İnsan Gerçekliği
İnsanlık için gönderilmiş herşey insandan daha değerli değildir. İnsanlık için gönderilen şeyler yüzünden insanlara kıymayınız.
"Bana bir kitap verin, size bir cehennem yaratayım." - William Shakespeare (muhtemelen)"
"Bana bir kitap verin, size bir cehennem yaratayım." - William Shakespeare (muhtemelen)"
İnsanlık için gönderilmiş herşey insandan daha değerli değildir. İnsanlık için gönderilen şeyler yüzünden insanlara kıymayınız.
“susalım” diyorum bu defa benim olan sesin, benim olan gerçekliğiyle…
Bazen susmak gerekirmiş…
Spinoza der ki, insanın tutkuları olmaması olanaksızdır, ama belki adam, ruhunda o kadar mutlu düşünceler yaratır ki, tutkuları bunların yanında pek küçük kalır...
Sokakta, yapayalnız kalmış, iki küçük kız gibi kalakaldık ayazda...
Ne soranımız vardı, ne de sevenimiz...
Başımızı sokacak bir yer bulamamıştık... Yersiz , yurtsuz, kimsesizdik...
Sen ve ben… Asla kutsayamayacağız ne yaşamımızı ne ölümümüzü…
O yüzden haydi devam edelim yaşamaya, yaşamanın oksijen ve karbondioksit boyutunda!
Şaşar kalırsın yaşamın sana sunduklarına. Hep eza mı? diye sorarsın, isyan etmekten korkarak. Sonra anlarsın ki bu düşüşler daha büyüklerini engellemiş hep. Her acı da bir mutluluk gizliymiş. O an çözememiş, şaşırmışsın. Bakakalmışsın. Aradan hep zaman ge
Ne acı ki artık sana dokunmak, sana sarılmak, seni öpmek mümkün değil. Ölüm böyle işte. Artık o sevdiğin insan sadece kalbinde ve aklında. İnsan kabul edemiyor bir türlü. Sanki sen bir yere gitmişsin de gelecekmişsin ya da numaranı çevirsem sesini duyacakmışım gibi geliyor. Sonra kafama dank ediyor. Bu
Ölülerime ağıtlar yakarak geçiyorum hayatın (bildiğimi sandığım, ama aslında bir insan eli kadar yabancı) yollarından…
Ruhunu dinlendir bu büyük gürültünün içinde. Unutmuşlukların ve unutulmuşluğunla otur bir ağaç gölgesine. Bırak kendini toprağın ve rüzgarın gürültüsüne. Onlar sana anlatacaklardır tüm yitirdiklerini. Ruhuna anlat yitirdiklerinin içinde bıraktığı büyük sızıyı. Gözyaşlarını korkusuzca akıt toprağa çünkü ruhun tekrar toplayacaktır onları senin için. Sadece yitirilmiş zamanların senden götürdüklerinin boşluğunu
Kendimi yeşillikler içinde buluyorum. Nane, maydanoz, tere, kıvırcık… Köylümün dağlarının otları; hardal, çıtlık, madımalak buram buram bahar kokuyor, köy kokuyor. Salatalıkların üzerine yerleştirilmiş bir yazı dikkatimi çekiyor “Köylü”
Bakmıyor, görmüyor, duymuyor, hissetmiyor. Aklı, ruhu, beyni başka yerde. Ne oldu diye sorsam? Duyacaklarıma hazır mıyım, kabul eder miyim? Kabul edilir mi? peki kim kabul eder? Sorulardan çok alınan cevaplardan kaçar insan. Duymamak, kabul etmemek için kaçar.
Kaçmıyorum. Soruyorum.
Meğer aşk kapıyı çalmış kapı
İnsan tüm sistemlerin öznesidir, İnsan olmadan hiçbir sistem anlam ve değer ifade edemez.İnsan denen mahluk, erkek ve dişinin toplamıdır.Erkek ve dişi bilinmeden İnsanın bilinmesi ve dolayısı ile Hayatın bilinmesi sözkonusu olamaz....