 |
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
 |
 |

Babalar Günü Hediyesi Babaya Özel de Anneler Günü Hediyesi Neden Eve Özel?
Leyla ÜNAL
Deneme > Toplum
Hepimiz sık sık karşılaşırız anneler gününe özel küçük ev eşyası reklamlarıyla... Ya babalar gününe özel küçük eşyalar neler? Haydi bakalım reklamlara. Biraz önce internetten taradım acaba babalar gününe özel eşyalar neler diye? Öyle güzel ürünler ki, neler var neler… Mesela cep telefonu, mesela oyun konsolu, kulaklıklar, tıraş makinaları, tabletler, sırt çantaları, evrak çantaları, kamp aletleri, saatler, spor aletleri, parfümler, oto aksesuarlar
[DEVAMI]
|
 |
|
 • İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar |
1
|
|
|
|
Kimler yazıp çizmedi ki seni... Kimler senin için günleri günlere ekleyip, bazı zaman geceler boyu uykusuz kalmadı ki? Bir sevgiliye giden yolda en büyük yardımcımızdın sen. Her ne kadar ucu yakılsa da o sevda şiirleri ile dolu mektupların, yine de o ateş sana ulaşmaz mektubun kıyısında köşesinde kalırdı değil mi?
|
|
2
|
|
|
|
Vuslat Yolculuğu Kitabı Çıktı |
|
3
|
|
|
|
Beni en çok şaşırtan Eskişehir Belediyesi K.S.İ.D. Başkanlığının, konserin gerçekleştirileceği tarihte ve saatte binanın kapısında beklemem gerektiği, bilet alan fakat gelemeyen dinleyiciler olduğu takdirde onların yerine bana bilet sağlayacaklarını söz konusu e-postada bildirmeleri oldu. Bu ne biçim arabesk bir vurdumduymazlık ve densizlik birader ? Ben 1950 doğumluyum. Bu soğukta gecenin bir vakti saat 20.00de binanın kapısında ağaç olup bilet mi dileneceğim sizden ? Arlanmıyor musunuz böyle bir öneride bulunmaya ? |
|
4
|
|
|
|
Bizim bulunduğumuz bina tarihi bir yapı. Aşağı yukarı 120 yıllık. Mimarı kim, hangi ustalar yapmış onu bilemiyoruz. Aynı sokakta ayakkabıcılık mesleğini yapan aşağı yukarı onbeş kadar esnaf arkadaşız. Bunlardan kimi, modern yapı içinde olsa da bir çoğu tek odadan müteşekkil, içinde lavabosu ve tuvaleti olmayan binalar. Durum böyle olunca, tuvaleti olmayanların bir çoğu ya yakında ki camiye gidiyor ya da bizim lavabo ve tuvaletimizi kullanmaya geliyor... Bizim onlarla aramızda para pul diye bir mesele mevzubahis değil. Kısaca gelirler, selam verirler, küçük ya da büyük, yaparlar çıkarlar giderler dükkanlarına. Biz, onlara ne su parası, ne elektrik parası, ne de tuvalet kağıdı parası sorarız. Durum bu... |
|
5
|
|
|
|
Adaletin terazisine bir de vicdanı koysak, vicdan ne çeker acaba? Çok mu çeker? Ya da vicdandan vicdana o dediğiniz değişir diyorsunuz, haklısınız. Herkesin vicdanının ağırlığı bir değil ki tonlarca çeken vicdan var mizanda, bir de tüy kadar hafif vicdanlar var, daha doğrusu vicdansızlar var, olmayan vicdanın ağırlığı da olmaz... Hani şu insanlara eziyet edenler, hayvanları canlı yerine koymayanlar, daha bir dolu bunlardan... |
|
6
|
|
|
|
hemen girin sıraya, kayıtlar başladı!..:)) |
|
7
|
|
|
|
hiç bitmiyor evimin içindeki kavga!..:)) |
|
8
|
|
|
|
Yozgat Sevdalıları Şairler Antolojisine Katılan Şairlere Teşekkür |
|
9
|
|
|
|
On altı yıl resmi tedrisattan geçtim, on bir yıldır da öğretmenlik yapıyorum. Okumayı ve araştırmayı seviyorum. Buna rağmen Atatürk’ün kardeşlerinden haberdar değildim.
Öğrencimden öğrendim
Ayıp mı? Hicap duymam gerekir mi?
|
|
10
|
|
|
|
Bizler Müslümanlar olarak, her zaman rızkın gerçek sahibi Allah’tan geldiğine iman etmiş insanlarız. Ayet ile de sabit olan bir de ’’Müminler kardeştir.’’ düsturumuz vardır... Bu gün dünyanın bir çok yerinde özellikle de Afrika Kıtasında ki bir çok ülkede Müslüman olsun veya olmasın, açlık ve susuzluk, garibanlık, fakirlik hüküm sürmektedir... |
|
11
|
|
|
|
Dizi, daha ilk sahnelerden itibaren ilgi çekiyor. Köyde geçen bir yaşam, Türklerin kendine has bir yaşam biçimi, sevgi, saygı, huzur ve barış dolu bir yaşam biçimi gözler önüne seriliyor. Rum komşularıyla iyi geçinen, onlarla hiçbir sorun yaşamayan ve hatta düğün derneklerini birlikte yapan aileler olarak veriliyor. Ta ki Rumların Kıbrıs’a tek başına hakim olmak istemelerine kadar.
