İyilikle Tuccar Olunmaz!
İyilik denilen ululuk, bu kervanda sana han sunmaz. At olursun, eşek olursun da iyilikle tüccar olunmaz.
"Yazmak, aslında düşüncelerinizi, sanki onlar sizin değilmiş gibi, bir başkasına satmaya çalışmaktır." - Terry Pratchett"
"Yazmak, aslında düşüncelerinizi, sanki onlar sizin değilmiş gibi, bir başkasına satmaya çalışmaktır." - Terry Pratchett"
İyilik denilen ululuk, bu kervanda sana han sunmaz. At olursun, eşek olursun da iyilikle tüccar olunmaz.
babalarının üzerinde yeni ve zamanına göre gösterişli bir takım elbise vardır. bu elbise o zamanın beylerinden birinin dikkatini çeker ve o elbiseyi almak istediğini yakınlarına söyler, işte bunu duyarlar. O gece hiç uyumazlar
Güzel bir düştür; hayat gördüklerinize mi inanırsınız inandıklarınızı mı görürsünüz hepimizin ruhunda bir imzalanmamış ateşkes vardır duygularımıza ve mantığımıza ters düşen güzel bir düş herşey...
Bütün memeleri zaptedilmiş, bütün bağırsaklarına girilmiş, bütün bağışıklık sistemi çökmüş bir şekilde son nefesini vermeyi bekliyor, hoyratça sündürülürken memeleri, yaralı bir hayvan gibi can çekişiyor vatan
Yarın olmadan…
Gök yüzünde uçan kuşları sayabilir,ne kadar az
kalmışlar diye üzülebiliriz.
Yarın olmadan…
Aç açık kalmış bir komşumuza iki somun ekmek
Veya;
Aşk yürek kapımıza dayanmıştır, ayağımızı yerden kesip, karlı dağların zirvesine ulaştırma heyecan kırpıntılarının tomurcuklandığı süreçtir. Belki de yüreklerin ifade edemediklerini gözler ile konuştuğu andır.
Her gün uyanırken üzerimden atamadığım yorgunluğum inanıyorum ki artık beni terk etmeyecek, izlerimin takipçisi olarak halime hükmedecek.
Bütün kadim dinlerim sırt dönmüştü inançlarıma. Bütün dinleri ve Tanrıları öptükten sonra Tanrısızlığı seçtim, inançlarımı yok ettim tüm dinlere. Hiç azalmadı lanetim, hoyratça hırpalandığım aşk suskunluğu gibi ruhumu terk etmeye kıyamadılar belki de.
hayatımızda yaptıklarımızın bir anlamı olması için onların bir referans noktasına sahip olması gerekir diye düşünüyorum..
Leonardo da Vinci'nin ölmeden önceki son sözü, bana yıllar öncesinde okumuş olduğum yukarıda aktarmış olduğum yazıyı anımsatmıştı:
"...Çalışmalarım olması gereken kaliteye erişmediği için Tanrıyı ve insanlığı gücendirdim..."
Yazımı okumadan önce Ali Yerli Beyin Kırılma başlıklı yazısını okumanızı öneririm, yazım da kendisinin önerdiği bir düşünceyi de sorguladığım için. Sadece kendimi harekete geçirmeye çalışıyorum, hayatın içine doğru, doğru bir adım atmak için güç topluyorum. Okuyan herkese teşekkür ederim.
Kol kırılır yen içinde kalır durumu değil
Ne çok şey gizleriz içimizde ve bunca gizlenmiş sırlarla birlikte yaşamak ağır gelivermiştir günün birinde. Sımsıkı kapattığınız kapılarınız sert bir rüzgârla ardına kadar açılıverir. Nasıl açılmış olursa olsun, bir süre açık kalmalıdır. Ve ışık dolmalıdır ruhumuza. Bahar havasını çekmeliyiz içimize, ağırlıklardan kurtulmalıyız.
Bir arkadaşımın yazısının bende uyandırdığı yansımaları, kendisine yazdığım not ile birlikte sizlerle paylaşmak istedim. Okuyan herkese teşekkür ederim. Arkadaşımın farklı yazılarını http://sakalliperi.blogspot.com sitesinde görebilirsiniz.
SarmasikSakal
Ahmet Elgin;
Şöyle güzelce dur da seni resmedeyim
Sakallı Peri;
Bir ağacı budamak onu kökünden etkiler mi? Bir derenin önüne taş koymak suyu engeller mi?
Hayatımızda birçok sorun yaşamaktayız. Bu sorunları geçici çözümlerle önleyebiliriz belki ama bir gün o sorunların yeniden yeşerdiğini ya da yeni bir kaynaktan önümüze çıktığını görürüz. Öyleyse yapılması gerek şey sorunun köküne