Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Birçok insan doðumu ve ölümü Allah’ýn belirlediðine, insaný zorluktan kurtaranýn ya da þifa verenin Allah olduðuna inanýrken, günlük hayatta yaþananlarýn Allah’tan baðýmsýz geliþtiðini düþünür. "Allah’ýn hiç iþi kalmamýþ da -haþa-bu ufak þeylerle mi uðraþýyor" der kimileri. Oysa evrendeki küçük-büyük her detay, insan yaþamýndaki her an, her yeni olay Allah’ýn dilemesiyle, O’nun üstün aklýyla ve O’nun belirlediði þekilde meydana gelir. Örneðin sýcak çaydanlýðýn devrilmesinin Allah’tan baðýmsýz bir olay olduðunu söylerken, ayný çaydanlýktaki kaynar suyla eli yandýðýnda olayýn kaderinde olduðunu düþünmesi kiþideki mantýk çöküntüsünü gösterir. Yaþanan olay -boyutu her ne olursa olsun- kaderde olandýr. "Kaderini yendi" ya da "kaderini deðiþtirdi" gibi sözler de bu bilgiden yoksun kimselerin söyledikleri cehalet dolu sözlerdir. "Allah ona çok veriyor bana ise þu kadar veriyor. Bu -haþa- adalet mi?" demek, sonsuz adil olan Allah’ýn adaletini sorgulamaktýr. Ýnsan imtihan amacýyla dünyadadýr. Ve Allah kimi kulunu varlýkla kimini de yoklukla sýnar. Dahasý varlýkla sýnanmak insaný daha fazla zorlar. "Ben bu kadar iyilik ve hayýr yapýyorum ama yine de bütün belalar beni buluyor. Her çeþit kötülüðü yapan da rahat rahat yaþýyor; bu nasýl adalet" gibi sözler de dünya hayatýndaki imtihaný kavrayamamýþ kiþilerin sözleridir. Tüm bu düþüncelere en güzel cevap yine Kur’an’dan gelir: Onlarýn mallarý ve evlatlarý seni imrendirmesin; Allah bunlarla, ancak onlarý dünyada azaplandýrmak ve canlarýnýn onlar inkar içindeyken zorluk içinde çýkmasýný istiyor. (Tevbe Suresi, 85) "Günahýn benim boynuma" sözü de sýklýkla duyduðumuz bir söz. Kimin aðzýndan çýkarsa çýksýn, gerçekte þeytanýn fýsýldadýðý bir cümle. Kur’an’ýn bildirdiðine göre ise kimse bir baþkasýnýn günahýný yüklenemez. "Allah’ýn sopasý yok" -haþa- sözü de sanýrým söylenen sözlerin en cahilce olanlarýndan. Saniyelerle süren depremlerde beton bloklarý sallayan, yerle bir eden, volkanlarý patlatan ancak tümünü imtihan amacýyla ve hikmetle yaratan Allah’ýn sonsuz gücünü gereðince takdir edememenin sonucudur bu söz. "Üzerimde nazar var, sürekli baþýma birþey geliyor?", "Neden belalar hep beni buluyor?"... Bu sözler, dünya hayatýnýn gerçeðinden gaflette olan kiþilerin yaþadýklarý zorluklar karþýsýndaki ifadeleri. Dünyanýn ve insanýn yaratýlýþ amacý imtihandýr. Ýnsan imtihan olarak Allah’a baðlýlýðýný kanýtlar. Allah’ýn hoþnutluðunu kazanma yolunda çektiði çilelerle insan eðitilir, imaný olgunlaþýr. Ya da tam aksine, "Ben Allah’ýn sevgili kuluyum. Olmasam bana bu kadar güzel bir hayat yaþatmazdý." diyen bazý kiþiler de rahat yaþamlarýnýn verdiði güvenle doðru yolda olduklarýný ifade ederler. Oysa bunun bir ölçü olmadýðý Kur’an’daki "Onlar sanýyorlar mý ki, kendilerine verdiðimiz mal ve çocuklarla Biz onlarýn hayýrlarýna koþuyoruz (veya yardým ediyoruz)? Hayýr, onlar þuurunda deðiller . (Müminun Suresi, 55-56) ayetiyle haber verilir. Yaþanmasý ihtimali bulunan tehlikelerden konu açýldýðýnda, "iþte Allah’a emanet yaþýyoruz" diyen insanlar görürüz. Kuþkusuz Allah’a emanetiz ancak bu söz, Allah’ýn üzerimizdeki ve tüm evrendeki kontrolüne, gücü ve hakimiyetine -haþa- güvensizlik ifadesidir. Allah’a emanet olan, en büyük gücün korumasý altýndadýr. Yukarýdaki cümle gibi "iþi Allah’a kalmýþ" sözü de ayný güvensizliðin sonucudur. Her insanýn her iþi Allah’ýn kontrolündedir. Bu þekilde düþünen kiþi de Allah dilemedikçe hiçbir þeye güç yetiremez. Hatta bu sözü dahi söyleyemez. Ayný þekilde "þansa yaþýyoruz" demek de uygun bir ifade deðildir. Ýslam’da þans ya da talih yoktur. Her insan Allah’ýn sonsuz öncede belirlediði kaderini yaþar. " Baþýna konan talih kuþu" da, baþýna gelen musibet de kiþinin imtihanýdýr. Hatta daha da ileri giderek söylenen "talihsiz, bahtsýz, kadersiz" gibi sözler Allah’ýn yarattýðý kaderi beðenmemek-haþa- isyan etmek anlamýndadýr. "Ben ibadetlerimi yapamýyorum ama kalbim temiz; önemli olan bu" sözü ise Allah’ýn buyruklarýný hafife almaktýr. Bu sözler, ibadetlerini uygulamaktan kaçýnan ve yanlýþ bir yaþam tarzýný Müslümanlýk olarak görmeye/göstermeye çalýþan kiþinin samimiyetsiz ifadeleridir. Kur’an’a göre kalbi temiz olan insan, Allah’a itaat eden, O’nun emir ve yasaklarýna uyan, sürekli Allah’ý anan ve kalbi Allah’ýn zikriyle "mutmain" olmuþ (tatmin bulmuþ) kiþidir. "Çalýþmak ibadettir" sözünü de sýk sýk duyarýz. Kuþkusuz inanan her insan temiz ve iyi bir ahlak göstererek çalýþýr. Ancak çalýþarak zaten ibadet edildiðini ve Kur’an’ýn hükümlerini yerine getirmeye gerek olmadýðýný düþünmek yanýlgýdýr. Ýbadet, Allah’a kulluktur; iþi gereði insanlara yardýmcý olmak ise yalnýzca Allah’ýn hoþnutluðu amacýyla yapýlýrsa ibadettir. "Allah’ýn unuttuðu yer"- haþa- "Allah’ýn unuttuðu insan" gibi sözler de büyük yanýlgýdýr. Allah asla hiçbir þeyi unutmaz. Allah Hafýz’dýr. Kimileri de "bu hacý hoca takýmý..." diye baþlayan cümlelerle baðnaz ve müþrik kesimi kýstas alýr ve tüm Müslümanlarý ayný þekilde deðerlendirirerek, kendince küçümsemeye çalýþýr. Duygusallýðýn insaný nereye sürüklediðine iyi birer örnek olan sözler: "Eðer Allah bana cenneti bahþetse, sensiz girmem", "Onu o kadar seviyorum ki onunla cehenneme bile giderim.", "Öyle nefret ediyorum ki onun gittiði cennete gitmem"... Ya da inkarcý olduðu açýk olan kiþinin yaptýðý dünyevi bir iyilik karþýsýnda, "o cennete girmezse ben hiç girmem"... Yakýný ölen kimselerin söyledikleri "Allah’ým biz þimdi ne yapacaðýz; neden onu bizden aldýn?", "vaktinden önce öldü, zamansýz öldü, ölüm ona yakýþmadý" gibi akýl ve din dýþý sözler isyan içerir. Ölüm her insana yakýþýr; çünkü Allah’ýn takdiridir. Toplumda "sýralý ölüm" denilen yaþa göre ölüm sýrasý, Kur’an’a uygun deðildir. Sýrayý da, ölüm þeklini de belirleyen Yüce Allah’týr. Ahiretten söz edildiðinde, "oraya gidip de dönen var mý, nereden biliyorsun?" der kimileri. Anlatým Kur’an’dan ise "gidip dönmüþ" olmak gerekli deðildir. Çünkü Kur’an ölümü ve ahiret hayatýný detaylý tarif eder. Son olarak, "dünyada mekan ahirette iman" sözü, "dünyada iman" olmalý ki ahiretteki “mekan” en güzellerinden olabilsin. Fuat Türker
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |