![](/ikon/172.gif) • ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) |
61
|
|
|
|
Kapýsýnda bir bira firmasýnýn reklamý olan ufak bir meyhane. Þöyle kapýdan bir kafamý uzatayým bakayým, içeride neler var? Baktým içeride bir iki eleman temizlik yapýyor. Kapýsý da çok ilginç gaydýrlý guydurlu, yani Amerika’da ki Kovboy Filmlerinin kapýsý gibi gýcýrtýlý... Hele bir de yaðlamadýlarsa bayýlýrým o kapýnýn gýcýrtýsýný dinlemeye... |
|
62
|
|
|
|
Pek sayýn ve de muhterem hatta saygýdeðer demeyeceðim Dýþ Mihrak beyefendi ile bir röportaj yapacaðýz... Dýþ Mihrak olarak dünya üzerinde bir takým faaliyetlerde bulunmakla birlikte, bu faaliyetlerini de mükemmel bir þekilde adeta bukalemun gibi þekil deðiþtirerek, kamufle ederek gizlemesini bilmektedirler... Evet gelelim röportaja... |
|
63
|
|
|
|
- Elin kaþýnýyorsa para gelecek Abi
- Deme be yahu gelir mi ki sahiden?
- Gelmez mi Abi gelmez mi tecrübelerle sabittir bu.
- Yani senin baþýna geldi demek ki?
- Benim baþýma gelmese de arkadaþlardan eþ den dosttan biliyorum.
- Bakalým göreceðiz. |
|
64
|
|
|
|
Müzayede henüz baþlamamýþ olmasýna raðmen, salon týklým týklým doldurulmuþtu kadýn ve erkek izleyiciler tarafýndan... 1900 lü yýllarýn baþýnda süper güç olan Çibilmanya Ülkesinin o zaman ki baþkanlarý Muhraf Zimkurt’un kullandýðý eþyalar açýk artýrma yoluyla ilgilenenlere satýlacaktý... |
|
65
|
|
|
|
Erkeklerin, kýz arkadaþlarýnýn babalarý ile kontak kurma çabalarýna muzip bir bakýþ açýsýyla yaklaþan bir anlatý. |
|
66
|
|
|
|
Hani bilirsiniz, bu geçmiþten gelen kýsa notu. Mark Twain ‘'Dünyanýn en kolay olayý sigarayý býrakmak ben binlerce defa býraktým.'' Diye bir laf etmiþ. Lise yýllarýnda Mark Twain'den pek haberimiz yok tabi ki bizim. Gelelim ilk sigara býrakma denememize ve daha sonra on beþ yirmi kere denediðim býrakma maceralarýmdan kayda deðer bir ikisini sizlere anlatmaya... |
|
67
|
|
|
|
Bertolt Brecht hakkýnda anlatýlan nükteler. |
|
68
|
|
|
|
- Ulan yalancý piç, kim görmüþ ulan beni? Nataþalarýn peþinde gezmiþim. En kýralý elli dolar bunun. Ýstesem kýrkýný birden satýn alýrým. Tamam, Rus kýzlarý benim dükkâna geldiler. Edebimizle, adabýmýzla esnaflýðýmýzý yaptýk. Gömlek, çamaþýr falan, birkaç gýldýr gýcýk alýp gittiler. Kýzlarla bir iþim olsa birine takýlýrým. Üçünü birden ne yapayým oðlum? Seni dinleyen de beni pezevenk sancak. |
|
69
|
|
|
|
Tatlý mý tatlý komþumuz Seher Teyzemiz var apartmanda. Ýþi gücü olmadýðý zamanlarda kurulur televizyonun karþýsýna, eline de kumandayý alýr, o kanal senin, bu kanal benim dolaþýr durur zaplayarak. Elinden almaya kalkan oldu mu da kumandayý, fýrçayý basar, vermez kolay kolay... Haliyle oðlu ile gelini ve torunlarý da bu dertten çok sýkýntýlýlar... |
|
70
|
|
|
|
Bazen gözlüðümü nereye koydum diye saða sola bakýnýyorum. Oradan kýzým hemen sesleniyor ''Baba gözlüðün gözünde ya'' ben de ''Hay Allah kahýr of ki of vay anam ben aslýnda sizi denemek için þaka yapmýþtým'' diye geçiþtiriyorum, sonra da dönüp dönüp kendime kýzýyorum. Kýzmakla da kalmýyorum bazen de kendime ceza veriyorum. Gidiyorum Ceza'nýn CD'sini müzik setine koyuyorum ve sesi de sonuna kadar açarak dinliyorum ki aslýnda hiç de sevmem adamlarýn müziðini... Bu da bana iki türlü bir ceza oluyor... |
|
71
|
|
|
|
Kýrþehir ve Abdallarýn tanýtýmý. Bozlak müziðinin önemi. Bozlak sanatçýlarýnýn deðeri. |
|
72
|
|
|
|
Kim kopardýysa onu hayattan, öyle ya aðzý dili yok ki ona lanet bile okuyamaz, küfür bile edemez, tek bir kötü söz dahi söylemezdi... Hatta içinde birileri varsa, onlar bile sesini çýkaramazdý... Nihayetinde onlarda elma kurduydular, aðýzlarý var dilleri yok. Hatta aðýzlarý dilleri bile yok belki... Þehzadeler Þehri Amasya’dakiler de bayaðý meþhurdu... |
|
73
|
|
|
|
Bir baþka hayati derecede önemli konuda þudur, Muzlarda Cumhuriyet oluyor da biz þeftalilerin ve de karpuzlarýn adý saný neden bir cumhuriyette geçmiyor diye hayýflanmaktadýrlar... Öyle ya biz de insanlara enerji vermekteyiz, mutluluk vermekteyiz, onlarýn serotoninini, dopamininini artýrmaktayýz ... Bize ne bize ne, bizlerde cumhuriyet olmak istiyoruz diye, þeftaliler ve de karpuzlar baþ kaldýrmýþlardýr... |
|
74
|
|
|
|
Remzi mi? O beþ gül beþ yaprak. Adam yaþamayý biliyor. Her gece bir yerlerde keyifte. Evde tüneyecek diðil ya; tavuk mu bu? |
|
75
|
|
|
|
Kim demiþ kediler korkmaz diye, kediler bir þey anlamaz diye... Sadece miyav miyav mý derler zannediyorsunuz siz insanlar biz kedileri... Korkuyorum gerçekten, hem de çok korkuyorum aç kalmaktan. Artýk esnaf abilerim, o altýn kalpli bana her gün ciðer alan ve can ciðer kuzu sarmasý olduðumuz abilerim, bana ciðer almaz oldular. Neymiþ efendim ''Pahalýlýk varmýþ da eskisi gibi kazanamýyorlarmýþ hýh! Bahane bunlar. bana ne bana ne alýþtýrmasaydýnýz bizi.'' |
|
76
|
|
|
|
Tek kalan eldiveni bir çekmeceye kaldýrdým haliyle, yine de atmadým çöp sepetine, bakarsýn bir umut bir yerlerden çýkar belki diye... Bordo eldiven de sabahlarý iþimi görüyor, bayaðý sýcak tutuyor ellerimi... Bir kaç günde onunla kanka olduk, sevdi beni galiba bu bordo eldiven, tam da diyordum ki haydaaaaa! Onun da bir teki kayboldu... Güleri misin, aðlar mýsýn, yoksa sinirden elinde kalan eldiveni mi ýsýrýrsýn? Ben hepsini yaptým billahi... |
|
77
|
|
|
|
Bahçelievler’de Ulubatlý Hasan Ýlkokulunun basamaklarýndan çýkýp, o 1-A sýnýfýna girdik destursuz. Baktým ki benden önce bir dolu çocuk gelmiþ, öðretmenimiz ile hasbihal ediyor, esprili söylersek konuþuk ediyorlar... Biz de oturduk bir sýraya... Güzeldi ilk günler, Ali Ayþe’ye topu atar, ara sýra Ali ata bakar, ata biner günlerde öyle gelir geçerdi... |
|
78
|
|
|
|
Masa Tenisi oynarken tak tak tak diye ses çýkaran pinpon toplarýnýn ses çýkarmamasý ya da daha az ses çýkarmasý için neler yapýlmalýdýr diye de genel müdürlüðümüzün birimlerinde toplantý üstüne toplantý yapýlmakta ve bu duruma bir çözüm aranmaktadýr... Pinpon toplarýna susturucu takýlmasý da seçenekler arsýnda olup bilahare deðerlendirilecektir... |
|
79
|
|
|
|
Böyle böyle gelip giderken resim dersine Orta Ýkinci sýnýfta gümledik. Ýkmale kaldýk. Tabi haklý Hocam, yetenek olmadýðý için, derse katýlým durumumu da son derece zayýf, hatta hiç yok da denilir. O derece iþte anlayýn. O sene ikmal imtihanlarýnda da kaldýk. Sýnýfta çakacaðýz. Ecevit-Erbakan Hükumetinin kýyaðý ile eylülde bir sýnav daha koyuldu da eylül de geçtik, neyse... |
|
80
|
|
|
|
Bizim büyükamcaoðlu güzel akerdeon çalar. Biz de; benim birader, küçük amcaoðlu ve ben oynarýz akrabalarla birlikte, çoðu zaman Artvin Halk Oyunlarý, bazen çarliston, arada Þeyh Þamil öyle yapar çýkarýz düðünleri. Rahmetli babamdan kalma bir güzel meþgale diyelim. O da zamanýnda çok oynamýþ gençlik yýllarýnda...
|
|