- PROMETHEUS -
Zeus gizledi besini insanlardan/Ama Lapetos'un güçlü oðlu Prometheus/Çaldý Zeus'un ateþini insanlar için (Heseidos)
|
|
Ýslamlýktaki Cinselliðin Psikopatolojisi (3. Bölüm)
(Hulki Can) |
Din |
| |
Kadýný bu dünyada salt bir seks ve doðurma aracý olarak görüp onu kara çarþaflarýn altýna gizleyerek cinselliði yok saymaya karþýlýk, öbür dünyada abartýlý bir seks patlamasýný müminlere armaðan olarak sunmaya kalkýþmak psikotik bir çeliþkidir. Ancak, Adler kuramýna göre bu bir çeliþki olmayýp, önceki durumun "telafi edilmesi" veya dengelenmesi olarak yorumlanabilir. |
|
Ýslamlýktaki Cinselliðin Psikopatolojisi (2. Bölüm)
(Hulki Can) |
Din |
| |
Prof. Dr. Ayhan Songar, Ýslam kültüründeki cinsel patolojiyi incelerken Divan þiirinden örnekler verir ve Osmanlý Sarayýndaki “içoðlaný” kurumunun eþcinsellik ve oðlancýlýða en somut örneklerden biri olduðuna deðinir. Songar'ýn verdiði bilgiye göre Osmanlý Sarayýnýn oðlan gereksinimini karþýlamak üzere Sakýz adasýnda edilgen eþcinseller yetiþtirilirmiþ. |
|
Ýslamlýktaki Cinselliðin Psikopatolojisi (1. Bölüm)
(Hulki Can) |
Din |
| |
Yunan mitolojisindeki hiç yaþlanmayan ve hep genç kalan nemfler kendilerini þehvet dolu insan baþlý atlarýn (Satirler) taciz ve saldýrýsýndan korumak durumundadýrlar. Ancak, huriler için böyle bir tecavüz tehdidi yoktur. Çünkü, insan baþlý atýn Ýslam mitolojisindeki karþýlýðý El Borak diþi bir attýr. Kanatlarý olduðundan Pegasus’a da benzer, yüzü insan (kadýn) yüzüdür. Baþýnda da taç vardýr; Satir ile Pegasus’un birleþimden oluþmuþtur. O halde, El Borak kýsrak olduðundan hurilere saldýrmasý söz konusu olamaz |
|
Ayasofya Müzesinin Cami Olmasýnýn Arka Planýnda Neler Olabilir?
(Taner SARGIN) |
Toplumsal Olaylar |
| |
Ekümenlik talebinin nedeni nedir? Ruhban okulunun açýlmasý için çalýþan Fener Rum Patrikhanesi, Lozan Antlaþmasý gereðince, azýnlýk statüsünden dolayý Patrik ve kendisine baðlý 12 metropoliti ancak Türkiye Cumhuriyeti Vatandaþý olan ruhaniler arasýndan seçebiliyor. Ekümenlik damgasý altýnda Konstantinopole olarak çalýþan patrikhanenin amacý kendine gelen yardýmlarý Ýstanbul’un Bizanslaþmasý için gereken iddialý ve büyük amaçlarý olan projelere imza atmak. |
|
Olan Daðdaki Garibana, Karakoldaki Garibana Olmakta
(osman demircan) |
Dostluk ve Düþmanlýk |
| |
Baþlarýn yere eðildiði yerdeyim. Ben her gün selamsýz ve sabahsýzým. Saatlerim vefasýzlýða, acýmasýzlýða, nankörlüðe kurulmuþ. Her dakika insansýzlýða uyanmaktayým. Kimseden þikayetim yok. Zaten kimsenin olmadýðý bir dünyanýn içindeyim. Sevmeler ýsýrýk gibi. Her ýsýrýk elmadan kurtçuk çýkarmakta. Elmalar ise ateþ pahasý. Hayatýn gölgelerinde daha da siyaha çalan yüzler. |
|
Toplama Kampý
(ilker uðurlu) |
Politik Olaylar ve Görüþler |
| |
Ýnsanlarýn toplama kamplarýnda tutulduðu bir ülke de yaþýyoruz. Daha doðrusu bir bütün olarak bakýldýðýnda kendisi toplama kampý olan bir ülkede yaþýyoruz.
