Yaşama Sevincimiz Eksilmesin
yaşama sevinci; kişiden kişiye değişen bazı hayatlarda kayıplar oluşturan bazı hayatlarda ise beklenen güneşin doğuşuna şahit olduğumuz bir kavramdır.
"Edebiyatın acımasız kuralıdır: Okur, yazarın ölüsüyle dans etmekten daha çok zevk alır." – Edgar Allan Poe"
"Edebiyatın acımasız kuralıdır: Okur, yazarın ölüsüyle dans etmekten daha çok zevk alır." – Edgar Allan Poe"
yaşama sevinci; kişiden kişiye değişen bazı hayatlarda kayıplar oluşturan bazı hayatlarda ise beklenen güneşin doğuşuna şahit olduğumuz bir kavramdır.
Dört fıkra var...
YZSam Amcasının sevgili yeğeni Trampa Dayı neden bu kadar saçmalıyor, çözüyorum yavaş yavaş bunun saçma atan bir tüfeği varmış zamanın da kuşlara çok sıkmış saçmaları, evde de bir miktar kalmış o tarihte saçmalar, onları nasıl bitirecek Trampa Dayı, işte böyle saçmalayarak bitirmeye çalışıyor. Sam Amcasının kemikleri sızlıyor mu
Şermin Yaşar
Üç fıkra...
Zayıflar ölürken, hayatları param parça olurken her şey olağan da, gücü olan kötülerin burnu kanadığında, kanatıldığında niye onları cezalandıranlar kötü oluyor?
Kendimi, ağzına kadar dolu ofislerde, süpermarketlerde, yollarda, asansörlerde kimseyle konuşmayan biri olarak fark edince; kimlerle konuşuyorum ben diye düşünmeye başladı iyi eğitilmiş ama çok kilometre yapmış yaşlı belleğim
aile; anne baba ve çocukların oluşturduğu toplumun en küçük kurumudur.
Yaşamak buysa, yaşayalım ama bu değilse, o zaman yaşamak neredeyse oraya gidelim.
Bu sözü ilk duyduğumda sevmiştim. Hala etkili bir söz olarak bir kenarda durur benim için. Çünkü sözün sahibi rahmetli Suzan Akay ile aynı duyguları farkında olmadan ben de hissederek yaşamışım. Benim de ne zaman
Buraya kadar her şey güzel de diğer takımların başı kel mi? Kasımpaşası var, Sivassporu var, Antalyasporu var. Biz de menü istiyoruz diye ayağa kalkarlar ise ne olacak durumlar? Her takıma menü yapmaları lazım. Hatta ikinci lige kadar gider bu durum...
Genel de çoğu kişi yaz tatilinde kitap tavsiyesinde bulunur ama ben böyle düşünmüyorum. Çünkü bana göre kitap okumanın herhangi bir mevsimi yoktur. Okumak isteyen için yazın, kışın da pekâlâ kitap okunur. Hem, Borges; Ben kendi payıma hazcı bir okurum; bugüne kadar tek bir kitabı bile yalnızca eski olduğu
Yazmak iyi gelir insana hele ki bembeyaz bir sayfaya.
Vakitlerden Mayıs başları; yani baharın son demleri, yazın arifesi olmasına rağmen yüreklerde yaşanan sanki zemheriydi. Bahar sadece tabiata gelmişti, yüreklere değil. Bir millet amansız bir esaretle boğuşuyordu. Uçurumun kenarında asılı duran, ha düştü ha düşecek konumunda mahzun bir ülke vardı.
Melisa Kesmez