..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sanatçýnýn iþlevsel tanýmý bilinci neþelendirmektir. -Max Eastman
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Vildan Sevil




20 Temmuz 2012
  
"yarin yanaðýndan gayrý her þeyde/ her yerde/ hep beraber/ diyebilmek/ için/ on binler verdi sekiz binini"

Vildan Sevil


Börklüce’nin felsefesini, ruhunu, Karaburun yerelinden hareketle, tüm yurtta canlandýrma çabalarýnýn son üçüncüsüydü bu etkinlik. “Son üçüncüsü”, diyorum; çünkü, daha önceleri de denenmiþ; denenmiþ de, suskunluða itilmiþ kaç kez. Börklüce Mustafa adý çýkarýlýp, Karaburun Festivaline dönüþtürülmüþ ince taktiklerle. Yerel ve genel yönetimlerin, çeþitli yöntemleriyle, özellikle 12 Eylül’den sonra daha çok üretilmiþ korku virüsü.


:AEEJ:

Ýzmir-Karaburun...

Dað dað, tepe tepe... Burun buruncuk, koy koycuk... Ýþte o güzelim Karaburun.

Koylarýnýn, burunlarýnýn, tepelerinin bekâretini, henüz yapsatçýlara kaptýrmamýþ o güzel yarýmada.

Bilinen tarihi, erken bakýr çaðýna kadar uzanan kadim yarýmada.

Homeros’un Oddysea’sýndaki Rüzgârlý Mimas.

Hani, Zeus’a baþkaldýran dev Mimas’ýn, üzerine, demir, çelik, bakýr dökülerek öldürülüp, bir daha dirilmemek üzere daðlarýn altýna gömüldüðü, Hades’e gönderildiði yer.

Hani, XV. yüzyýlda, Yýldýrým Beyazýt oðullarýnýn birbirine düþtüðü, kanlý Fetret Dönemi’nde, bilge Þeyh Bedrettin’in, özgürlük, eþitlik özlemini savuran isyan rüzgârlarýnýn püfür püfür estiði yerlerden biri...

Karaburun/Rüzgârlý Minas...

Torlak Kemal ile Börklüce Mustafa, Þeyh Bedrettin’in el yazmasý Varidat’ýný okuduklarýnda;

“Varalým,
dedik.
Görelim,
dedik.
Yapýþýp
sapanýn
sapýna
þol kardeþ topraðýný biz de bir yol
sürelim, dedik.
Düþtük daðlara daðlara,
aþtýk daðlarý daðlarý...” (Nazým hikmet)

diyerek yollara düþüp þeyhin elini öpmeleriyle baþlayan isyan ve bastýrýlmasýndaki vahþetin þehri.

Nazým Hikmet’in Simavne Kadýsý Þeyh Bedrettin Destaný’nda, o depderin soluðunu duyduðumuz isyan:

“Sýcaktý.
Sýcak.
Sapý kanlý, demiri kör bir býçaktý
sýcak.
Sýcaktý.
Bulutlar doluydular,
bulutlar boþanacak
boþanacaktý.
O, kýmýldanmadan baktý,
kayalardan
iki gözü iki kartal gibi indi ovaya.
Orda en yumuþak, en sert
en tutumlu, en cömert,
en
seven,
en büyük, en güzel kadýn:
TOPRAK
nerdeyse doðuracak
doðuracaktý.
Sýcaktý.
Baktý Karaburun daðlarýndan O
baktý bu topraðýn sonundaki ufka
çatarak kaþlarýný :
Kýrlarda çocuk baþlarýný
Kanlý gelincikler gibi koparýp
çýrýlçýplak çýðlýklarý sürükleyip peþinde
beþ tuðlu bir yangýn geliyordu karþýdan ufku sarýp.
Bu gelen
Þehzade Murattý.
Hükmü hümâyun sâdýr olmuþtu ki Þehzade Muradýn
ismine
Aydýn eline varýp
Bedreddin halifesi mülhid Mustafanýn baþýna ine.”

