İncelemede
İlk Yirmi |
1
|
|
|
 |
fatin hazinedar’ın “balkon’dan düşen l’ kitabı günlerce elimden düşmedi. okudukça okudum. çok rahat okunan, yormayan, akıcı üslubu ile okuyucuyu etkileyen bir kitap. ben, okurken hem keyif aldım, hem de çok şey öğrenmenin mutluluğunu yaşadım. bu kitap bir defa okunup da bırakılacak kitap değil. bir başucu kitabı. |
|
2
|
|
|
 |
Kadirli’de edebi etkinlikler düzenleyin. Yaşar Kemal Günleri, haftaları düzenleyin. Türkiye’den ve Dünyadan bir çok ünlü edebiyatçıları Kadirlj’ye davet edin. Bunu her yıl yapın. Çeşitli konferanslar, seminerler verin. Yasar Kemal roman yazma yarışmaları düzenleyin. Böylece hem edebiyatımıza yeni yazarlar ve yeni eserler kazandırmış olursunuz. Bu sayede Kadirli’nin adını bir kez daha duyurmuş olursunuz. |
|
3
|
|
|
 |
İnsani ilişkileri aydınlatan bir güneş: Güven. Onun ışığı altında, şüpheye, tereddüde, droplu herhangi bir düşünceye yer olamaz! Felsefesi berrak ve net: Beraet-i zimmet (suçtan arınmışlık) asıl olan…
|
|
4
|
|
|
 |
Yapıldıktan sonra ki ilk aşamada Ankara ikliminde yaşayabilecek kuşlar için bir bahçe, açık hava tiyatrosu, çocuk bahçesi, yüzme havuzu, atlı gezintiler için bir gezi yolu bulunmaktaymış. Daha sonra 1951 yılında Lunapark benzeri bir oyun parkı kuruluyor... 1957 yılında TCDD, yani devlet demir yolları tarafından parkın etrafını dolaşan iki tren işletmeye alınıyor. Bir de nikâh salonu kuruluyor park içerisinde. O yıllarda birçok sevdalı, nişanlı çift bu nikâh salonunda hayatlarını birleştirmişlerdir... Çocukluk yıllarımızda o trene ailecek biz de bindik beş on kere ve çok büyük haz aldığımızı anımsıyorum... |
|
5
|
|
|
 |
1930' larda yapılan Musıki İnkılâbı konusunda bir çalışma.. |
|
6
|
|
|
 |
Akıl tutulması için önce kiraya verecek ya da satacak bir akıl olmalı ortada... Tabi bunu kim satacak ve kiraya verecek ise o da hemen çıkmayacaktır ortaya. Gazeteye ya da dergilere de ilan filan vermeyecektir, beklemeyin böyle şeyleri... Akıl vicdan ile cüzdanın arasına sıkışmaya görsün ay gibi, güneş gibi hemen tutulur... Eğer ki cüzdanınızı vicdanınızdan büyük bellemiş iseniz vay halinize ve aklınıza... |
|
7
|
|
|
 |
Eğitimci Şair Yazar Yusuf Dursun Hoca İle Şiir Edebiyat Üzerine Söyleşi |
|
8
|
|
|
 |
Her ne kadar milli gelirimiz çok hızlı bir artış göstermiyorsa da milli gelinlerimizin sayısı hızla artıyor. Bizim Türk Erkekleri yabancı hatunlara bayılıyor her ne hikmetse... Allah var şimdi, yabancı hatunlar da gerçekten güzel... Hani derler ya ''Allah özenmiş bezenmiş de yaratmış.'' O çeşit işte... |
|
9
|
|
|
 |
Geçen gün Cluphouse’da benden üç yaş büyük Özgür kardeşimle biraz gevezelik ettik. Kendisi öyle yazıp çizemez ama iyi bir okurdur. Özellikle edebiyat alanında yeni çıkan eserleri, eserlerin sahiplerini hem tanır hem de takip eder. Hatta yeni kalemşörlerden birkaç isim söyleyip sonra güzel bir dille de savundu. -ben kimseyi yermemiştim, konuşası gelmişti- Sonra laf dönüp dolaştı nedense Cahit Sıtkı Tarancı'ya geldi. Özgür abi: “Kim okuyor Yuşa bugün Cahit Sıtkı'yı?" diye sitem dolu bir söz söyledi…
Daha sonra da; "o şiirler"in eskidiğini filan söyledi…
|
|
10
|
|
|
 |
Asya Türklerinin fetihlerle kazanılan topraklarda ve adaletli hükümlerle elde edilen insan toplulukları üzerinde kurdukları tarihinin en uzun ömürlü devletinin son günlerinde genç bir asker dikkatleri çekiyor…
