 • İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar |
501
|
|
|
|
Gülüşleri kıskanan çok olur. Tüm gözyaşları ise yalnızdır. Seçim senin. İster gül ister ağla... Ya kıskanılacak biri olacaksın ya da yalnız... İnsanlar gülüşlerini saklarlar, kıskanılmaktan korktukları için. Ya somurturlar akşama kadar ya da yüzlerinde nötr ifadeler taşırlar. Dünyada gülmek, kolay değildir. Kolay olmayanı başaranlar göze batarlar. Gülmek, tüm nazarları üzerine çeker. |
|
502
|
|
|
|
Tarihimizi, Ulusal Kimliğimizi Yok Saymak |
|
503
|
|
|
|
öfke ile kalkan zararla oturur |
|
504
|
|
|
|
insanoglu bence son ve en büyük tehlikeyle karsi karsiya: Kaybolmayan insan istiyoruz! |
|
505
|
|
|
|
Ergenekon - kerkenez-kon... Gülüyoruz ağlanacak halimize... |
|
506
|
|
|
|
"Meselelerle yüzleşemediğimi" de düşünmedim değil !
"Zayıf karakterli biri oluşuna mazeret arama." dedim kaç defa kendime. Ama ortada güpegündüz bir hakikat durmakta: Biz insanlar, ateşîn varlıklarız. |
|
507
|
|
|
|
Pazartesi günleri –nedense- insan biraz gergin oluyor. Pazar günkü rehaveti hâlâ atlatamamış olarak işe başlıyor. Bu gün (Pazartesi) ben de öyleyimdir…
|
|
508
|
|
|
|
Buradan okuyucularımın şahsında ‘buz gibi su’ değiş sıcak sımsıcak çorba akan vatandaşlarımıza bu hizmetin ücretsiz olduğunu belirtmek istiyorum
Hani olur ya, ben bu köşede anlatırken birilerinin canı çeker, çorba akan çeşmeden çorba içmek isteyenlerin üzerinde parası-marası olmayabilir.
Olmasın.
Ya da parasını o gün üzerine almamış olabilir,
Almasın.
Şehrimin garip gureba’sının cebinde metalik kalmamış olabilir,
Kalmasın hiç önemli değil, mahcubiyet duymadan gururla, gidip bu çorbadan içebilirler.
Yanında ekmeği de var mı, inanın bilmiyorum, olmasa gerek.
Hem ne önemi var ekmek olmasa da olabilir, çorba varsa mesele bitmiştir...
Hem ekmek; malumunuz kilo falan yapıyor, ne gereği var.
Çorba tastan mı; değil, bardaktan veriliyormuş.
Arkadaşım gidip içeceksin bu çorbadan…
İçmeden, tadına bakmadan nasıl olduğunu ben nereden bilebileyim…
Haa bir husus daha…
Bütün vatandaşların ücretsiz olarak faydalanabileceği İkram Çeşmesi, Sömestr tatili, Ramazan Ayı, resmi tatil günleri, dini bayramlar ve hafta sonları hariç, her gün 06.30 – 09.00 saatleri arasında hizmet verecektir…
|
|
509
|
|
|
|
Pencerem ve ben.Saat sabahın ikinci ve üçüncü saatleri arasında.Sıcak ile aramdaki sıradan bir 6-7 dakikanın yazıya aktarışmış hali. |
|
510
|
|
|
|
Yeni bir 'an' aldım aslında... |
|
511
|
|
|
|
Taraf Gazetesi yazarı Alper Görmüş de; “Akit şunu iyi bilmeli: Ali Bayramoğlu yalnız değildir...”şeklinde bir cümle ile kükremiş.
Akit Gazetesi’nin bir okuru olarak, ‘yalnız olmadıkları’nı haykıranlara misliyle, hatta daha gür bir sesle seslenerek diyorum ki;
“Akit hiç yalnız değil…” |
|
512
|
|
|
|
Aycık da Ben Bulaşıkçılık Yapayım |
|
513
|
|
|
|
günlük vasat işte ama belki dönümlük..dönüm noktalık. |
|
514
|
|
|
|
Bir filmi ikinci defa seyrettiğinizde sonucun değişmediği kadar güvenin. |
|
515
|
|
|
|
Hiç farkına varmadığımız tesadüflerle dolu hayat. Biz göremiyoruz, fakat ilginç bir şekilde hayatımız belli etkileşimler üzerinden şekilleniyor.
Bir film olsa hayatımız, bu filmi izleyenler yaşanan tesadüfler yüzünden filmin ne kadar ilgi çekici olduğunu fark edip, büyük bir merakla izlemeye devam ederlerdi filmi.
Bu tesadüfleri bir de biz görebilsek! |
|
516
|
|
|
|
hayatın tüm anlamsızlıkların içinde bir anlam yakalamanın gerekliliğini anlatan kısa bir yazı... |
|
517
|
|
|
|
Bertrand Russell’in; ”Eğer her uygar ülkenin çoğunluğu isteseydi, 20 yılda insanları köleleştiren, alçaklaştıran sefaleti, hastalıkların yarısını ve insanlığın yüzde doksanını zincire vuran ekonomik bağımlılığı ortadan kaldırırdık. Dünyayı, güzellik ve neşe ile doldurur ve evrensel barışı sağlardık.” |
|
518
|
|
|
|
Minibüstekilerden sızıldanmalar yükseldi. “Ayıp yahu, şu günde de yapılacak şey mi?” dediğini duydu birisinin. “Böyle şeylerin günü de mi varmış?” diye düşündü kız. Yeşil gözlü, kıza bir adım daha yaklaştı. Yakasına yapıştı. Korktu kız, hem de çok. O zaman yaşlı adam kalktı yerinden.
|
|
519
|
|
|
|
Adağını kes, fakir fukaraya dağıt. Onların yüzü suyu hürmetine, hayır duasına sevdiğine kavuşursun belki. Koy paranı cebine. Senden para almayacağım. Esnemekten öldürdün be kızım beni. Çok nazar var sende. Çok...
|
|
520
|
|
|
|
Biz güvenli arabalarımızda evlerimize giderken, yol kenarında travestiler vardı ve biz kafamızı çevirip bakmayacak kadar kanıksamıştık onları, belki de yoksaymak işimize geliyordu. |
|