Sanat doðaya eklenmiþ insandýr. -Bacon |
|
||||||||||
|
Farklý dünyalarýn, farklý yaþayýþlarýydý onlar. Duyulmayacaklarýn, deliliklerin düþünce oyunundaki þah matýydýlar. Gece gündüz bilmeden, hayatý yaþayarak deðil de anlayarak ölümsüzlüðün kapýsýný týklatan iki küçük tanrý soyundan, tapýnmanýn yasak, mutluluðun kýskançlýkla sýkýþtýrýldýðý þehrin vatandaþýlar. Ve þimdi titrek parmaklarýnda belirsizliði yuvarlayarak, belki bir küçük gözyaþý burunlarýnda tüterken iki dünyanýn yabancýlarý sevgiyi arýyorlar. -Sen ne renksin? -Ben þeffaf,sen? -Buz mavisi. -Oo güzel.Peki soðuk musun sýcak mý? -Soðuk. -Ilýk. Soðuk... Sýcaklýðýn yanýna yaklaþmayan varlýk,dediði gibi kimi zaman en sýcak bakýþlarý donduracak kadar buzlarýn yandaþý, kimi zamansa aðlatacak alevlerin güvenverici serinliðiydi. Ilýk... Adý olmayan soðukluk,ýlýklýðýný anlýyamazdý onun. Ilýk yürek okþayýcýydý. Oysa o ya çok sert olmuþtu ya da çok yakýn. Ilýk gibi ne hissetmediði farklýlýk oldu ne de belirleyici. -Nasýl yazýlýyorsun? Sesiyle perdeleri dondurmuþ, olmayan halýlarýn üzerine çatýr çatýr dökülmelerine neden olmuþtu. -Okunduðu gibi, sen? Cevabýyla ölü kumaþýn üþümüþlüðüne ruh kattý, sularýný damlatarak camýna döndü perde. -Çok karmaþýk okunmaz. -Hiç okunmadý mý þimdiye kadar? Peki hangi dili konuþuyorsun? Sesinde ukalalarýn alaycý tonu vardý. Karþýsýndaki hissedilen dünyanýn yaratýðýna inanmak istememiþti. Þaþýrmýþtý belki de ama sesi ýlýktý. -Asla duymadýðýn, asla konuþamayacaðýn, uyurken hissedip sonra unutacaðýn bir dili. Onun kaderinde vardý unutulmak. Þehrinde unutuluþun ilanlarý asýlýrdý boy boy. Hatýrlananlar yýldýzlý köþklerin tahtlarýna kurulmuþlardý. Dilleri her ýþýk saçýlýþýnda yeniden yazýlýrdý. Geceleri onlar da unutuþun kölesiydiler. Yeni sözcüklerse yüzyýllardýr varmýþçasýna eskiydi, kalbin kelimeleriyle konuþulurdu onun þehrinde çünkü. Dokunulmayan kulaklar duymazdý zaten, hisler anlardý etrafta uçuþan harfleri sýraya dizerek. -Peki sen sevgi misin, nefret mi? -Hiçbiri. Belki de anýmsayamadýðý þekilde içi burularak üzüntüyü yaþamýþ ve sevgiyle nefreti soran karþýsýndaki þeffaflýða sinirlenmiþti. -Benim adým duygularda hiç konulmadý. Bu kez oklarý avcunda sýmsýký tuttuðu bardaða saplanmýþ, bardaðý parçalamýþtý. Kýrýklarý elini kesiyor, hissetmiyordu. Buz mavisi kýrmýzýyý soluklaþtýrýp benliðine çekmiþti bile. -Peki sence ne olabilirdi? Titreyen havanýn korkusundan hala etkilenmemiþ, açtýðý yaraya saplanan cam parçlarýný temizlemeye çalýþýyordu. Bardaðýn parçalarýný gülümseyiþiyle kaldýrýyordu ki soðukluk, þefaflýðýna karýþan karamsarlýðýný gördü. Buz mavisi kontrollüydü,mantýktan yana, sakin. -Hiçbirþey. Ben her zaman insanýn karnýna aðrýlar saplayan ya da korktuðunda susuzluk hissi veren, tanýmsýz, ismi olmayan birþey olmalýyým. Özel anlarda var olup, anlatýlamayanlardan. -Peki yüce misin, zavallý mý? Düþünemezliðin hakimi, rengi olmayanýn,soruyu soruþundaki bocalayýþý kavradý. Ilýðýn getirdiði uysallýk baðrýnda sakladýðý tutuklu fýrtýnanýn zorunlu yüzüydü. -Asla zavallý olmayacak kadar güçlü ve yönetenim. Tapýlasýyým ama tapýnmak yasak dünyamda. -O zaman niye tapýlasý? Tapýnmaktan kaynaklanýyor sanýrým...Tapýlasý deðilsin zavallý mýsýn? -Zavallý olmak öyle olduðunu sanýp, gözyaþlarýný içine akýtanlar içindir. Zavallýlar sahip olmadýklarýna aðlýyanlardýr. Ben güçlüyüm. -Ve ya kendini kandýrýyorsun. Neye göre güçlüsün?Ama sana katýlýyorum güçlüyüm ben de. Peki sýradan ölüm mü, acý çekerek ölüm mü? Yine yapmýþtý.. Ilýk tonuna alaycý ama zayýf düþen tonunu katmýþtý. Bilek güreþinde birbirine karýþan ten renginde, yere yapýþan kendi bileðini seçemeyip seviniþi gibi. Þeffaf renkten uzaktý... -Belki de kendini kandýran sensin. Belki de sen kendine tapýyorsun. Ölüm bir sondur. Tuvale vurulan son darbedir. Nasýl olduðu önemli deðil, koyudur çünkü. -Orasý seni ilgilendirmez. Sýrlar kalýr mý, yoksa hepsini dökebilir misin? Ilýk ha... Yere döküldü yine perdeler, geçici damlalar tutmadý camýnýn ellerini. -Beni ilgilendirmiyorsa kapýlarýný kapa yabancý. Sýrlarýný gizle bakalým adýný koymadýðýn, varolmayan dünyanda. Sýrlar saklanmalýdýr. Küçük tahta kutunun içinde, görünmeycek kadar özel benimkiler. -Ya gerçekten samimi ve açýk olma... Öyle birþey yok mudur sence? Sýrlarýn da seni güçlü kýlar mý? -Samimi ve açýk olmak farklý. -Nerde hani farký? Niye dost? -Samimi olmak yakýnlýktýr, kuraklýðýn susuzluðuna düþen gerçek sevgi. Açýk olmak yalansýzdýr, su kadar saf ve canlý. Bazense bir emeði deðersiz kýlacak kadar tehlikeli. Sýrsa özeldir, dostlukla alakasý yok. Gizlilik dýþa vurulmadýkça güçtür. -Bunlarý geç þimdi.Dostun kimdir? -Dostum hak eden ve kaybediliþe kadar yürüyendir. Kaybolmayý ya da sonsuzluðu o seçer. Bulutlar geri çekilip, yalnýzlýðýn þarký söylediði odaya dolmaya baþlayýnca güneþ, göremedikleri gözlerinde olduðunu umduklarý umutla, belki görüþmek belki de baðlantýsý olmayan ruhlarýndan sonsuza dek ayrýlmak üzere dostluða doðru hoþçakal dediler. Bilinmeyen bir tarihte, hatýrlanmayacak isimlerdiler.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ýnci Çiçekoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |