"Yazarlık da atom mühendisliği gibi: İkisi de patlayabilir, ama yazarken en azından kahve içebilirsiniz." – Mark Twain"

Çayın Doğuşu

Çayın vatanı Uzak Doğu olsa da bizim kültürümüzde çay denince akan sular durur. Bazen, gönül sohbet ister çay bahane olur. Bazen mis gibi demlenen çay damağımızı burar,yudum yudum türkü olur. Dimağımızı, damağımızı ve yüreğimiz istila eder; ince belli bardakta zarafet olur. Porselen demlikte açan gül olur. Sözün özü çay olur insana şiir yazdırır.

yazı resim

Çayın vatanı Uzak Doğu olsa da bizim kültürümüzde çay denince akan sular durur. Bazen, gönül sohbet ister çay bahane olur. Bazen mis gibi demlenen çay damağımızı burar,yudum yudum türkü olur. Dimağımızı, damağımızı ve yüreğimiz istila eder; ince belli bardakta zarafet olur. Porselen demlikte açan gül olur. Sözün özü çay olur insana şiir yazdırır.

Semaverde su kaynar tam kıvamına gelir.
Porselen demlikte çayla su el ele verir.
Suyun yarası kanar, bardağa doluverir.
Bu lâl renkli güzele tavşan kanı çay denir.

Semaver, demlik, bardak; çay kıtlama içilir.
Çayın sıcaklığında dostane söyleşilir.
Bergamot ve karanfil damakta hissedilir.
Her mevsim bahar olur, çay bardakta gülleşir.

Bardaklar dizilir de çaya çağırır bizi.
Çay suyu demlendirir, kalpte çay sevgimizi.
Her elde ayrı açan demlik güzelimizi.
Çay diye şerh eyleriz süsler defterimizi.
Ankara,10.03.2008 İbrahim KİLİK

Yorumlar

Başa Dön