Gel Kendini Özletmeden
bazen tercihlerimizi kendimiz yapamayız.verdiğimiz kararları kendimiz verdik desekte çoğu zaman etrafımızdaki insanlardan etkileniriz; yada tamamen başkalarının karalarıyla hareket ederiz
"Yazarların en büyük düşmanı, boş sayfalar değil, dolu midelerdir." - Oscar Wilde"
"Yazarların en büyük düşmanı, boş sayfalar değil, dolu midelerdir." - Oscar Wilde"
bazen tercihlerimizi kendimiz yapamayız.verdiğimiz kararları kendimiz verdik desekte çoğu zaman etrafımızdaki insanlardan etkileniriz; yada tamamen başkalarının karalarıyla hareket ederiz
Tecrübe edilen acılar ve derin hüzünler çoğu zaman insana vazgeçilemez bir his verir, ilahi yahut kontrol edemediğimiz bir kurgunun özelliğinden dolayı beliren bu his; acı ve ıstırap verenin beraberinde iyi ve güzel ayrıntılarıyla gelmesidir. Bir diğer ifadeyle bu; iyi ve güzel haberler, gelişmeler, olaylar vs.. ile birlikte karanlık
‘’ Hiçbir surat bunca mutsuz görünemez… ’’ diye düşündü; kalın kaşları düşmüş, birbirine yaklaşmış, arada boşluk kalmamış, iki koyu çizgi burun başlangıcına kadar uzanmıştı.
Denizdeki yaşamdan bir kesit... Günlük yaşam içinde sosyal statüleri olmayan deniz emekçilerine ithaf edilmiştir
Sen yeryüzünde bir melektin,yeryüzündeki tek melektin bu yüzden vazgeçemiyordum ve tanrı çözünce zincirlerimi,bilerek basarken ateşin en koruna görmüştüm;sana benziyordu herkes,hepsi senin gibi melekti,tek bir melekti,tanrının huzurundan kovulan o melekti...
Her şeyin bittiği yerde başlayan bir masaldı bu; bir söylence belki... Kimselerin bilmediği bir ezgi, hayatın görmezden geldiği bir yazgıydı. Öyle ki mütemadiyen sevdalanmalar ve daha da mütemadiyen terk edilişler üzerine kurulu bir yap-boz oyunuydu.
Soluğu bile kabarmıyordu koşarken. Gökyüzündeki kırlangıçlar kadar hafif, kırlangıçlar kadar çığlık doluydu içi…Ardından yükselen kırık dökük sesi duymadı bile.
orda öyleyece oturmuş yüzünü buruşturarak etrafa bakıyordu. Galiba birşeyler anlamak istiyordu, elindeki kağıtları karıştırıp aman diye iç geçiren garip.
Bar, hafif loş ve soğuk. İlkbaharın başındayız. Yüzün menekşe kadar mor. Balerin oldun, içimin gürültülü parkında. Eteğinde, asi çocuklar eğlenip durdu. Döndüler seninle…
Bazı şeyler var ki doğru kullanılırsa çok işe yarar. Böyle ruh çağırıldığını hiç duymadınız mı?
İki kişi bazen konuşur, iki kişi genellikle konuşur, iki kişi bazen susar. hem de konuşmaya susar bazen ... Belki bunlar sadece kelime oyunudur, gider sadece su içer bunun üzerine ve susuzluğunu giderir. Kim bilir!..
O da bir zamanlar bebekti; bir yeri incindiğinde anası, babası iç yangınıyla kucaklayıverirdi... İlk gençliğinde kendisini aynalara güzel göstermeye çalışmış, kızların peşinden bu yokuşlarda ıslana ıslana koşuşturmuştu...
Öyle ki şimdi iki düşman ülke gibi bir hat çekili kendimle aramda. Yargısı olmayan bir infaz var benliğimde; öylesine savunmadan yoksun bırakılmış.
Bu hikayeye ait bir küme seçmek çok zor:
a) beklenmedik b) modern c) bilim kurgu d) hiçbiri Bence yeni birşey bu: Eleştirisel bir öykü...