"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Deneme > Anılar

üzgün

Ölümü sana yakıştıramıyorum

Bizi ilk unuttuğun,göz göze vedalaşamadığımız son gece için ağlıyorum.
07 Ocak 2002 Pazartesi.
Hani yaz derdin ya,işte yazıyorum dedem,bin bir acı içinde,bin bir zorluk peşinde,seni yazıyorum.
Okuyamayacaksın ama en azından hisset.Seni çok özlüyorum.

olumlu

Monarozayı Gördüm

Sezai Karakoç’un Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatına armağan ettiği ve ona “Mona Roza” şairi denmesine sebeb olan bu şiir on dokuz yaşında iken yazılmıştır. Yıl 1952. Edebiyatımızın en güzel örneklerindedir. Dört bölümden daha doğrusu dört şiirden oluşmaktadır. Bu şiir üniversite gençliğinin baş ucu şiirlerindendir. Karakoç, o yıllarda tanınmadığından dolayı

üzgün

Anılarımda Saklı Çocukluğum

Ah o karakışlarda küçücük evlerin saçaklarından sarkan buzların tadını en pembe en parlak şekerler vermezdi o zamanlar. Artık ne sarkan buzlar var nede küçücük evlerden eser sokağımızda...

olumlu

Kısıtlı Zamanlar

Haftanın ortalarına doğru daha az ders çalışmaya, daha çok keyif yapmaya başladık. Günde altı yedi öğün yemek yiyor, -bunu güya sağlıklı olmak adına yapıyor-, geç vakitlere kadar uyuyor, birde gün içinde öğle uykusu denen şeyi deniyorduk.

olumlu

Benim Küçük Kadınım

Kelime bulmak, cümle yaratmak ve hissettiğim sevgiyi harflere bindirip sayfaya yüklemek çok zormuş, sevgi büyüdükçe anlatılması imkansıza dönüyormuş meğer. Yazdığım her şeyi siliyor ve düşünmeye çalışıyorum, en uygun en yüce kelimeyi seçmeye çalışıyorum, olmuyor. Yetmiyor…

nostaljik

En Son Sıradaki Perşembe

Uyanıyorum.
Yeni bir güne başlıyorum. Bugün de yaşamım boyunca yaptığım gibi yaşadığım, gördüğüm, hissettiğim şeyler arasında bağlar kurmalıyım.
Geçmiş günlerde kurmayı başardıklarımı ise daha bir sağlamlaştırmalıyım.

karışık

Hikayem

Sahte gülüşler gibi önce azalır sonra kararır sokaklarda lambalar

üzgün

Maestro

"Yüreğime pembe pembe basıp, bulut olup gittiğinden beri üç yıl geçti meleğim....Sen benim ilkgençliğimdin, karşılıksız sevgi vermeyi öğreten minicik öğretmenim..."

nostaljik

Kanlı ve Kınalı Topraklar Çanakkale 1

Selam sana... Bin bir çile ve zahmetlerle yoğrulmuş. Al kana bulanmış ve gözyaşı sulanmış. İzanlarımızın muhakemesinde buluşmuş. Toprağının her bir metresi şehitlerin kemikleriyle süslenmiş. Hüzünlerin alevlerinde çığlık olarak kopan mahşerin kanları duygularımızı incitmiş bulunan. Hicran alevlerine sokulan korlarla kalb odamızı yakmış olan. ÇANAKKALE...

nostaljik

Kar Düşümü

İlk kar düştü toprağa Tabiat beyaz yorganını örttü üstüne. Ne kadar çok zaman geçmiş camda kar düşümünü izlemeyeli Nefesimin ısısı camı buğularken farkında olmadan bir çöpten çocuk çizmişim parmağımla cama;

nostaljik

Galiba

Işıktan birlikte nefret etmiştik, Ay'ın karanlık yüzünü anlatmıştınız bana, kaç kadeh şahit.

olumsuz

Gelincik

Duyguların hibe olunuyordu farkında değildin
Sana kalansa sızlı suzlu sıfatlardan başkası değildi....

karışık

Anılardan Bir Gün

...Ben, yani öğrencilik yaşamı boyunca sesi çıkmayan, zayıf bile gelse asla kopya çekmeyen, pısırık kız, gider okulun külyutmazının dersinden kopya çeker. Olacak şey mi?..Oldu işte...

olumlu

Yeşil Cennete Yolculuk

Yaşanan duyguyu kuvvetlendirmek için mi nedir... Kıraç eşlik eder radyodan : “Gidiyorum buralardan, tüm rüzgarlar senin olsun, bıktım artık yol almaktan, önüme çıkıp durdursan.” Korkarsın bu cümleden. Durdurulmak istemezsin çünkü..

nostaljik

Beş Liraya Güven Testi

Kimsenin kimseye güveni kalmamış. İnsanlar babasına bile borç veremeyecek hale gelmişler. Bol sıfırlı paralar basılmaya başladıkça, para bütün değerlerin de üstüne çıktı zamanla…

KİTAP İZLERİ

Puslu Kıtalar Atlası

İhsan Oktay Anar

Bir Düşün Atlasında Gezinmek: İhsan Oktay Anar'ın Başyapıtı İhsan Oktay Anar’ın 1995 yılında yayımlanan ve yayımlandığı andan itibaren modern Türk edebiyatının kült eserlerinden biri haline
İncelemeyi Oku
Başa Dön