"Bir yazarın cenneti, eleştirmenlerin cehennemidir." - Anonim, herhalde bir yazarın iç sesi."

Deneme > Yüzleşme

üzgün

Ne Dersiniz?

Ölüm sessizliği gelecek yüreğinize. Bir hançer misali saplanacak kelimelerim kanatmak için ihanetlerinizi.

karışık

Halkıma Fedamdır!

...tohumum asfaltınıza, bahçem sarmaşığınıza, toprağım 'kastlığınıza', bayrağım gönderinize, gözlerim görüntünüze
ve aşkım çölünüzün vahasına
feda olsun...feda olsun...

üzgün

Yalnızlık Krampları

Sade kahvemin son yudumunu alırken, herkesi tekrar inceledim. Masadaki kürdan kadardı şişmanlıkları, yada ben çoktan ateşe vermiştim tüm komedi tahtalarını...

olumlu

3 Ü Bir Arada...

Isıtan buzdolabı + kirleten çamaşır makine sı + toz serpen elektrik süpürgesi = buda 3 ü bir arada nın ‘’ kısmetsiz bedevi mönüsü ’’ dür ..

üzgün

Sadece Bir Damlayım

Kavga dolu bir gecenin yastığa asılmış hatırası olmalıydım. Halledilemeyen problemlerin, belki de kendinden bile gizlenen sonların habercisiydim.

nostaljik

Roman

Hayatın kimliğine dair bir deneme.Onun dilinden anlamak onu tanımak için bir ipucu var:ZAMAN....Zaman açtırıyor açmayan çiçekleri;zaman konuşturuyor hiç susmayan yürekleri...Bu yazıda hikayesi dinlenilen bir dost var.Ancak cümleler tamamen bana ait.Canım arkadaşımın bugün doğum günü.Onun bu mutlu gününü yürekten kutluyorum...

düşündürücü

Her Şey ve Hiç Üzerine

Kendinizi bir hiç gibi hissettiğinizde her şey olabilir, her şey gibi hissettiğinizde bir hiç olabilirsiniz!

düşündürücü

Başrol

Aslında, sadece bazıları sonları görmelidir. Kurallar böyle yazılmıştır. O zamana kadar oyun akmıştır, birçok sahne yaşanmıştır. Ama kim başroldedir aslında, fragman

üzgün

Su Kenarında Bir Akşamüstü

“…..yazdıklarınızı göndermek istemiyorsunuz bana öyle mi? İnanmıyorsunuz bana öyleyse. Kafamda yarattığım kadını sarsar mı sandınız? ...”\* Franz Kafka

olumsuz

Övünmenin Dayanılmaz Cazibesi

Ne soyumuzu biz seçiyoruz, ne ırkımızı, ne dilimizi, ne bedenimizi, ne zekâ seviyemizi, ne yeteneklerimizi. Bir çadırda doğabilirdik ya da Afrika’daki bir yam yam kabilesinde. Allah, aklımızı, servetimizi, makamımızı, çocuğumuzu, güzelliğimizi, yeteneğimizi, sağlığımızı alıverse, onları tekrar bize kim verebilir?

olumlu

Haberiniz Var mı? Hicri 1429"dayız…

Zaman akıp gidiyor kendi mecrasında. Fakat bizler bu akışta pek çok şeyin farkına bile varamıyoruz. Çünkü ayrıntılara takılıp kaldığımız için gerçekleri göremiyoruz. Zaman, hicrete mahkûm hayatları menziline taşıyor. Her gün fark etmesek de gönül dünyamızda hicretler yaşıyoruz. Zira hicret sadece bir yerden bir yere maddeden göçmek değildir. Mana

Başa Dön