Bir köyüm olsaydý ya sevgili günlüðüm✍🏻
Neden ve niçin yok?

Bahtsýzlýðým iþte; senin bir köyün varsa versene,
senin köyün benim de olsun, bana ne bana ne…

Kazlar olsun o köyde, çalýdan kapýnýn ardýnda kalýnca süpürge… Onikiden sonra, tatlý cadý olmak için istiyorum süpürgeyi, yok yok koyunlar, keçiler, tavuklar su içerken baþlarý yukarýdayken geçmem üzerlerinden söz…Su takýlýr boðazlarýna, kýyar mýyým onlara… Sonra keçiler atlarsa çitlerin üzerinden komþu köye, sürersin beni köyünden sevgili günlüðüm riske girmem güven bana, söz…

Koyunlar rüyaya dalarken, atlatýrken keçileri çitlerin üzerinden… Tatlý cadý oluveririm tam o anda; keçinin ayaðý deðince yere þþþþþtttt sessiz Hülyaa sessiz çýt çýkarma! Rüzgarý alýrým önüme…

Kazlarýn sesine dayarým yüreðimi gör beni, o süpürgenin etrafýnda nasýl taklalar atarým…
Gençleþtim yahu; gençleþtim…

Uyanabilirsem sabah deniz analarýnýn yanýna denize gideceðim; yazmak ve yazýnýn hayaline dalýp, çýkmak yorucu olduðundan bu gece uyku tutmazsa beni… Deniz yalan olur, denizanalarý ise hayal…

Kazlarýn sesini duyuyor musun sevgili günlüðüm✍🏻

Ben duyuyorum; sen nasýl duymuyorsun? Sana aþk olsun..

Sonra tekerlekli sandalyede yaþlýca bir adam çýktý dev sahneye… Çok bitkin görünüyordu, bembeyaz olmuþ uzun saçlarý bir önüne düþüyordu ahýndan, bir geri devriliveriyordu…

Üç kýz, üç erkek çýktý havadan top oynuyorlardý, o da uzandý topa ama yaþlýydý iþte… Spor da yapmamýþ kambur duruyordu tekerlekli sandalyede…

Cývýltýlarý bitince baþladý opera Almanca, yukarýda çevrilmiþ Türkçe’ye…

Gözler bir opera sanatçýsýnýn fevkalade performansýnda, bir ne diyor diye çeviride…

Konuyu özetlede olsa biliyorsa seyirci çokta çeviriye çevirmez gözleri, hisler önemli…

Ýki hemþire, iki yönlü giriverdi içeri, biri sondasýný deðiþtiriverdi inlete inlete yaþlý adamý. Hislerimde tam merhamet duygusu baþlýyor idi ki yanýmda ki genç kýz, açtý telefonu baþladý çekime!

Bir dev sahnede oyun, bir de oyun için de oyun. Hangisi gerçekti?