Öğrencilerin kitap okuyup okumadığını, okuduysa anlayıp anlamadığını anlamanın en iyi ve kısa yolu öğrenciden kitap özetini istemektir.
İnternetin ve kitap özetlerini içeren kitapların olmadığı dönemlerde bu talep gayet işe yarıyordu. Gerçi o dönemin öğrencileri en azında okumasalar da okumadık deme dürüstlüğüne sahiptiler. Şimdilik okumasalar da okuduk deme yüzsüzlüğüne sahipler.
Artık öğrencinden kitap özetini istemek önemini yitirdi. Çünkü dediğim gibi öğrenci okumadan kitap özetlerine rahatlıkla ulaşabiliyor. Hatta elle yazma zahmetine girmeden printerdan çıktı alıyor.
Öğretmen durumu bilse de önüne konulan özeti kabullenebiliyor. Çoğu kere öğretmen uğramakta istemiyor. Gelen bütün özetleri okumayacağına göre peşine düşmesini beklemek zor.
Görüldüğü gibi kitap özeti kitabın okumasına delil değildir. Öyleyse öğrencinin okuyup okumadığının yolu nedir? Cevap çok basit. Öğrenciye derste okuyup okumadığını sorup, okudum dediyse eline kâğıdı tutuşturup, özetini 40 dakikada yaz demektir. Hem öğretmenin sözlü notu vermesi kolaylaşacaktır. Hem de öğrencinin kolaya kaçan yolları tıkanmış olacaktır. Bu uygulamadan kaçış olmayacağına göre öğrenci kitabı okumak zorunda kalacaktır.
Çok değil on beş günde bir yapılacak bu uygulama zamanla öğrencide okuma alışkanlığı oluşturacaktır.
Osman Tatlı
msn: suskunsinemayazilari@hotmail.com