Börklüce Mustafa, Torlak Kemal ve nice yiðit, nice özgürlük ve eþitlik sevdalýsýnýn, Nazým’ýn dizelerinde, söze dönüþen isyaný:
“Aydýnýn Türk köylüleri,
Sakýzlý Rum gemiciler,
Yahudi esnaflarý,
on bin mülhid yoldaþý Börklüce Mustafanýn
düþman ormanýna on bin balta gibi daldý.
Bayraklarý al, yeþil,
kalkanlarý kakma, tolgasý tunç
saflar
pâre pâre edildi ama,
boþanan yaðmur içinde gün inerken akþama
on binler iki bin kaldý.
Hep bir aðýzdan türkü söyleyip
hep beraber sulardan çekmek aðý,
demiri oya gibi iþleyip hep beraber,
hep beraber sürebilmek topraðý,
ballý incirleri hep beraber yiyebilmek,
yârin yanaðýndan gayrý her þeyde
her yerde
hep beraber!
diyebilmek
için
on binler verdi sekiz binini..”

O günden bu yana, bu topraklarýn halkýný, sömüre sömüre gelip geçen egemenler, kendilerine yönelik her baþkaldýrýya yaptýklarý gibi, bu topraklarýn en doðru, en güzel, en yiðit isyanýný da unutturmak için ellerinden geleni yaptýlar. Kýlýç salladýlar, daraðaçlarý kurdular, zindanlara attýlar, iþkencelerden geçirdiler halký.

Ýþbu öyküler, süredurur hâlâ...
..................................

Börklüce’nin felsefesini, ruhunu, Karaburun yerelinden hareketle, tüm yurtta canlandýrma çabalarýnýn son üçüncüsüydü bu etkinlik. “Son üçüncüsü”, diyorum; çünkü, daha önceleri de denenmiþ; denenmiþ de, suskunluða itilmiþ kaç kez. Börklüce Mustafa adý çýkarýlýp, Karaburun Festivaline dönüþtürülmüþ ince taktiklerle. Yerel ve genel yönetimlerin, çeþitli yöntemleriyle, özellikle 12 Eylül’den sonra daha çok üretilmiþ korku virüsü.

Üç yýldýr, deðerli tiyatro adamý Þýhali Yalçýner, deðerli Cevdet Yüceer ve bir avuç gönüllü arkadaþlarýnýn çabasý, belediyenin de görece katkýsýyla Karaburun Börklüce Þiir Günleri adý altýnda yeniden baþlatýlmýþ. Üç gün süren bu etkinliði ilgiyle, zevkle, duygu salýnýmlarýyla izledim.

Program, toplumcu þiirin, günümüzdeki temsilcilerinden þair Sezai Sarýoðlu’nun yönetimde aktý. Sezai Bey, kýskandýðým o müthiþ belleðinden fýþkýran kendi dizeleriyle, anektotlarýyla, ayrýca pekçok þairin dizeleriyle bizi þiir dünyasýnda gezdirdi. Sýkýcý deðildi, güzeldi, hoþdu ama ben diðer katýlýmcýlarla dinleyiciler arasýnda da diyaloðu özlemiþim galiba, bekledim doðrusu.

Etkinliðin, kuþkusuz en önemli ismi, gençliðimin þairi, o yýllarda, dergilerden ve Ýlk kez Kýracaðýz Herþeyi kitabýyla tanýdýðým, þimdi uluslararasý üne sahip olan þair Özkan Mert’ti. Zübeyde Seven Turan’ýn þiir sanatýna hakim sorularýyla yürüttüðü söyleþide, Ö. Mert ile þiir bilgisine dalmak, ilgi çekiciydi.

Þimdiden, iki þiir kitabý sahibi, on altý yaþýndaki þair Cihan Barýþ Budak, Þükran/Murat Mengihan’ýn müziði eþliðinde, þiir ve müzikle buluþturdu bizi.

Þair Mehmet Atal, Mustafa Gür’ün sazý ve sözü eþliðinde þiirlerini okudu.

Recai Atalay, Zübeyde Seven Turan, Nedime Kösteroðlu’yla da þiirde buluþtuk.

