Kayıp Giden Zaman….
Hayaller hep uzak anı , yaşanmamışlar acı birer hatıra olacak demek ki içimizde.
"Bir yazarın yazmadığı tek şey, kendi cenaze ilanıdır. Onu da başkaları halleder, merak etmeyin." – Mark Twain"
"Bir yazarın yazmadığı tek şey, kendi cenaze ilanıdır. Onu da başkaları halleder, merak etmeyin." – Mark Twain"
Hayaller hep uzak anı , yaşanmamışlar acı birer hatıra olacak demek ki içimizde.
İyimserlik de bazen aşılması güç tehlikeli durumlar yaratabiliyor. Hayal kırıklıkları gibi...
Hayal kurarken kötümser olunur mu hiç? Kimin hayallerinde kötüler kazanır ki... Hayallerinde kötüleri kazandıranlar ya kötüler ya da hayal değil başka şeyler kuruyor olabilirler. Bazıları ise iyilerin yalnızca hayal dünyalarında kazandıklarını söyleyebilirler.
...zaman ilerledikçe narin ellerini süsleyen parlak pembe tırnakları ve inci tanelerini andıran dişleri, kıskançlık duygularıyla beslenen içinde zaptedemediği bir canavarın kimliğine bürünüyor.
Ne zaman ki umut çıkar içimizden bizde dünyadan çıkarız. Çünkü dünya umut üzerine kuruludur. Umutsuzu kabul etmez dünya. Sakın acımasız demeyin dünyaya, tam tersi acıdığından bu umut isteği.
Karşımızdaki kişiye verdiğimiz her ne ise, bizi kendine esir etmiştir artık. Beklenti içinde kalmak kendimizi karşımızdaki kişiye bağlamış vede özgürlüğümüz elimizden uçup gitmiştir.
Kendime yazacakken, sana kurulmuş cümleler yazıldı bu kez. Sayıklarken gece olmuş, bense hala seninleyim, yazıyorum..
Sokakta hala yağmur yağıyordu. Ilık bir Nisan gecesi, kuşlar saçak altlarında uyurken gökyüzü sokaklara çok güzel bir şarkıyı fısıldıyordu.
İçtenliği kullanılabilir aptallık olarak anlamaya uygun bunca düşünce şekilleri ile sarmalanmış yaşarken, derede ağustos güneşinde parıldayan çakıl taşları gibi olmaya çalışmak, ne zor.
Herkese bir hüzün kumbarası lazım, bozuklukları biriktirip dağlamak için acıları...
birgün özgürken ..diğer gün hapishanede sonsuzluğa mahkum oluyoruz ... ama alışıyoruz onada...
sanırım alışmak pes etmemekten geliyor...
biz hayatla savaşıyoruz...
Böcekler öldüklerinde ne yazık ki yaşadıklarından hiç bir iz kalmaz geriye. Ne cenaze törenleri olur ne de arkalarından ağlayan, varlığı yokluğuyla eş değer...
Eğreti durmuş her ad yamacımızda... Ne çok yabancıyız şimdi, ne çok ayazda kaldı yürekler...
Hayat hem acı hem de zevkli. Doğmak acı, yaşamak acı, ölmek acı (kim bilir belki de zevkli)…
Hastalık vücuduna yavaş yavaş hissettirmeden girmişti.
www.emrullahemin.net
Bir meyveyi dalından koparıp yemeyeli, bahçeli müstakil bir evde sabahın mis gibi toprak kokusunu duyup gülümseyerek uyanmayalı ne çok olmuş.Oysa benim yaşamak istediğim hayat , şehrin kalabalıkları içinde asılan suratları gülümsemeye sevk etmek için çaba
Anlaması güç olsa da zeka, bir yüktür bünyeye...
Eminim; `aşk` bile gelecekte, bugünkünden başka sorunları taşıyacak içinde çağı gereği.
İskender Pala