Enver Paşa…
Osmanlı Devleti’nin son “Harbiye Nazırı” yani şimdiki karşılığı ile “Milli Savunma Bakanı” Enver Paşa…
Kısacası Enver… |
|
11
|
|
|
 |
Bilgelik, düşünceye şekil verme sanatı. Bilgide seçicilik şart. Çok bilmek değil lüzumlu olanı bilmek sabit kriter. Tefekkür kaçınılmaz. Başka türlü, ilmin irfana, malumatın marifete dönüşmesi imkânsız. Çünkü, sonu olmayan dikey bir yolculuktan dem vuruyoruz… |
|
12
|
|
|
 |
Kurtuluş Savaşı, aklı erenler için dünyada emsali görülmemiş milli bir mücadeledir. Kendimi, hali hazırda aklı erenlerden biri kabul ettiğim için, Kurtuluş Savaşı’nı kesin bir zaferle taçlandıran Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin değeri ve bunun; 30 Ağustos Zafer Bayramı olarak kutlanması benim nazarımda daha farklı. |
|
13
|
|
|
 |
Osmanlı Devleti Arşiv belgelerinin Bulgaristan' a satılışı... |
|
14
|
|
|
 |
Yakın zamandan beri sizde televizyonlarda ve sinemada gözlemliyorsunuz, sigara ve alkol bulunan sahnelerde, sigaranın ve içkilerin üstünü buzluyor arkadaşlar... O sigaranın ve içkinin içildiğini görseniz de kendinizi göremiyorsunuz, ama yine de anlıyorsunuz orada içki ve sigara içildiğini... |
|
15
|
|
|
 |
anılar, bir kişinin herhangi bir dönemde, yaşadıklarını kaleme almasıyla oluşan eserlerde yer alır. genelikle olaylar yaşandıktan sonra kaleme alınır. bu durum bazen unutulmalara, abartılara veya yaşanılan koşulların etkisiyle taraflı anlatımlara da yol açabilir. Ancak “sarıkamış’tan esarete”te, bu tür yaklaşımlar yok. yorumlarda hiçbir duygusallık ya da gereksiz suçlama ve hakaret yok. |
|
16
|
|
|
 |
25 milyon insan canına mal olan Cihan Harbi, yalnız bir şey kazandırdı: Milliyet bilinci! Her milletin hür olması artık cihan adaletinin bir esası olacaktır! Birçok milletler böylelikle esirlikten kurtulmuştur. İhtimaldir bir gün dünya Türkleri ve garip Türklüğümüz de özgürlüğüne bu vesile ile kavuşacaktır!
|
|
17
|
|
|
 |
Ta asırlardan beri tartışılan bir durum... Aristo, Platon, Thles’den beri çözülmeyen bir mesele ki zaten insanlık bu tartışılan meselenin çözümünü bulsa, her şey bir an da hallolacak. Çok merak ettiniz değil mi? Ne dünyanın nasıl döndüğü sorunu, ne ışık hızına ulaşabilip enerjiye dönüşmek, ne küresel ısınma, ne nükleer savaş tehlikesi, ne de ekonomik krizler, sıkı durun İşte söylüyorum ’’Tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan?’’ İnsanlık, İlk Çağ Filozofları da dahil bu soruya cevap verememiş... Çok dardayız...
|
|
18
|
|
|
 |
Biraz önce yazar Yalçın Ergül’ün Harp Pilotu ve Silivri adlı eserini okuyup bitirmek onuruna eriştim. Kendisi Balyoz davası kapsamında yargılanıp hüküm giymiş bir Tümgeneral. |
|
19
|
|
|
 |
Çakırcalı Mehmet Efe de bunlardan biridir. Küçük yaşta babasının öldürülmesi, babasının intikamının alınması için toplumun ona yaptığı baskılar ve babasını öldüren zaptiye çavuşunun ondan çekinmesiyle ona çeşitli iftiralar atıp hapse girmesi için çaba harcaması üzerine hapiste yatıp delil yetersizliğinden çıkması sonucunda dağlara çıkıp eşkıya olması anlatılıyor. |
|
20
|
|
|
 |
Tanrıça yaşamında Ana Erkil kurallarla çocuğun dayısı adıyla kimlik kazanması, diğer tüm sosyal ve siyasal yapıları belirleyen düşüncelerin temeli demektir. Bu kimlik, erkek egoizmindeki sahip olma bencilliğini frenlerken, erkek ve kadının biyolojik, cinsel dengesizliğini de eşitleyen bir kültürdür. |
|