Hacý Bektaþ Veli Anadolu Kültür Vakfý Baþkaný, halk ozaný Turabi Yýlmaz ise günümüzdeki zulmü seslendirdi þiirleriyle.

Sayýn Bedri Karayaðmurlular’ýn “Þiir ve Resim” konulu sunumu dikkat çekici ve doyurucuydu.

Selçuk Yýlmaz, Mustafa Dalçam, Mustafa Gür, Adil Serim yönetiminde, Eðitim-Sen 6 Nolu Þb Korosu müzikle kucaklaþtýk.

Programda adý olmasýna karþýn, Cevat Çapan, saðlýk sorunlarý nedeniyle etkinliðe katýlamamýþ. Oysa Çapan gibi bir çevirmeni, þair ve edebiyat adamýný dinlemek kuþkusuz hoþ olurdu. Kendisine þifalar dileyerek, nice yeni, güzel yapýtlara imza atmasýný beklediðimizi belirtelim.

Etkinlikte, ilgi çekici bir gösteri de vardý. Tiyatrocu Þýhali Yalçýner’in yardýmýyla , Ambarseki Kavimler Kapýsý adlý, bir köyde rastlanmasý çok zor olan bir mekânda sergilenen Brecht’in epik oyunu Muhbir. Oyuncularýn tümü orada yaþayan, etkinliðin gerçekleþmesine katkýda bulunan gönüllüler. Sevgiyle, yürekleriyle, içtenlikle oynadýlar.

Benim için ilginç, duygusal bir sarsýlmaya neden olan diðer olay da, Nazým Hikmet’in, koca Nazým olduðunu bilmeden, onun sevkini yapan jandarma Abdülkadir Gani’nin Ambarseki Köyü’nden oluþunu öðrenmek oldu. Sevk sýrasýnda, Nazým ona, yaþamýnda ilk kez tabakta dondurma yedirmiþ. Nazým’ýn koca þairimiz olduðunu, macerasýný, terhisinden sonra öðrenir Gani ve hayranlýðý bin kat artar; evini kitaplarýyla doldurur, 2009’da da ölür. Eþi Saliha Haným hâlâ köyde yaþamakta. Onunla birlikte Gani’nin mezarýný ziyaret ettik; yüreklerimiz, sevginin, vefanýn sularýyla yunup yýkandý.

XV. yüzyýlda, Osmanlý ordusunun, on binlerce askeriyle tarumar ettiði, direnen onbinlerin sekiz binini verdiði o isyan ateþinin küllerini eþeleyip duruyor bir avuç gönüllü þimdi. Sönmesin o kadim ateþ, diye. Unutmuyorlar, unutturmamaya çalýþýyorlar.

Karaburun’da yakalanýp Efes’te çarmýha gerilen Börklüce Mustafa’nýn o güzel, yiðit, kesik baþý, gözdaðý vermek için Þeyh Bedrettin’e gönderildi. O günden bu yana, aklý ve ruhu, tüm zamanlara inat, hep ortaya çýkan gönüllüler tarafýndan, yiðitçe ve gönüllüce taþýnýp duruyor. Þiirlerle, araþtýrmalarla taþýnýyor. Unutulmuyor, unutulmayacak.

Eþitlik ve özgürlük... Ýnsanlýðýn bir türlü ulaþamadýðý, hep özlediði, aramaktan hiç vazgeçmediði kadim bir tutkudur o... Belalýdýr, zamansýzdýr, aranandýr, özlenendir o...

Bazen bir kasýrga, fýrtýna ya da hafif bir esinti gibidir yalýmlarý. Ya da küllerin altýnda bekler bazen. Ama o, asla sönmeyen ateþtir.

Ta dev Mimas’tan bu yana, bakarsýnýz, ilkel komünal toplumun sonraki kalýtçýlarý, maðaralarda, birlikte yaþayýp, birlikte üreten- tüketen, o ilk Ýseviler körükler ateþi... Bakarsýnýz Þeyh Bedrettinler, Börklüceler, Pir Sultanlar, Köroðlular, Dadaloðlular körükler... Ve sonrakiler...

