• İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar |
581
|
|
|
|
öfke ile kalkan zararla oturur |
|
582
|
|
|
|
Oyunda ana tema olarak “Uyuşturucu Ölüm demektir” konusu ele alınıyor. “Bir defacıkla bir şey olmaz” diyerek deneme ile başlayan uyuşturucunun sonunda mutlaka ölüm olduğu, ve bu nedenle de ne olursa olsun, bir defacık da olsa asla denenmemesi gerektiği anlatılıyor.
Özellikle ailelerin bu konuda çok dikkatli olmaları, çocuklarıyla sağlıklı bir iletişim kurmaları, ebeveynlerin gençleri dinlemeleri gerektiği ve onlara önem verdiklerinin gençlere hissettirilmesinin önemi üzerinde duruluyor. Bunun uyuşturucu ile mücadelede önemli ve etkin bir yöntem olduğu belirtiliyor. |
|
583
|
|
|
|
Buradan okuyucularımın şahsında ‘buz gibi su’ değiş sıcak sımsıcak çorba akan vatandaşlarımıza bu hizmetin ücretsiz olduğunu belirtmek istiyorum
Hani olur ya, ben bu köşede anlatırken birilerinin canı çeker, çorba akan çeşmeden çorba içmek isteyenlerin üzerinde parası-marası olmayabilir.
Olmasın.
Ya da parasını o gün üzerine almamış olabilir,
Almasın.
Şehrimin garip gureba’sının cebinde metalik kalmamış olabilir,
Kalmasın hiç önemli değil, mahcubiyet duymadan gururla, gidip bu çorbadan içebilirler.
Yanında ekmeği de var mı, inanın bilmiyorum, olmasa gerek.
Hem ne önemi var ekmek olmasa da olabilir, çorba varsa mesele bitmiştir...
Hem ekmek; malumunuz kilo falan yapıyor, ne gereği var.
Çorba tastan mı; değil, bardaktan veriliyormuş.
Arkadaşım gidip içeceksin bu çorbadan…
İçmeden, tadına bakmadan nasıl olduğunu ben nereden bilebileyim…
Haa bir husus daha…
Bütün vatandaşların ücretsiz olarak faydalanabileceği İkram Çeşmesi, Sömestr tatili, Ramazan Ayı, resmi tatil günleri, dini bayramlar ve hafta sonları hariç, her gün 06.30 – 09.00 saatleri arasında hizmet verecektir…
|
|
584
|
|
585
|
|
|
|
Ben de çok isterdim içinde “acı” geçmeyen yazılar yazmayı.
Suya-sabuna dokunmadan…
Ezilenlerin feryadını duymadan…
Komşusu açken uyuyabilen…
Vurdumduymaz bir hayat yaşamayı ben de denemek isterdim.
Söylenenlere aldırmadan yazılar yazmayı hem çok isterdim, lakin gördüğün/gördüğünüz gibi beceremiyorum.
|
|
586
|
|
|
|
Sanıyorum acı soğuk bir pazartesiydi. Sırtında torbası olan yerlere kadar uzun kirli paltolu dilenci görünümlü bir ihtiyar tek tek bu izmaritleri toplayıp torbasına dolduruyor, o birini toplarken arkasından bir diğeri izmaritle yeniden doluyordu. |
|
587
|
|
|
|
Annem anlatıyor: “Yaşar Kemal küçüklüğünde bir kaza geçirmiş.Yanılmıyorsam Kurban Bayramı sırasında koyun kesilirken o da izliyormuş. Koyunu kesen kişi, bıçağı elinden kaydırmış. Bıçak da onun gözüne denk gelmiş. Bağırmış Kemal, kanlar içinde kalmış. O günden sonra sağ gözü kör olmuş. Bu nedenle biz ona hep Kör Kemal derdik.
O gençti. Benden büyüktü. Bir gün duyduk ki Yaşar Kemal, kominist kitaplarıyla yakalanmış. Sonra onu kominist diye Kadirli’den kovdular. O da İstanbul’a gitti. |
|
588
|
|
|
|
Senin adın Barış'tı ama savaşamamıştın ölümle! |
|
589
|
|
|
|
Bilmediklerimizi biliyor gözükmez miyiz bazen? Sahte bir baş sallamayla geçiştiririz "gördün mü o filmi" denince. Dinlemenin zamanı değildir şimdi belki. Belki de görmemiş olmanın ayıp olduğunu sanırız. Oysa sahteliktir bu. |
|
590
|
|
591
|
|
|
|
Her şey ufak bir sarsıntıyla başlar. Bu sarsıntı bedeninde binlerce ufak sarsıntıyı tetikler. Bilinçsiz bedeninin yorgun gözleri ağır ağır açılır. Sarsıntıların zelzeleden değil, güzel ülkemin berbat yollarından dolayı meydana geldiğini, Dikmen-Kızılay güzergâhında, yokuş aşağı son hız gitmekte olan dolmuşta olduğunu farkedersin. |
|
592
|
|
|
|
Maalesef nerden olmanın hiçbir önemi yok ki. Dünyanın herhangi bir yerinden olabilirim. Yeter ki kaybolmamış olayım. |
|
593
|
|
|
|
Milli Bayramlarımızdan bir olan, bir 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda…
19 Mayıs 2012, Samsun’da…
Samsun 19 Mayıs Stadı’ndaki törende…
Bir kadın bir erkekle güreşerek 19 Mayıs’ı kutluyormuş… |
|
594
|
|
|
|
Maaşlarına bir çırpıda sekiz yüz milyon lira zam yapan millet vekillerimiz hiç mi televizyon izlemiyorlar |
|
595
|
|
|
|
hedeflerim ve imrendiklerimi dile getirdim.. |
|
596
|
|
|
|
İşte bu rahat yaşam hırsımızı içimize gömerek bekliyoruz hastane kapılarında o odadan o odaya koştururken. Arada bir morgdan götürülen hırsını geride bırakmış birine gözümüz takılsa da! Hayır! Ne götürüyor diye düşünmüyoruz |
|
597
|
|
|
|
Cesareti olmayanın umudu olamaz. Cüret et yeni cümleler kurmaya. Korkma! İnsanların sana omuz silkmelerinden. Çünkü sen başını kimsenin omzuna koyarak uyumadın ki zaten. |
|
598
|
|
|
|
"yıldızlar vardı önce.hepsini söndürdüler yavaş yavaş.karanlık çağda tıkıldık kaldık.elimizden tutan bir tanrımız yoktu.bize iyi olacağımızı söyleyen bir annemiz ya da...umudumuz yoktu bizim,hayallerimiz yoktu.günlük düşlerdi hep kurduğumuz.rüyalar ise sadece uykularımızda saklıydı.bilinçaltımızın bize sunduğu bir şovdu sadece;
ve perde kapandı..." |
|
599
|
|
|
|
Amaç belli…
Bulanık bir iklim yaşatılmak isteniyor güzel Türkiye’me.
Yine puslu hava isteyenler var.
Yine ‘sisler bulvarı’nda ‘her an her şey olabilir’in tezgahı açılmış.
|
|
600
|
|
|
|
Her an kapı çalabilir içeri azrail girmezse jandarma girebilir. Çocuklarına söyle ağlamasınlar. Eşine söyle kadın olmak zor; erkeğini elinden alabilirler. Bütün kapılar kapanabilir de. Sonra bir tekmeyle içeri polisler girebilir. Bileklerine kelepçe takabilirler alnına bir kurşun sıkabilirler; erkek olmak zor. Yüreğini ezebilirler. |
|