Düş Çapkını Siyah Karınca
Mencilisli bir peri, çalılıktan ay ışığına yükselen kanatsız kuş. Uçtu. Kirişi kırıyor tazı, periler terk-i gölgelere,
"Bu sabahki kahvemde evrenin tüm sırları vardı, ama maalesef kahve çok sıcaktı ve anlamadım." - Albert Einstein"
"Bu sabahki kahvemde evrenin tüm sırları vardı, ama maalesef kahve çok sıcaktı ve anlamadım." - Albert Einstein"
Mencilisli bir peri, çalılıktan ay ışığına yükselen kanatsız kuş. Uçtu. Kirişi kırıyor tazı, periler terk-i gölgelere,
\- Doktor grüsülerini iletiyor sana…
\- Selamlarını desene sen şuna.
\- Öfff, sıcakmış buralar. Orası 18 dereceydi gelirken.
\- Eee, kuzeyde kalıyorsunuz biraz, arada o kadarcık fark olacak. İzin ver alayım valizini. Çıkarken hava durumuna bakmış mıydın?
\- Bakmıştım ama, yanıldım yine de.
Aynasını arıyordu sokakta Cabbar. Sigarasını çıkarttı. Bir kibritle çekti içine. Bir teneke gıcırtısı köşedeki boyası sökük duvarın önünden geldi. Hayır. Burada bütün evlerin rengi fluydu. Bir kedi göz ucuyla önünden geçti.
Buzul çağı tekrar gelirse dünyamıza sebebi sensin ey insan evladı
Evinden(ev=546646) çıkıyorsun(dış=45677413) apartmandaki merdivenin basamaklarını saydın(178), sırf bu yüzden çatı katına çıktın.
İneklerin dünyayı ele geçireceğini söyleyen bu adamla tanışmanızı isterdim. Benim için gerçekten çok ilginç bir deneyim olmuştu.
Aniden elindeki bardağın ne kadar kirli olduğunu farketti adam, üzeride dudaklarından bulaşmış az önce yalanmış bir kaç organın doku kalıntıları , kedi kılları, üçüncü sınıf fındığın, dördüncü sınıf kırmızı şarapla karışarak oluşturduğu tatak büyüklüğünde sarılıklar ve kadehin içinde dışından daha çok bulunan parmak izleri ... hepsini bir araya
bugünlerde dar geliyor her şey bana. Ne giysem, ne geçirsem üzerime dar geliyor..ya ben çok büyüdüm ya da..
Sensiz gecelerde eserdi acı rüzgar
Arsız sancıların kol gezdiği duvarlarda saklıydı resmin
İki dudak arsında lal dilimden düşmezdi ismin
Siğneme saplı iki yaylı ok gibi apansız
Kükreyerek kinayelerin sitemlerin inerdi
Dikkat!
Söylediğim gibi, burası ciddi insanların ülkesi.
Bu bilgiyi size yazdıklarımla beraber vermek istiyorum, kulak verin lütfen.
Eğitim, hoşgörü, insanlık ve zeka düzeyi düşük toplumlarda, komedinin zirvede olduğu bir noktada olaylar hiç beklenmedik bir şekilde,
bir faciaya ve büyük bir
Şah damarındaki kanım, azar azar boşalıyor. İncecik bir boruyla… Birkaç metre ötemde duran kovaya akıyor. Yavaş yavaş ölüyorum. Beni bağlamış bu sandalyeye. Boynuma bir boru geçirmiş. Son satırlarımı yazabilmem için de, bilgisayarı kucağıma sabitlemiş. Bedenimi hareketsiz, bir tek ellerimi aktif kılmış. Yaza yaza öleyim... Yavaşça öleyim istemiş. Yazdıklarımı
Umarım sizde bu yazıyı okumaya başlarken benden gerçekten size yeni bir dünya düzenini anlatacağımı beklemiyordunuz. Benim amaçladığım da biraz başka ve alçakgönüllü bir girişim.
İletişim kurmak.
Her Çocuğa Bir Laptop adlı uluslararası yardım organizasyonunun bende yarattığı yazı yazma isteğinin meyvesi. Hadi yiyin!
? Bu duman havasını bozar mı? diye dertlenirken ‘O duman senin içinde’ diyen bir ses duyarım. Kapkara dumanlar kaplar çevremi gene o karmakarışık duygular, geçmişin onlarca tozu, yanılmalar, rakamlar, aldanmalar, kelimeler birer kitap sayfası gibi açılıverir. Birde bakarım ki yalnızlık yanı başıma yerleşmiş, ayak, ayak üstüne atmış tıpkı
Parti liderlerimizin hünerlerini en iyi bir biçimde ortaya koydukları belirli alanlar var bana göre... Öncelikle, kendilerini seçecek olan delegeleri belirlemede oldukça başarılı buluyorum kendilerini! Polemik yaratmada ve geliştirmede sınır tanımıyorlar maşallah! Kendisine soru soracak gazetecileri seçmede Recep Tayyp Erdoğan' ın hayli başarılı olduğunu düşünüyorum...Deniz baykal' ın da, CHP
Onun; Kaybolmayan Şimdiki Zaman Albümindeki yüzlerce yüzünden bir kaçı ile konuşmaya başladım
\- Yazarlar! Nasıl rahat mısınız şimdi?
Ses kapının üstündeki bir diyafondan gelmişti.