nasıl özgür olabiliriz ki.Bir filozof: " Ben Tanrı'sız bir yerde yaşamak istiyorum” der.Tanrı olmadığında mutlu olabilecek miyiz? Hayat bize hep mağlubiyeti öğrettiyse ve haksızlıkları önleyememeyi öğrettiyse bu dünyada kötülük yapanların yaptıkları yanlarında kar mı kalacak.
Tevrat ve İncil tek bir Şeytan’dan söz eder. Oysa, Kuran hem Şeytan, hem de Şeytanlardan söz eder. Çeşitli şeytanlara inanış Afrika ve Uzakdoğu dinlerinde de görülür. Hristiyanlık'ta tek Şeytan inancı olmasına karşın, Müslümanlıkta Büyük, Ortanca ve Küçük Şeytan olmak üzere üçlü bir Şeytan inancı vardır. Hristiyanlık'taki üç tanrı/tek
..lambalar eğri, aynalar akrep meleği zaman çarpılmış atın son.....
İnciller üzerine yazdığım iki makalemin ardından, bu serinin son yazısı olarak incillerde yer alan birbiriyle çelişkili cümleleri maddeler halinde yazacağımı belirtmiştim. Daha anlaşılır olması için bu maddeleme metodunu kullandım.
İslam ve Hakikat konulu bir yazı.
Deneme amaçlı olarak yazdığım şiir kitabı çalışmamın ön anlatımlarından bir tanesi...
İnsan aklı böyle işte, bazen hiç bilmediğin insanların peşinden sürükler
Bazen de aklını işletir anlattırır.
İlim idrakında olursak ne haktan geçeriz
Ne de yardan.
Bütün güzellikler bizim için bu can sıkıntısı neden dir..neden zorlaştırır insan yaşantısını.
Müslümanların dini vecibelerinden birisidir gücü yetenlerin kurban kesmesi… Her yıl gerçekleştirilen bu kulluk eylemi, kulu Allah’a yaklaştırır. Sözlükte yaklaşmak, Allah’a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban, dinî bir terim olarak, ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.
Kurban İslam itaat kültürünün önemli bir yansımasıdır. Zorlu bir imtihana tabi olduğumuz bu dünyada bedenî ve malî ibadetlerle görevli kılınmışız. İbadetlerimizi Allah’ı hoşnut etmek, gazabından uzak durmak için büyük bir aşkla ve şevle yerine getiririz. Vaktinde ifa etmemiz gereken ibadetlerden birisi de kurban kesmektir. Fakat bu sadece malî
Eski Mısır'da yaşamış bize anlatılanlardan farklı bir Firavun var. Bu yazıda onunla ilgili küçük bir derleme bulacaksınız.
Takva sahipleri de Allaha ortak koşmayan, Allah için yaşayan, güzel ahlak ile hayatını idame eden, kulluğun yalnızca Ona olması gerektiğinin bilincinde olan aklı selim sahibi kimselerdir.
Bunu yapmakla bir nevi, Hz. Âdem’den beri insanlığın ortak bir düşmanı olan şeytan ve onun temsil ettiği kötülük ile aramıza mesafe koymuş oluyoruz. Kötülüğe karşı iç dünyamızda bir direnç geliştirerek, dayanışma içerisinde buna karşı ortaklaşa bir tavır alıyoruz. Yaratılışımızın doğal bir sonucu olarak bizi her tür varlıktan ayıran,
Kuran adına konuşmak kolay ve zahmetsizdir. Asıl önemli olan ve doğru olan da Kurandan konuşmaktır. Eleştirmeyi bilmeli, eleştirilmeye de açık olmalıyız. Olay ve olgulara tabiri caizse at gözlüklerini çıkarmadan yaklaşmak, sadece tahribatlara sebep olur. Kim veya ne adına eleştirdiğimiz ve eleştirildiğimiz de çok büyük önem arz etmektedir. Hiçkimse
Batılılar olarak aklı, sezgiden üstün sanıyor ve önce zekâyı geliştirmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken ruhun diğer kuvvetlerini görmezden geliyoruz. İnsanlığın bu temel faaliyetinin aksatılması, modern insanı ruhen kör yapmaktadır. Bu körlük, insanı sosyal hayatın üretken bir unsuru olmaktan uzaklaştırmaktadır.
Mukaddesiyat duygusu, özellikle dua ile ifade edilebilir. Dua