"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Necat Dilaver

Yok...

Önce ekmeği kızartmak, üstüne tereyağı ve incir reçeli sürmek sonra da sevişmek lazım/ Ekmek ile yarışmak/ Ağzın incir reçeli kokarken öpüşmek/ Severken sevilmek/ Koşabilirken koşmak lazım/ Aslında anlamak lazım: Yok'un var olabilmesi için 'var'lık şartsa ki şarttır: 'Var'ın yok olabilmesi olanaksızdır/

1 ve 2

Çay/ Şeker/ Kaşık/ Bardak/ Ses/ Tanrı/ El/ Beyin...
Şekerin karıştırılma sesinden kim sorumludur? Bu sesten kim rahatsız olur? Bu sesi nasıl azaltabilir veya yok edebiliriz? Bu saçma yazıyı kim okur? Tanrı var mıdır?

Öylesine...

Kısa bir tanıtım yazısı minderin üstündeki netbukta hatta belki de 've' netbukla yazılır mı? P,ç,t,k kuralına bak sen, hemen nasıl da yumuşayıverdi... Yumuşayıvermek: Komik... Gerçekten neyi tanıtmalı bu yazı ki kısa olsun... Türkçede ne kadar bağlaç var. Tanıtım yazısına yer kalmadı...

Matem...

Sahipsiz bir sürü dert matemini bekliyor. Beklesin.../
Garip huylu bir tümördür bu hayat, bu hayat yaslarla dolu beyin kıvrımları ve yaşlarla dolu bir bardaktır, ince belli bir bardaktır bu hayat. Sanki başka bir hayat varmış gibi; inadına bu hayat.../
Mutlu bir kağıt parçası gibidir

Normal...

Her ‘anormal’ durum veya olay veya olgu normalden daha normaldir. Anormallikleri normal olarak kabul etmeyen her sistem çökmeye mecburdur. Bu sistem bir insansa mutsuzluğa mahkûmdur. Yok, bu bir Tanrıysa ölmeye mahkûmdur…/Normal, düşünebilen bir organizma hatta oluşumdur. /Normal, inadına yaşamaktır…

Başa Dön