Dizide Rum Lideri Makarios bunu açık bir şekilde dile getiriyor: “Kıbrıs’ta bir Türk kalmayıncaadanın kime ait olduğu sorunu da ortadan kalkacak” diyor. |
|
12
|
|
|
|
Millilerin kafalarında kesin memleketin ekonomik durumu vardı, her maçı kaybetmelerinin bir sebebi de bu olabilir. Nasıl olmasın ki? Alacakları villanın fiyatı hayat pahalılığının artmasından dolayı iki milyon dolardan, iki milyon dörtyüzbin dolara çıktıysa, alacakları yatın fiyatına bile yüzde kırk zam geldiyse aklını takmayıp da ne yapsın çocuklar? Galibiyet primlerinden de oldular... |
|
13
|
|
|
|
Oğlum da geldi dışarı. Kızım yoktu. “Ayça nerede?” dedim. “Odasındaydı” dedi. Sallantı artık durmuştu. Yaklaşık 15 saniye kadar sürdü. Hayat normale dönmüştü. Biraz sonra kızım da aşağıdaydı.
“Niye inmedin?” diye sordum. “Masanın altına girdim” dedi. “Ya kızım, ev yıkılsaydı, masa sağlam kalacak mıydı?” dedim. O da “Ya baba, ev yıkılsaydı 15 saniyede aşağıya inebilecek miydim?” dedi. O da haklıydı. “Sen, doğrusunu yapmışsın” dedim. |
|
14
|
|
|
|
Dizi, daha ilk sahnelerden itibaren ilgi çekiyor. Köyde geçen bir yaşam, Türklerin kendine has bir yaşam biçimi, sevgi, saygı, huzur ve barış dolu bir yaşam biçimi gözler önüne seriliyor. Rum komşularıyla iyi geçinen, onlarla hiçbir sorun yaşamayan ve hatta düğün derneklerini birlikte yapan aileler olarak veriliyor. Ta ki Rumların Kıbrıs’a tek başına hakim olmak istemelerine kadar.
Dizide Rum Lideri Makarios bunu açık bir şekilde dile getiriyor: “Kıbrıs’ta bir Türk kalmayıncaadanın kime ait olduğu sorunu da ortadan kalkacak” diyor. |
|
15
|
|
|
|
İsterseniz son söyleyeceğimi, baştan söyleyeyim:Olayın, “insan sevgisi, halkların kardeşliği, kültürlerin kaynaşması”, vesaire ile ilgisi yok! |
|
16
|
|
|
|
Yurdumuzda meydana gelen orman yangınlarının büyük bölümü ihmalkârlıktan ve gafletten kaynaklanmaktadır. Pikniğe gidip ateşi söndürmeden oradan ayrılan insanlar, hareket halinde ki arabadan sigarasını söndürmeden atanlar, boş içki şişelerini piknik alanında bırakıp güneş ışığı altında bırakanlar, tarla açmaya uğraşanlar ve buna benzer olaylar sonucunda güzelim ormanlarımız cayır cayır yanmaktadır... |
|
17
|
|
|
|
Yazık, gerçekten çok yazık. Bu programları tuzu kuru insanlarda seyrediyor, çok gariban, çok fakir insanlarda seyrediyor haliyle... O buzdolabında yarışmacıların altı dakika içinde ağızlarına itiş kakış soktukları yemeklerin zerresi bile kursaklarından geçmeyen insanlar var. |
|
18
|
|
|
|
Sağlık dünyadaki en büyük varlığımızdır. Allah’ın bize emanetidir bedenimiz, onu hor ve hakir kullanmamalıyız. Hayatın tadı ve tuzudur sağlık… Fakat işler her zaman düzgün gitmez. İnsanların aklına gelmeyen başına gelir. Günün birinde sıhhatimizi, paramızı, malımızı, dostlarımızı kaybedebiliriz. Fakat geleceğe dönük umudumuzu kaybetmemeliyiz. Umudunu yitiren her şeyini yitirmiş demektir. Sağlığın kıymeti hiçbir şeyle ölçülmez. |
|
19
|
|
|
|
“Bayram değil seyran değil. Eniştemiz, sermaye yandaşı medyamız durduk yerde bizi niye öptü.” Cevap sorunun içinde gizli… |
|
20
|
|
|
|
Sayın Kıraç, Kıbrıs’ın Ortadoğu’da çok önemli bir konuma sahip olduğunu, bu nedenle de bütün süper güç devletlerin dikkatini çektiğini dile getiriyor: “Kıbrıs, Ortadoğu’nun kapısı. Burada kıyıları var. Jeopolitik bir öneme sahip. Yeraltı zenginliklerini de buna eklersek süper güçlerin dikkatini çekiyor. Hepsi de buraya konuşlanmak ve buraya hâkim olmak istiyor.” diye görüş belirtiyor. |
|
|
|