Dünya hiçbir padiþaha kalmadý, sana da kalmayacaktýr. -Nizamî |
|
||||||||||
|
Köyde bize ne gerekiyorsa okul idaresi tarafýndan hazýrlandý. Yatak, yorgan, battaniye, tencere, tava, tabak, bardak.....Nihayet beklediðimiz gün geldi. Ve biz köye gittik, evimize yerleþtik. Bir aile gibiydik. Arkadaþlarla aramýzda iþ bölümü yaptýk. Ýþleri paylaþýyor, elimizden gelen her iþi severek yapýyorduk. Gerçi zaman zaman iþlerin yolunda gitmediði de oluyordu. Yemekleri yakmak , sütü taþýrmak, bulaþýklarý yýkarken bardak kýrmak gibi. Her þeye raðmen hayatýmýzdan memnunduk. Grubumdaki arkadaþlarýn hiç birisi Mudurnulu deðildi. Biz Mudurnulular hep farklý gruplardaydýk....Ýþte bu staj süresi içinde bir dini bayram vardý. Bayramda evlerimize gidecek, bayram dönüþü köyümüze geri dönecektik. Stajýmýza kaldýðýmýz yerden devam edecektik. Arife günü köyden Kütahya’ya geldik. Ben okulda Mudurnulu arkadaþlarýmla buluþmayý, onlarla birlikte Mudurnu’ya gitmeyi düþünüyordum. Yalnýz yolculuk yapmamýþtým hiç. Ancak yanýmda birileri olursa yolculuðu göze alabilirdim. Mudurnu’dan sekiz kýz öðrenciydik. Ýþte ben onlarla birlikte Mudurnu’ya gidecektim. Okula geldiðimde Mudurnulu arkadaþlarýmýn çoktan yola çýkmýþ olduklarýný öðrendim. Birbirimizden farklý köylerde stajda olduðumuz için haberleþememiþtik. Þimdi ben ne yapacaktým? Yalnýz yolculuk yapmayý göze alamazdým. Üstelik gece yolculuðu yapmam gerekiyordu. Buna asla cesaret edemezdim. (Düþünün: Bundan otuz yýl önce....O zamanki yaþam düzeyini, toplumun deðer yargýlarýný düþünün. Mudurnu gibi küçük bir kasabada yetiþmiþ, yalnýz baþýna Bolu’ya bile gitmemiþ bir genç kýz. Hep ya babasýyla ya da bir arkadaþýnýn babasýyla memleketinden Kütahya’ya gelmiþ- gitmiþ bir genç kýz. Bu kýz nasýl tek baþýna yolculuk yapabilir! ) Annem, babam benim arkadaþlarýmla birlikte eve gideceðimi sanýyorlardý. O nedenle babam beni almaya gelmemiþti. Bu saatten sonra gelmesinin hiç anlamý yoktu. Çünkü bayram tatili zaten üç gündü. O zamanlar dini bayramlarda sekiz-dokuz gün tatil yapmak gibi kötü bir alýþkanlýðýmýz yoktu. Babamýn beni almaya gelmesi, birlikte geri dönmemiz neredeyse birbuçuk günümüzü alacak; böylece üç günlük bayram tatilinin yarýsý yollarda geçecekti. Þimdiki gibi her saatte, istediðin yere gitmek için otobüs de bulunmazdý. Demek ki ben bayramý okulda geçirecektim. Valizini alan gidiyordu. Yakýn ilçelerden ve illerden gelenler için sorun yoktu. Birkaç saatlik yolculuðun ardýndan evlerine ulaþacaklardý. Benim gibi uzaða gidecek olanlar da, demek ki önceden tedbirlerini almýþlardý. Ben bazý þeyleri düþünmekte geç kalmýþtým. Gün, öðle üzeriydi. Ama benim Mudurnu’ya gitmek için sekiz- dokuz saatlik bir yolculuk yapmam gerekiyordu. Yalnýz baþýma, hem de gece yolculuðunu göze alamazdým. Göze alsaydým da gidemezdim. Çünkü bu saatten sonra bilet de bulunmazdý. Çaresiz okulda kaldým. Bayram gecesi toplam sekiz, on kiþiydik okulda. Bu öðrenciler çok uzak illerden gelenler, yol parasý olmayanlar veya ailevi sorunlarý olanlardý. Ben bu üç grubun hiç birine girmiyordum. Yol param vardý, ama yalnýz yolculuðu göze alacak cesaretim yoktu. Staj grubumda Mudurnulu hiçbir arkadaþýmýn bulunmamasý, bana çok pahalýya malolmuþtu. O gece hepimizi yatakhanenin bir odasýna topladýlar. Aslýnda birbirimizle hiç yakýnlýðýmýz yoktu. Sýnýflarýmýz ayrýydý. Tek ortak yönümüz, ayný okulun öðrencileri olmamýzdý. Bayram gecesiydi ve ben evden uzaktaydým. Bu benim ailemden ayrý geçireceðim ilk bayram olacaktý. O gece hemen hemen hiç uyuyamadým. Bir saða bir sola döndüm durdum yatakta. Kimbilir annem-babam nasýl üzüleceklerdi. Annemin bayram için mutlaka yapacaðý hazýrlýklarý düþündüm. “ Katmerli ” dediðimiz cevizli ekmekler, yaprak sarmalarý, tatlýlar...Zavallý anneciðimin bunlarý yemeye eli varmayacaðý gibi, baþkalarýna ikram etmeye bile gönlünün razý olmayacaðýný biliyordum. Ve annem aðlayacaktý. “ Benim kýzým mübarek bayram gününde gurbet ellerde mi kalacaktý?” diyecekti. Babam ise benim “ Arkadaþlarýmla gelirim ” sözlerime inanmakla ve güvenmekle kendini suçlayacaktý. “ Keþke her zamanki gibi kýzýmý gidip alsaydým. ” Diyecekti. Bu düþünceler arasýnda dalmýþým. Ne kadar uyudum bilmiyorum Sanýrým sabaha yakýn bir saatte ben halâ uyanýktým. Sabahleyin salâ sesiyle uyandým. Hemen yataktan fýrladým, giyindim. Annemin bana öðrettiði ; bayram sabahý erken kalkýlacaðý, babamýn bayram namazýndan gelmesine kahvaltýnýn hazýr olmasý gerektiði idi. Sanki evdeymiþim gibi davranýyordum. Bayram namazýndan gelecek olan babamýn elini öpmeye hazýrlanýyor gibiydim. Babamdan ilk kez bir bayram günü harçlýk almayacaktým. Diðer arkadaþlarým da kalktýlar. Hepimizin yüzü asýktý. Küsmüþüz gibi birbirimizle hiç konuþmuyorduk. Yine de bayramý hissetmeye gayret ediyorduk. Saçlarýmýzý her günkinden daha bir özenle taradýk . Okul formasý deðil de sivil giysiler giymek içimi biraz rahatlatmýþ gibiydi. Bir müddet sonra idare katýndan yapýlan anonsu duydu:. “Öðrenciler idare katýnda toplansýnlar.” Þeklinde bir anons. Toplanýp idare katýna gittik. Ýdare katýndaki salonda bizim için kahvaltý masasý hazýrlanmýþ olduðunu gördük, þaþýrdýk. Yemekhane yerine idare katý salonunda hazýrlanmýþ bir kahvaltý masasý. Kütahya’da oturan birkaç öðretmenimiz de oradaydý. Onlarý görünce hem þaþýrmýþ hem de çok sevinmiþtik. Öðretmenlerimiz bizim için çeþitli pastalar, börekler getirmiþlerdi. Gülümseyerek “Günaydýn ” dediler bize. Bayramýmýzý kutladýlar. Onlarla birlikte kahvaltý ettik. Öðretmenlerimizle ilk kez ayný masada kahvaltý ediyorduk. Böylece evden uzakta bayram yapmanýn burukluðunu birazcýk olsun üstümüzden atabildik. Ýþte o gün ben “ iyi bir öðretmenin nasýl olmasý gerektiði ” konusunda uzun uzun düþündüm. Ýyi bir öðretmen , benim buradaki öðretmenlerim gibi olmalýydý. Fedakâr ve sevgi dolu. Bayram sabahýný evde ailesi ile deðil, öðrencileri ile birlikte geçirme fedakârlýðýný gösterebilmeliydi. Ýþte ben böyle bir öðretmen olacaktým. Öðrencilerime sevgiyle yaklaþacaktým , onlarý incitmeyecektim. Fedakâr olacaktým. Öðretmen, öðrenci için korkuyu deðil, sevgiyi çaðrýþtýrmalýydý. Ben de öðrencilerime sevgiyi çaðrýþtýrmalýydým. Bu konuda kendime söz verdim. Tesadüfen seçtiðim bu okulda, ilk kez o gün doðru seçim yaptýðýma kesin olarak inandým. Ben iyi ki bu okuldaydým. Ben iyi ki öðretmen olacaktým. Ailemden ayrý geçirdiðim bu bayram bana çok þey öðretti. Sabrý, ailenin deðerini vs. Öðretmenlik yüce bir meslekti. Fedakâr olmayý, yüreði sevgiyle dolu olmayý gerektiriyordu. Bunu da anlamýþtým. Kendime güven duymaya baþlamýþtým. Evet....Ben doðru meslek seçmiþtim. Ben çok baþarýlý bir öðretmen olacaktým. Bayramda annemim-babamýn yerine beni kucaklayýp öpen öðretmenlerim gibi olacaktým. Ailemden ayrý geçirdiðim bu bayram, bana çok þeyler kazandýrdý. Ama bu kazanýmlarý ancak yýllar sonra idrak edebildim.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |