"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Bu güne kadar Sam Amca ile olan ilişkilerimizde hep kazık yemiş hep öpülmüşüz Sam Amca tarafından. Öpülmüşüz derken, sevdiğinden ve de yanaklarımızdan öpmüyor bizi Sam Amca haliyle... Hiç boşuna çenenizi yormayın, Sam Amca eskiden de stratejik ortağımız değildi, şimdi de değil, hiç bir zamanda olmayacak bundan sonra... Kendimizi
YZ
Yusuf Tekin yıllar önce Hüseyin Çelik denen azgın yaratıktan edindiği öğretmen itibarsızlaştırmayı öğrencinin öğretmene not vermesi ile geliştirmiş, ancak müsteşarlık kaldırıldığında AKP'nin kutsal sayacağı yeniliklerine devam edememişti.
Fakir Baykurt
Yıllar yılı televizyonlardaki tartışma ortamlarında yüzlerce değişik konuyu tartıştık durduk sabahlara kadar hem de. Sonuç ne? Bir yere varabildik mi, hiç kimse karşısındakinin düşüncesini kabul etti mi, çok azı dışında. Ancak programı sunanlar çoğunlukla ceplerini doldurdular, bir de televizyon kanalları reyting aldıkları için reklam gelirlerini arttırdılar, gerisi boş...
Yüz yıl hatta bin yıl önce yaşamış olan bir bilimadamıyla, bir filozofla ya da bir sanatçı ile konuşabilir misiniz? Hemencecik Hayır, konuşamam! demeyin lütfen. Eğer o insanların yazdıkları bir kitabı okuduysanız, yarattıkları bir sanat eserini dinledi ya da gördü iseniz konuşursunuz. Bizden çok önce yaşamış ve çok sonra
Fazla söze gerek yok 30 Ağustos kutlu olsun Sen ve silah arkadaşlarından Allah razı olsun, mekanınız ise cennet olsun Bizim de Ruhumuza Fatiha
Emperyal güçlerin postalları altında inleyen topraklardan ancak Taliban fışkırıyor
Richard Bach tarafından kaleme alınan Meraklılar adlı romanı okuyorum. Hayatımda okuduğum en kötü çeviri. Eğer Richard Bach'ı bu çeviri kitabıyla tanısaydım vallahi bir daha okuyamaz ve dünyanın en kötü yazarlarından biri sanırdım. April Yayıncılıktan çıkan bu kitabın çevirmeni Aslı Esen Arslan.
Kelamın anlaşılır veya anlaşılmaz oluşunu düşündüğümüz meselelerle sımsıkı bir bağı olduğunu göstermek için bazı yazılar yazmaya niyet etmişken haberlerde okuduğum terör haberlerinin birinde kelli-felli gazetecilerin bazı yorumlarıyla birlikte adeta düşüncemi dumura uğrattı.
Oyunda evlendirilen ŞÜKRAN VE ŞÜKRETTİN adlı iki tipleme yaratılmış
ŞÜKRAN, Mücahitler Derneğinin her yıl yaptığı ŞÜKRAN etkinliklerinden hareket edilerek Türkiyeye şükran duyan Kıbrıs Türk Halkını, oyunda adı geçen ŞÜKRETTİN ise, Kıbrıs Türkleri ile evlenip mahvolmalarına sebep olan Türkiyeyi kastediyor.
Siz böyleyken Daha siz kendi yaşamlarınızda olan bitene eyvallah çekmişken Tekrar bir kurtarıcı ve tayfası gelip niye çarkı alt üst etsin ki?
İyi de emanet ehli olan ehiller, bu emanetle ne yapacaklardı? Siz ehil kişiler karşısında kadavra gibiydiniz. Ki emanet olunanlar ulul emirlerdi. Siz onlara kayıtsız itaat edip onların yaptıklarından sorumlu değildiniz. Otomatikman bu teslimiyetinizle siz masumdunuz. Onlar hesabı El'e vereceklerdi!
Gaye Boralıoğlu
