"“Edebiyat, insanın kendini ifade etmeye çalışırken kullandığı en eğlenceli yalan makinesidir.” — Mark Twain"
"“Edebiyat, insanın kendini ifade etmeye çalışırken kullandığı en eğlenceli yalan makinesidir.” — Mark Twain"
\*Gülmek bedava, sevmek bedava, güzelliği seyretmek bedava, ciğerlerini temiz hava ile doldurmak bedava, öğüt dinlemek bedava, aşık olmak bedava, düşünmek bedava, kaşınmak bedava, iyi-dürüst olmak bedava, konuşmak bedava, güneşlenmek bedava, bedava bedava Hani hayat pahalılığı vardı?
Günümüzde belediyelerin üstlenmiş oldukları sosyal belediyecilik misyonunun içinde bulunması gereken hizmetlerin çoğunun hizmet düzeyinin düşük olduğu ya da daha düşük gelirli vatandaşları kapsayacak şekilde olmadığı görülmektedir.
YZ
Bizler, kahvelerimizi yudumlarken güzel bir bayan yaklaştı yanımıza. Özür dilerim, sizler Mağusadan mı geliyorsunuz? dedi. Evet dedik. Bize teşekkür etti. Ben de Mağusalıyım dedi.
Bayan, bu cafenin sahibi imiş. Adının Nil Yücel olduğunu söyledi. İlk dikkatimizi çeken güzelliği, şık giyimi, kibar davranışı ve içtenliği oldu. Güler
Bildiğiniz her şey bilmediklerinizin esiridir. Böyle söylersem çok açıklayıcı olmayacak herhalde.
Boynunda sarılı pembe peluşu, canlı ses tonu, güleç yüzü, samimi tavrıyla Ebru karşımda duruyor. Aslında oturduğum sandalyenin koluna tünemiş vaziyette. Bir yandan da gülüyor. Mikrofona eğilmiş gülerek bana bakıyor. “Nereye gitsem hep ona rastlıyorum. Bütün oyunlarda o var. Tiyatroyla ilgili her yerde karşımıza çıkıyor…” Benden bahsediyor.
\*İyimsere göre bir gece iki gündüz arasındadır; kötümsere göre ise bir gündüz iki gece arasındadır. \*Yasalar sustuysa, güçlüler konuşuyordur. \*Köpeklerin birbirlerine hırlaşmaları seni yanıltmasın. Onlardan uzak dur, çünkü hırlaşmayı kesip sana saldırmaları hiç de sürpriz sayılmayacaktır.
Bir masaya oturup sohbete başlıyoruz. Ali Beyin mis gibi kokan kahveleriyle sohbetin tadına doyum olmadı doğrusu. Gerçekten Ali Beyin kahvelerine diyecek yoktu. Her yudumda tüm yorgunluğunuzu atıyorsunuz
Başbakan; Balyoz Davasında 18 yıl ceza alan yoğun bakımdaki Orgeneral E. Saygun’u ziyaret etmiş, üsdelik bi de elini tutmuş.
Öyle doluyum ki patlasam İstanbul'da sur kalmaz yansam Roma'yı yakarım. Öyle doluyum ki tüm bulutlar köy çeşmesi kalır yanımda su gibi basarım her yanı. Öyle bir doluyum ki nar zeytin tanesi olur yanımda.
