Geçtiðimiz günlerde bir arkadaþ toplantýsýnda konu travestilerden, homoseksüellikten açýldý. Arkadaþlarým demokrat düþünceli insanlardýr ancak konu buraya gelince o demokrat arkadaþlar birdenbire katý birer saðcý oluverdiler. Bu arkadaþlarýn yýllar boyu Zeki Müren’i, Bülent Ersoy’u ve onun gibileri el üstünde tutuþlarýný, alkýþlayýþlarýný, ayrýca özgürlük, ezilme, konusunda söylediklerini düþündüm. Sonra takýndýklarý tavra baktým. Gözüme pek tutarlý görünmedi.

Kiþisel olarak o insanlardan hoþlanmadýðýmý söylemeliyim. Ancak konu onlardan hoþlanýp hoþlanmamak deðil, onlarýn kendilerin ifade özgürlükleri olup olmadýðýdýr. Bence birinin homoseksüel olduðunu söylemesi bireysel özgürlük bakýmýndan hakkýdýr. Travestiliði ayrý tutuyorum. Çünkü iþin içine para kazanma konusu giriyor ve saðlýklý bir tespit yapmak için biraz daha fazla kafa patlatmak gerekiyor.

Aslýna bakýlýrsa homoseksüellik bir sapkýnlýk deðil, genetik bir hastalýktýr. Kýsaca açýklamak isterim. Ýnsanlarda erkek kadýn ayýrýmýný yapan, kadýnlarda XX, erkeklerde XY olarak gösterilen bir kromozom çifti vardýr. Bu çiftler, bebek oluþurken biri anneden, biri babadan gelip birleþir. Kadýn yumurta hücresinde her zaman X vardýr. Erkekten gelen sperm hücrelerinin bazýlarýnda X bazýlarýnda Y kromozomu vardýr. Kadýnýn yumurta hücresi ile hangi tip sperm birleþirse bebeðin cinsiyeti o olur. Ancak bazý durumlarda XX diþi, XY erkek normal birleþimi yerine XXY biçiminde normal olmayan birleþme gerçekleþir. Bu durumda bebek homoseksüel olur. Çünkü görüntüsü ve iç organlarý erkek gibi iken salgýladýðý hormonlarýn bir bölümü kadýn hormonlarýdýr. Bu durumda olan kiþiler için yapacak bir þey yoktur. Yapýlacak tek þey, çocuðu olursa (olabilir) genetik bozukluðunu çocuða geçireceði için bu kiþinin çocuk sahibi olmamasýný saðlamaktýr.

Homoseksüellik bir sapkýnlýk deðil hastalýk olmakla birlikte asýl sapkýnlýk bu gibi kiþilere düþkünlüðü olan kiþilerdedir. Ýzlediðim bir TV programýnda bir bayanýn söylediði gibi, “Hayat kadýnlarýna gidenler hovarda, ama travestilere, homoseksüellere gidenler sapýktýr.” Asýl hata onlardadýr. Bir de onlarýn bu durumu ile alay edenlerdedir. Aziz Nesin’in bu konuda yazdýðý ‘Böyle gelmiþ böyle gitmez’ isimli bir kitabý var. Ayrýca bütün homoseksüellerin bu iþi para ile yaptýklarý, gördükleri her kiþi ile bunu yapmak istedikleri de söylenemez. Normal bir insan karþý cinsi nasýl arzularsa onlar da o kadar arzularlar sanýyorum. Çünkü genleri yanlýþ bir dizilim içinde bile olsa diðer insanlardan farklý deðildir.

Bunlar herkesin konuþtuðu þeyler. Sözünü ettiðim arkadaþ toplantýsýnda homoseksüel eðilimi olan kiþilerin öðretmenlik yapabilip yapamayacaklarý tartýþýldý. Ýki tarafý da savunanlar oldu. Benim savunduðum ise þu idi. Bir kiþi yaþantýsýný tekerlekli sandalyede sürdürür iken öðretmenlik yapabilir mi? Yani bu durum öðretmenlik yapmasýna engel midir? Hastalýklarý genellersek, yanýt ne olursa olsun ayný þey homoseksüellik için de geçerlidir. Meslek olarak konuþulan öðretmenlikten baþka, diðer bütün mesleklerde de ayný þey geçerlidir. Ayrýca bir konu daha var. Bir kadýn ya da erkek, üzerinde cinsiyet taþýyor diye bir mesleði yapmaktan hiç alýkonulmuþ mudur? O yüzdendir ki kadýnlar artýk siyasetçi, asker, polis, zabýta, þoför olabiliyor, erkeklerin yaptýklarý iþleri yapabiliyor. Bireysel özgürlük açýsýndan bakýldýðýnda homoseksüellerin de yapabilecekleri meslekleri yapma hakký olduðu açýk seçik görülür. Demokratlýktan, özgürlüklerden söz edip baþkalarýný sýnýrlamaya çalýþmak bireysel özgürlüðün ne demek olduðunu anlamamak demektir. Olmasý gerektiði gibi deðil, iþimize geldiði, olmasýný istediðimiz gibi, bir konuda öyle, bir konuda böyle karar veremeyiz; ne kadar hoþlanmasak da.

7.Temmuz.2002