• ÝzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar |
281
|
|
|
|
Ateþ ve kan kokusu mudur burnumu yakan?...
Ve biz... Sen, ben, o... Ateþin dumanlarý arþa yükselmeden henüz, etnik, dinsel, mezhepsel ayrýmlarla çatýþacak, kýsýr ideolojik tartýþmalarla boðuþup duracak mýyýz?...
Ýzin verecek miyiz çocuklarýmýzýn kan gölünde boðulmasýna?...
Ýzin verecek miyiz topraklarýmýzýn ekmek diler gibi dilimlenmesine ve yok edilmesine?... Hem de gözümüzün içine baka baka, postmodern tanrýlar ve tanrýçalar ölüme çaðýrýrken bizleri?...
|
|
282
|
|
|
|
Her þeyi görmezlikten gelebilirim ama söz konusu saðlýk olunca asla…
Söze, eveleyip gevelemeden girelim.
Bazý doktorlar hastasýnýn sýhhati için çalýþýrken bazý doktorlar da sýrf para kazanmak için çalýþýyorlar.
|
|
283
|
|
|
|
Mevsimlerden bahar... Toprak kokusu yok etrafta. Ne çocuk gülüþmeleri ne de kadýn çaðýrmalarý iþitilmemekte. Yaþamak güzel kokudur, bakýþlarýn parlamasýdýr oysa. Mevsimlerden bahar... Baðýrmalar, çaðýrmalar, küfürler, sövmeler havada uçuþmakta. Kelebekler yok. Herkes bir örümcek galiba. Kim dünyayý bu hale getirmekte. Sebzelerde ve meyvelerde eski tatlar yok. Toprak adeta taþ. kaya, uçurum. Her þey intihar etmiþ sanki. |
|
284
|
|
|
|
Ýsrail'in Lübnan ve Filistin'de ki zulüm üzerine bir yazý ve iki ayrý ( üstü kapalý) kiþisel tespitten ibaret 3 bölümlü kýsa bir yazý.Not: Çugaþvili, Stalin'in gerçek soyadýdýr. |
|
285
|
|
|
|
saðlýðýmýzýn ve hayatýn deðerini anlayarak ona daha sýký sarýlmamýz için illa bir uyarýmý olmasý gerekiyor |
|
286
|
|
|
|
Hani þair der ya "beni bu güzel havalar mahvetti" diye
Çok haklý bu güzel hava ve denizde beni mahvedecek sanýrým.
Þiirin devamýný düþünmek dahi istemiyorum...
|
|
287
|
|
|
|
Allah aþkýna elinizi vicdanýnýza koyun, öyle cevap verin... 14 yaþýnda kýz çocuðuna musallat olan adamý, Afrika'nýn en ilkel kabilesinde bile savunan çýkar mý? Soruyorum size, çýkar mý? Bence Uganda’da çýkmaz; ama Türkiye’de?!... |
|
288
|
|
|
|
Beklenmedik bir kriz için önceden bir hazýrlýðýnýz yoksa, kriz yönetimi yapamýyor, riskleri kestiremiyor, gereken önlemleri alamýyor, dýþ siyaseti bilmiyor, emrinizdekileri yönlendiremiyor üstüne üstlük bir de çeliþkili açýklamalarla ortalýðý birbirine katýyorsanýz… |
|
289
|
|
|
|
Bizler çok gürültülü yaþamayý sevmeyen insanlarýz. Gençlikte de böyleydik þimdi de böyle ömrümüzün sonuna kadarda böyle devam edecek. Bazen bakýyorum yolda arabalarda cakada cukada teybin sesini sonuna kadar açmýþ arkadaþlar güya müzik dinliyorlar; bence kulaklarýna ve ruhlarýna yazýk ediyorlar... |
|
290
|
|
|
|
Aslýnda onlara teþekkür borçluyuz!
Çünkü yýllar sonra “Türk “ olduðumuzu hatýrlamamýza yardýmcý oldular.
|
|
291
|
|
|
|
Daha önce yazdýðým bir yazýnýn tamamlayýcý bölümü.Tarih ve siyasetin küçük bir analizi denebilir. |
|
292
|
|
|
|
24 yýl aradan sonra Erzurum'a ilk defa geliyordum. Hep kafamda o mu deðiþti yoksa ben mi eskidim sorusu vardý. Daha þehre girmeden deðiþiklikler baþýmý döndürmüþtü. Bu muydu benim bildiðim Erzurum. Kalbimi býraktýðým, gençliðimi teslim ettiðim Erzurum. Caddeler deðiþmiþ, binalar deðiþmiþ, kentler kurulmuþ, bilidk tanýdýk bir tek bina kalmamýþ, hepsi yerle bir olmuþ. Erzurmu büyük, modern br þehir olmuþ. |
|
293
|
|
|
|
Biz millet olarak babalarý severiz, her ne kadar babalara gelmeyi sevmesek de... Babalara gelmeyi kim sever ki? Bildiðim kadar bu Noel Baba epey zamandýr var. Ýyi de bu adama, þimdilerde Noel Dede demek lazým gelmez mi? Hem sakalý da var bembeyaz. Her gördüðün sakallýyý deden zannetme, diyorsanýz o zaman, onu da bilemem... |
|
294
|
|
|
|
insan oðlunun kazanmasýna ve kaybetmesine en büyük sebep dilidir dilimize hakim olmazsak kaybetmeye mahkumuzdur |
|
295
|
|
|
|
Etrafýnda gerçek dostlarý olanlar, yalancý dostlardan kendini arýndýrmayý baþaranlar, zaman ve para gibi maddi kayýplar yaþamazlar. Gerçek dostlarý olanlar, genelde kýsa süreli depresyon ve can sýkýntýlarý yaþayýp, dostlarý sayesinde bunlarýn da üstesinden gelirler. |
|
296
|
|
|
|
Hayatýnýzda hiç çöpten ekmek toplayan birini gördünüz mü?
|
|
297
|
|
|
|
Eskiden ''Biri bizi gözetliyor'' diye yabancý formatlý bir yarýþma programý vardý, birçoklarýnýzýn göz takýlmýþtýr. Üç kuruþluk ödül için aylarca bir eve týkýlýp kaldýlar, sonrada birbirlerine ne hakaretler, ne yakýþtýrmalar... Hani neredeler? Hepsi balon gibi söndü gitti... |
|
298
|
|
|
|
Küçük kýzýmýn 15 Aralýk gecesi, bana anlattýðý masalý, Pakistan’da ölen masum çocuklara adýyorum. |
|
299
|
|
|
|
Ey ahali ne diyeyim ben size artýk? Konuþacak kelime bulamýyorum. NASA’ ya gideceðim, ’’Aman NASA caným NASA, benim ismimi de uzaya gönder ne olursun.’’ diye yalvaracaðým, bilgisayardan baþvuru yapacaðým, NASA’nýn kapýsýnda yatacaðým... Teþbihte hata olmaz... Uzaya isimleri bedava göndermezler, (onlar her olayý paraya tahvil etmeye bayýlýrlar, Sam Amca ve evlatlarý) Benim saf vatandaþlarýmda bunu yer hemen... |
|
300
|
|
|
|
Anneler Günü gibi Babalar Günü gibi, Sevgililer Günü gibi özel günler aslýnda kapitalizmin çarklarýnýn dönmesi için ortaya atýlmýþ etkinliklerdir... Olsun ziyaný yok. Sene de bir gün de olsa sevdiðimiz birisi ile hediyeleþmek gerçekten güzel... Çok pahalý bir hediye de alsanýz, basit ucuz bir þey de alsanýz, annedir onlar, hatta hiç hediye almadan bir telefon bile etseniz gönül koymazlar size... Her zaman evlatlar annelerinin babalarýnýn dualarýndadýrlar... Aman diyelim beddua etmezler de yeter ki dualarýný bizlerden esirgemesinler, yoksa halimiz nice olur... |
|