Ve ben silaha sarýlmadýðý sürece, sýrf yazarak, çizerek, konuþarak ikna edebiliyorsa þeytanýn bile özgürlüðünden yanayým……
|
|
Ýzedebiyat Yönetimine ve Üyelerine Açýk Mektup
(Vildan Sevil) |
Ýnternet ve Gerçek Dünya |
| |
Ýzedebiyat, gerçekten, demokratik iþleyiþin egemen olduðu, kariyer ve erk hastalýðýnýn bulunmadýðý nadir örneklerden biri, benim ulaþabildiðim þu sanal dünyada. Ayrýca, editörlerin kýlýç kullanmasýna gerek kalmadan, insanlarýn huzur içinde yazdýðý ortamlarýn yaratýlabileceðinin, bunun korkulacak bir þey olmadýðýnýn da bir örneðidir Ýzedebiyat. |
|
Doðuþ
(Burcu Özdamar) |
Yaþam |
| |
Bense durmuþ seyrediyorum bu karþý konulmaz düzeni, olacaklarý görüyorum... ta ki baþýmý kaldýrýp gökyüzüne bakana kadar,sabah serinliðini taþýyan rüzgar içimi ürpertene kadar.. |
|
Anlamlandýrma Arayýþý
(Didem Duruöz) |
Ýliþkiler |
| |
: Anlamlandýrma arayýþlarýmdan birini, bölük börçük olsa da sizlerle paylaþmak istedim. Okuyan herkese çok teþekkür ederim.
Belki de insan sevilmekten çok, anlaþýlmayý istiyordu..
George Orwell
Bazen, anlaþýlma isteði bir tutku, yerine göre de saplantý olarak yer alabilir kiþinin hayatýnda. Suç iþleme nedeni, vaz geçme nedeni, kaçýþýn baþlangýcý olabilir yerine göre de. Bizden baðýmsýz gibi görünen ne çok þey, bizim içimizde anlamýný bulur aslýnda. Sadece bakarsak görürüz, ararsak onu buluruz, bakýþlarýmýz baþka yöne çevriliyse, onun girdabýnda dönüp durduðumuzu bilmeden dönüp dururuz olduðumuz yerde. Ruhumu özgür býraktým, benliðim parmaklarýmýn ucunda, akýp geçen kelimeler zihnimden olduðu gibi dökülüyor kaðýdýn üzerine. Kendim ile paylaþmak niyetinde deðilim þu an yazdýklarýmý, her düþünceden, özgür ve azade, sadece, ben varým. Derken týkandým, ben kelimesini ne çok önemsediðime takýldý aklým. Es verme zamaný…
* Düþündüðünüz,
Söylemek istediðiniz,
Söylediðinizi sandýðýnýz,
Söylediðiniz,
Karþýnýzdakinin duymak istediði,
Duyduðu,
Anlamak istediði,
Anladýðýný sandýðý,
Anladýðý…
Arasýnda farklar vardýr.
Dolayýsýyla insanlarýn birbirini yanlýþ anlamasý için en az 9 ihtimal var.
Sylviane Herpin
Bilgelik; görmek istersek her yerde, tutup onu kucaklamak, sadece, bizim elimizde!
Var olmak mý, yok olmak mý, bütün sorun bu! Düþüncemizin katlanmasý mý güzel, zalim kaderin yumruklarýna, oklarýna, yoksa diretip bela denizlerine karþý dur, yeter! demesi mi?
Hamlet-William Shakespeare
Hayat görmek istediðinde, yeni ve güzel geliþmelere gebe. Her deðiþim içinde, en az bir fýrsatý barýndýrýr. Hayat, görmek, duymak, anlamak, yaþamak isteyenlerin yanýndadýr!
Sorular, sorgulamalar, yanýtý bulmaktansa, bazen, yeni sorulara kapý aralar. Kapýlarýn aralanmasý iyidir, kapalý kapýlar ruha aðýrlýk verir.
Kalýn bir halat vardýr, içi boþtur elinde kalýr. Bir de incecik bir ip vardýr, seni en tepelere taþýr. Ýp canbazýnýn bazen, ipten düþmesi gerekir. Yerde mi ipte mi yaþayacaðýna, bir tek böyle karar verebilir.
**Usta sana hakikati veremez ama hakikate çaðýrabilir.
Ýçinde bir þeyi harekete geçirebilir.
Bir ateþ yakacak süreç baþlatabilir.
Gerçek sensin; yalnýzca çevrende çok fazla toz birikmiþtir.
Ustanýn iþlevi olumsuzdur: Seni yýkamasý gerekir, böylece toz yok olur.
OSHO
“Olmak ya da olmamak; iþte bütün mesele, bu.” dese de büyük üstad. Kendi isteðinin yönünde, var olmak ya da olmamak, dile getirdiðin ve uyguladýðýn farkýna varýþtýr.
Not: Eðer bu konu ilginizi çektiyse, þayet henüz okumadýysanýz Sayýn Aysel Aksümer’in “Anlamaktan Ne Anlýyoruz” baþlýklý yazýsýný, konuya farklý derin ve anlamlý bir pencereden bakmak adýna okumanýzý öneririm.
|
|
|
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Eser sahipleri, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý
yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin
izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin
izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin —kýsa alýntý ve tanýtýmlar
dýþýnda— herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.
|
|