“biz ki sevdamýzý, alaca
kýl bir heybe gibi sunduk
aba terlikle denizi yürüyenlere
þavkýmýz daðlara vurunca” der Hilmi Yavuz.

Der de, okyanustan esen rüzgârlara kapýlýp þimdilerde sevdasýný unutmuþtur. Ne ki þiir, þairden çýkmýþtýr bir kez, bizimdir. Þiiri sahiplenerek, sevdasýný unutmayan bir avuç gönüllünün yanýna, varlýðýmýzý, çýð gibi büyüme dileðimizi ve umutlarýmýzý katýp, “aba terliklerle denizi yürüyenlere” selam olsun diyelim mi hep birlikte?...

Yüzyýllardýr, Bedrettin’in, Torlak’ýn, Börklüce’nin aklýný, ruhunu, felsefesini taþýyan, yaymaya çalýþan gönüllüleri, ozanlarý, þairleri, þiirleri bir kez daha selamlayalým mý?...

Gelecek yýllarda, yeni meþaleler tutuþturup çoðaldýkça çoðalalým mý sevgili okur?...

Çoðalalým mý?...

Karaburun “Börklüce Þiir Günleri”, gönüllüleri, daha nice yýllara...

Nice yýllara...

19.07.2012
Vildan Sevil





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn günlük olaylar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yine Tecavüze Uðradým!.. Yine Tecavüz Ettim!..
Kassandra'nýn Güncel Kehaneti
Kýrk Katýr mý, Kýrk Satýr mý? Mutluluk, Onur ve Bölünmek
Yoldaþ General Nereye?.. Daha Karpuz Keseceðdik Yahu...
Aman Allah'ým Ne Günlere Kaldýk!..
Tek Ýstekleri Konaklamak ve Doyunmaktý... Oysa...
Bir Seçim Kampanyasý Monologlarý Ya da Uzun Sözün Kýsasý
Hrant Cinayeti, Davasý ve Sorular... Sorular... Sorular...
Her 1 Mayýs'ta Yenilenmek
Birgün Ben, Belki Bir Sýðýrcýk Kolonisinin Ýçinde, Belki Yýldýzlarla Birlikte Göklerde…….

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýpek Nehir, 1 Mayýs, Vay Ýstanbul...
Okurun Sevinç Çýðlýðý ve Yazarýn, Kitabýn Çilesi
Sen Kaç Kere Doðdun Sevgili Okur?..
Konuðum Var: Cengiz Akýn, Post - Modern Edebiyatta "Zaman" Kavramý, Zaman - Bilinç Ýliþkimiz
Ant Olsun ve Þart Olsun ki Umursamayacaðým!.. Nerde Benim Þu Cýmbýzla Ayna?..
Poetika// Sanatsal Yaratý Üstüne Fikir Uçuþmalarý (Iv)
Ahhh Ýstanbul... Çekme Beni Böyle Kendine Kendine... Yorgunum...
Belleðim... Gaddar Belleðim Benim!.. Zalim Belleðim!..
Bir Dinazorun Bitmez Tükenmez Sorularý
Bir Kadýn, Sinsi Bir Þiddet ve Bir Yanýt

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Duruþma [Þiir]
Dedem Düþlerime Giriyor [Öykü]
Çocuklarýn Çýðlýðýndan Göklerin Týlsýmýna [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Ýlk Sosyalist Muhtar Fevzi Aðabey [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artýk Türkülerle Deðil, Ateþlerle Anýlmaktasýn [Öykü]
Düþselin Gerçeðinde, Gerçeðin Düþselliðinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aþk"a Geldin, Hoþ Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koþuþturmaktan yoruldu. Altmýþýndan sonra, çok yabancýsý olduðu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktý. Ýletiþim kurmak, duygu, düþünce, birikim paylaþmak, genç kuþaklardan yeni þeyler öðrenmek istedi. Yazarlýk deneyimine burada adým attý. Ýþte böyle sýnýr tanýmaz bir "dinazor ". . . Baþarýr mý acaba ?

Etkilendiði Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransýz yazýný, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlý Amin Maalouf...Elbette Nazým, Aragon, Neruda ve nice ozan/þair...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.