Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/32. )
Halil Kaya, rakısını bitirmiş, şimdide birayla cilalama yapıyordu ve iyice sarhoş olmuştu.
"Tanrım, bu kadar çok kitap yazmak varken, neden hâlâ bu kadar çok aptal insan var?" – Voltaire"
"Tanrım, bu kadar çok kitap yazmak varken, neden hâlâ bu kadar çok aptal insan var?" – Voltaire"
Halil Kaya, rakısını bitirmiş, şimdide birayla cilalama yapıyordu ve iyice sarhoş olmuştu.
Günahtan kaçıyorsunuz, günahtan korkuyorsunuz ama günah işlemekten de kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Günahları attınız ve kaçtınız; kurtuldunuz mu? Bence kaçmayı bırakın, alın karşınıza günahlarınızı ve konuşun; mutlaka bir uzlaşı yolu bulacaksınız.
Ey sayın yazar adayı lütfen dikkatli oku. Sana varoşların felsefesinden, edebiyatından yola çıkarak günümüz üst sınıf edebiyatımızı anlatmaya çalışacağım. Ey yazar adayı karşına çıkacak ilk zorluk senin bu toplumundur. Yedi bölgeden, yetmiş vilayetten ve milletten oluşan bu topluma bir yazar olarak ne anlatabilirsin?.. Öncelikle bunu bir düşün kendine
Bir komşumuz vardı. Çarşıda, pazarda, kahvede, işten eve, evden işe giderken dahi elinde mutlaka bir kitap olurdu.Yıllar boyu bu adamın elinden kitap düşmedi. Hemen herkes bu insana saygı duyardı. Çok kültürlü, mülayim bir insan olarak muhitinde bir yer edindi...Sonraları bu adamın aslında hayatı boyunca bir kitap dahi okumadığı
8 Bölümlük öykü dizisini daha önce öyküler kısmında yayınlamıştım fakat sonra ilk 2 bölüm dışındakileri kaldırmıştım. Bir süredir roman olarak toparlayıp tek parça halinde İzedebiyat sayfalarına geri koymayı düşünüyordum. İşte burada. Daha önce 8 bölümü de okuyanlar için yeni bir şey yok. Okumadıysanız bilim kurgu ve aksiyon macera
ÖLÜM BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ/Jose Saramago
“Ümitlerin kaderi, biri yok olduğunda diğerinin ortaya çıkmasıdır, işte bu yüzden bunca hayal kırıklığına rağmen silinip gitmemişlerdir.”
Umay beni baştan çıkaracak kadar güzeldi. Her güzellikte bir tuzak olduğu gibi Umay'ın güzelliğinde de bir bıçak ışıltısı, bir tabanca zerafeti aradım. Umay hem bir bıçak kadar keskin bir güzelliğe hem de bir tabanca kadar zerafete sahipti. Güzelliğin ve baştan çıkarmanın bedeli belki de hapsedilmek ve öldürülmekti. Fakat
Leyla Karaca’nın ayrıntılı anlatımı, karakterleri canlandırmadaki yaratıcılığı, titiz tasvirleri, zaman ve mekân konusunda doğruyu yakalama ustalığı esasında Karaca’nın şiirden romanına taşıdığı vazgeçilmezi.
Romanın fikri alt yapısını Nietzcshe'nin oluşturduğunu söyleyebilirim. Gerek Nietzsche'nin hayatının gerekse fikirlerinin bu romanda oldukça etkili olduğunu belirtmeliyim. Nietzcshe'nin çoğunlukça ve çokça yanlış anlaşıldığından eminim...
Sonrasız dönüş ve üst insan kavramları, biraz gizli de olsa romanın zeminini oluşturuyor. Ayrıca varoluşçu sorunlar olan: ölüm, intihar ve önemli
Sesimi duyurdugum herkese günaydın...
20 bin lira gibi bir rakkam talep etmişti yeşil döbyesli kız'dan.Ve o gün bugündür. ödemediği çalıştığı taksitler,krizlerlerle gelen yapılandırmalar derken,yeşil döbyesli kızın maliyeti tam olarak 35 milyara fırlarken,selçuk hayatından firar etmiş,elinde kala kalan sadece belkide yaşama tutunmasını sağlayan borcunu ödeme azmi ve namuslu bir insan olarak ölme isteği