Önce saksýdaki çiçeði öptüm, sonra birde saksýyý öpeyim dedim, saksý dik dik baktý bana, duramadým onu da öptüm. Baktým saksýda bir gevþeme oldu... Durur muyum, peþinden birde saksýnýn topraðýný öpeyim dedim onu da öptüm. Çiçek mutlu, saksý mutlu, toprak mutlu, ben mutlu, mutlu olmayan yok neticede...

Yok, yok bu böyle olmayacak. Ýçimde önüme gelen her þeyi öpme isteði depreþiyor ki hem de ne depreþme, anlatýlmaz, ancak yaþanýr. Bundan sonra kimleri öpmeli? Halý var, perdeler var, masadaki tabak çanaklar var, kitaplarým var, kitaplarýn sayfalarý var, kitaplarýn arasýna koyduðum ayraçlar var, kalemlerim kaðýtlarým var... Çoban Sülü ''Süleyman Demirel'' gibi yakaladým mý kendime hýzlýca çekip öpmeliyim. Öpülenler öpülmekten nefessiz kalmalý adeta...

Hýzlýca dýþarý çýktým sabahýn yedisinde, baktým apartman görevlisi Hikmet, hemen sarýldým onu da öptüm. Hikmet þaþýrdý birden bire ''Bayram deðil seyran deðil sabah sabah abim beni niye öptün?'' diye bir soru boca etti suratýma hafif de sinirli bir þekilde... Döndüm '' Yahu Hikmet çiðim içimden geldi be dostum, istemiyorsan bir daha öpmem.'' dedim... Hikmet de ''Bir daha öpme beni abi þapýr þupur.'' dedi biraz da diþlerini gýcýrdatarak...

Durduramýyorum artýk kendimi, içimde müthiþ, hem de çok müthiþ önüme gelen canlý cansýz her þeyi öpme isteði... Baktým kapýda bir leylak, yanýnda bir çýnar aðacý onlara da hafifçe sarýldým baþladým mucuk mucuk, öpücükler kondurmaya. Allahtan onlarýn hiç bir itirazý olmadý... Tam tepemden uçan kuþ da üstüme boca etti o güzelliklerini ona bile kýzmadým. Yerden yapraklarý toplayýp onlarý da öpmeye baþladým...

Baktým karþýdan bir adam ile kýzý olacak yaþta ki bayan bana doðru geliyorlar. Önce adama yanaþtým. Bir þey soracak zannetti, sarýldým, kendime çektim, onunda öptüm, hatta öptükten sonrada ''Köprü altý cam cam öpsün seni herhangi bir amcan.'' diye de tekerleme söyledim. Adam bön bön yüzüme bakarken tuttum bir de yanýnda ki kýzýný öptüm. Ýþte o anda olan oldu, adam gözümün üstüne yumruðunu patlattý... Gözüm mosmor olmuþtu. Adam bana dönerek tek cümle etti ''Mor da bir renktir.''

Bir ara mýzýkamý buldum, epeydir öpmemiþtim, onu öpmeye baþladým. Zaten en çok da aþk ile öpüþtüklerimden biridir mýzýkam. Hiç itiraz etmez öpmelerime, gýký bile çýkmaz. Ben çalarým, öper gibi, hatta gibisi bile fazla, o mutlu ben mutlu. Gelsin bakalým ''Benim gönlüm sarhoþtur yýldýzlarýn altýnda, Seviþmek ah ne hoþtur yýldýzlarýn altýnda.''

Öðlen olmak üzereydi, bastým gittim hayvanat bahçesine. Ýlk önüme çýkan ceylanlarýn bulunduðu bölümdü, giremedim tabi içlerine, uzaktan öpücüklerle selamladým ceylanlarý. Baktým yan tarafla lamalar... Onlara da öpücük atayým diye yaklaþtým, yolladým öpücükleri, þlaaaaaapppp diye tükürüðü yedim suratýma... Yarabi þükürrrrrrrrr! demedim tabi ki... Tam ben de onlara tükürecektim ki, boþ ver hayvanla hayvan olma Ahmet dedim vaz geçtim... Baktým ileride Filler, biraz yaklaþtým tam öpecekken, bir kovadan fazla suyu yüzüme boca etti, üstüm baþým periþan...

Ondan sonra doðru caddeye attým kendimi. Baktým karþýdan Baþkanýmýz Himfurt Cimbert geliyor. Ona doðru ellerimi açarak yürümeye baþladým, oda ellerini açmýþ bana doooðru geliyor tam ben onu öpecekken, benden önce davranýp o beni öptü, önce yanaklarýmdan, sonra her yerimi öpmeye baþladý, tam o sýrada spiker Ýlker Yasin'in ''Her yerinizden öpüyorum her yerinizden.'' cümlesi ortamda birden kulaðýma geldi... Bir anda uyanmýþtým heyecanla... Þoktaydým. Salona geçip televizyonu açayým bari dedim, baktým iðneden ipliðe, sigaradan, ekmeðe, soðandan bezelyeye, don lastiðinden, at nalýna kadar her þeye zam gelmiþ... Öpülen milletçe biz olmuþ gibiydik... Gibisi fazla diye de buraya bir cümle yazsam, çok da abartmýþ olmam diye düþünüyorum...