Düþgücü güzelliði, adaleti, mutluluðu yaratýr. -Pascal |
|
||||||||||
|
Artýk biliyorsunuz; lâmý cimi yok, Türküm demek, neredeyse yasak. Derseniz, ýrkçý muamelesi görüyorsunuz. Atatürk Anýtýna çelenk koymak yasak. Koymaya kalkarsanýz, yaka paça tören alanýndan uzaklaþtýrýlýyorsunuz. Atatürk’ün “ Türk! Öðün, çalýþ, güven.” sözleri birer birer yerlerinden sökülüyor. Kimsenin gýký çýkmýyor. Çünkü; sindirildik, korkutulduk. Dik duramadýk. Öðrencilere, “ Ne mutlu Türk’üm diyene! ” sözleriyle biten Andýmýz’ý söylemek yasaklandý. Biraz of puf ettik, sonra kabullendik. Bir sorun kendinize. “Ne mutlu Türk’üm diyene.” demeye hakkýmýz var mý? Türk Milleti olarak öðüneceðimiz ne varsa, hemen hepsinin ayaklar altýna alýnmasýna göz yumduk. Bizi biz yapan deðerlerimize sahip çýkmadýk. Tabelalardan T.C. ibaresinin kaldýrýlmasýna bile alýþtýk. Ahmet Kaya’yý protesto eden sanatçýlardan söz ederken, “Ulan” diye hitap eden baþbakanýn hakaretini Türk Milleti olarak sineye çektik. Türklüðümüzle, hangi yüzle öðüneceðiz? Öðünecek deðil, utanýlacak þeyler yaþanýyor bu memlekette. "Ýki ayyaþýn yaptýðý yasa muteber de, dinin emri neden reddediliyor?" diyen; “iki ayyaþ” sözleriyle Ýsmet Ýnönü’yü ve Atatürk’ü hedef alan baþbakanýmýz, cumhurbaþkaný olmaya hazýrlanýyor. Mecliste,” Kýz ve erkek öðrencilerin birlikte eðitim görmesine karþýyým.” diyen milletvekilleri, halktan sevgi ve saygý görüyor. PKK’nýn saldýrýlarýnýn, giriþtikleri terör faaliyetlerinin “ aktivite” olarak görülmeye baþlanmasýna, kendilerine d e “ aktivist” denmesine Türk Milleti sessiz kalýyor. Milli Eðitimin amaçlarýndan; “Atatürk ilke ve inkýlâplarýna baðlý öðrenci yetiþtirmek,” maddesinin çýkarýlmasýna, Türk Milleti boyun eðiyor. PKK’ya þefkatle yaklaþýp, gezi parký olaylarýna katýlanlara “ bölücü, terörist” sýfatlarý verilirken vatandaþ, yeni Hürrem karakterini eskisiyle kýyaslýyor.( Ben de dahil.) Baþbakaný eleþtiren köþe yazarlarýnýn, yazdýklarý gazetelerden kovulmasý, artýk herkese normal geliyor. Sen de baþbakaný eleþtirme(!) kardeþim! Çocuklarýmýzýn okuduðu masal- öykü kitaplarýndaki gayrýmüslim masal kahramanlarýna namaz kýldýrýlmasý, “ selamünaleyküm” dedirtilmesi, Türk Milletini hiç rahatsýz etmiyor. Hemen hemen her tv kanalýnýn, gazetelerin iktidarýn borazaný olmasý bize olaðan geliyor. Bitaraf olmazsan, bertaraf olursun. Vatandaþa “gavat” diyen vali, hâlâ bir ili temsil edebiliyor, baþbakan valiyi yedirtmiyor, vali görevinin baþýnda kalabiliyor. Törenlerde saygý duruþunun sadece þehitlerimiz için yapýldýðýna, Atatürk’ten söz edilmediðine tanýk olan vatandaþ susuyor. “Türk Milleti” yerine “ bu millet “, “Türk Bayraðý” yerine “ bu bayrak “ diyen; Atatürk’ü aðzýna almayan (kazara, hariç) ve genelde milli bayram törenlerine katýlmayan baþbakanýmýz, Cumhurbaþkaný olma hayalleri kuruyor, yüzde elli halk desteðinden dem vuruyor. Bu gün, bu memlekette kýz, erkek sýnýflarý ayrýlsýn mý tartýþmasý yapýlýyor. “Genç kayýnvalidesi olan damatlara, kayýnvalidelerinin elini öperken, cinsel arzularýna hakim olmayý, eðer hakim olamýyorlarsa el öpmemelerini öðütleyen, erkeklere sapýk muamelesi yapan, onlarý seks düþkünü olarak gören bir din adamý bu memlekette Diyanet Ýþleri Baþkan Yardýmcýlýðý (eski) yapabiliyor. Kýsacasý; millet olarak suspus olmuþ durumdayýz, üzerimizde ölü topraðý var. Hal böyle iken, “Ne mutlu Türk’üm diyene,” diyemediðimize nasýl üzüleyim? Yukarýda yazdýðým çarpýklýklara sessiz kalan milletimin ferdi olmakla nasýl öðüneyim? Kan kusarken, nasýl kýzýlcýk þerbeti içiyorum diyeyim? Türk Milleti olarak, içine düþtüðümüz durum ortada. Acizliðimiz de ortada. Sözün kýsasý; “ Ne mutlu Türk’üm diyene.” demeye, hiçbirimizin zaten yüzü yok.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |