Diyorsunki bizim sevgimiz herşeyin üztünde, çook büyük, kimselerde yok, kimseler bu sevgiyi yaşamıyor, okadar büyük bir sevgiki, daha yeni doğmuş ve annesini yeni yeni tanımaya başlayan bir çocuk içgüdüsüyle ona sıkıca sarılmış kopmak ayrılmak 1 saniye bile uzak kalmak istemiyorsun, sürekli ondan haberdar olmak, sesini duymak, elini tutmak, yanında olmak istiyorsun. Sevgi dolu msjları ona doğru gönderiyorsun yerine ulaşıyor ve karşılığında cılız msjlar gelmeye başlıyor, işte o andan itibaren aşkım ile başlayan ve devam eden her cümle canım ile devam eder oluyor. Eğerki uzağındaysa sensiz naptığını merak ediyorsun, ve bir çocuğun annesini öz kardeşlerinden kıskandığı gibi onu herkeslerden kıskanmaya başlıyorsun, ister istemez o anda kimselerde olmayan, kimselerin yaşayamadığını düşündüğün çook büyük sevginin yerini yavaş yavaş paranoya düşüncelere bırakıyor. O koocaman yere göğe sığdıramadığın, kendi içinde sol yanındaki can parçası ay parçası, yer yüzüm gök yüzüm dediğin herşeyim olan herşeyim dediğin, sevdiğin kişiyi yerle bir edip yerin yedi kat altına, ruhani duygularla bağlı olduğun meleğim dediğin kişiyi gömüyorsun farkında bile değilsin. Aslında bu başka bir şey; aklınla, bedeninle, kalbinle, ruhunla her anında onu yaşamak, onunla olmak, istemenin ötesinde bir şey. Bu başka bir şey...
KİTAP İZLERİ
Kaplanın Sırtında: İstibdat ve Hürriyet
Zülfü Livaneli
Kaplanın Gözünden İktidar: Livaneli’den II. Abdülhamid’e Cesur Bir Bakış Türk edebiyatının ve düşünce dünyasının usta kalemi Zülfü Livaneli, son romanı "Kaplanın Sırtında: İstibdat ve Hürriyet"
İncelemeyi Oku