"Yaratıcılık, beynimi çamaşır makinesine atıp, programı 'düşünmeye son' olarak ayarlamak gibi bir şey." - Kurt Vonnegut"

Hani

anılarla yaşayabilene ne mutlu!...

yazı resim

Hani bir zamanlar
sanki yaşıyorduk dediğimiz
ve içimize sığmayan
bir arzu kadar
hüzünlü bir aşk vardı ya!
Kırık camları
avuç avuç topladığımız
ve kanamasına aldırmadan
ellerimizin
umudumuzu tüketmeden
yaşadığımız aşk!
Yağmuru da indirmiştim başına
hani şemsiyek kırıktı
çekingendi tüm sokaklar
adımlar korkakça atılıyordu
Gözlerin yerdeydi de
sesin uzaktı kuluklarıma
Korkuyordum
ellerinin soğuğundan
o kadar çok korkuyordum ki
ısıtamamıştım hani
Hangi dildi hatırlamıyorum
Kekeliyordum adını
ve giydiyin gömleğinin rengini
Hani yine yağmurdu mevsimlerden
yanındaydım
yanımdaydın
ayrılacaktık ve öyle soğuktu ki
keşke 'böyle olmamalı' deyip de
Ayrılmasaydık!
gittim
sesimi çekerek kulaklarından
Mutluydum, ismin de güzeldi
Yakıştırmıştın kendine
ama nedensizdi herşey
nedeni yoktu tüm gidişlerin...

Hani bir zamanlar
Sanki yaşıyorduk dediğimiz
Hüzünlü bir aşk vardı ya!
Bitti dediğimizde bile alevlenen
Ölümsüzleşen aşk.......

KİTAP İZLERİ

Engereğin Gözü

Zülfü Livaneli

İktidarın Göz Kamaştıran Işığı ve Bir Hadımın Gözünden Saray Zülfü Livaneli’nin, okurunu XVII. yüzyıl Topkapı Sarayı'nın loş ve entrika dolu koridorlarına davet eden romanı "Engereğin
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön