"Yazmak, aslında, 'Bunu ben de yazabilirdim!' diyenlerin yazamadığı şeydir." - Franz Kafka"

Fil ve Kelebek

yazı resimYZ

Biz aşkı, kelebek kıvraklığında bir fili ister gibi isteriz.
Büyük olsun, güzel olsun, görülmemiş olsun ve hemen olsun.
Aşkları, akıl ve kalp işbirliği belirler.
Aklımız fil gibidir, kocaman, zor kıpırdar ama güçlüdür.
Kalbimiz her zaman pır pır, hareketli ve rengarenktir.
Büyük şeylere göz diken insanın kulağı, küçük şeylerin anlamına sağır olur.
Bu yüzden görmezden geliriz bazen, duymazdan geliriz bazen.
Biz aşkı, kelebek kıvraklığında bir fili ister gibi isteriz.
Akıl ve kalp işbirliği her zaman yürümez.
Fil alıp başını gider bazen.
Kelebek kendi yazında kanatlanır.
Bu yüzden, aşık olduğumuz fillerin uçamadığını anlayınca kırılırız.
Bu yüzden aşık olduğumuz kelebeklerin güçsüzlüğüne ağlarız.
Büyük şeylere göz diken insanın kulağı, küçük şeylerin anlamına sağır olur.
Değiştirmek için geçtir artık, aşk seçilmiştir.
Gerçeği hayalimize benzetmekten başka yapabileceğimiz bir şey yok.
Alırız elimize boya kovalarını, fırçaları.
Boyarız filin kulaklarını.
O şimdi, hayalimizdeki dev kelebeğe benzer.
Yanılmamak için hep önden bakarız.
Homurdanan bir kelebeğin olmadığına sağır kalırız.
Biz aşkı, olmasını istediğimiz her şeye benzetiriz.

KİTAP İZLERİ

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Peyami Safa

Acının ve Istırabın Edebiyatı Peyami Safa'nın "Dokuzuncu Har-iciye Koğuşu", hastalığın pençesindeki insan ruhunun zamana meydan okuyan bir keşfi olmaya devam ediyor. Edebiyatın en temel işlevlerinden
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön