Avni,Kadýköy vapur iskelesinin önünde dolanýp duruyordu.Birisini bekler gibiydi,ama aslýnda öyle birisi de yoktu.
Ýskelenin çýkýþýndaki büfeden gelen döner kokularý açlýðýný daha da artýrýyordu.”Tavuk mu,et mi?Tavuk döner olmalý,yok deðil bu kadar nefis kokan et dönerdir.Belki de tavuktur!Ne fark eder?Bak þu amca nasýl da avurtlarýný þiþire þiþire yiyor döner lokmalarýný.Boðulacak.O kadar kocaman da ýsýrýlmaz ya…Çekti ayraný,ama zor yuttu gene de lokmayý.” Diye düþünüyordu.
Vakit ikindiye yaklaþmýþtý.Gökyüzü kara bulularla doluydu,ama yaðmur yaðmýyordu.Birkaç adým ötesinde bir köpek kuyruðunu sallýyarak bir þeyler verecek umuduyla ona yaklaþtý.
-Hadi iþine,be köpek.Benden ne umarsýn?Ben senden de açým.
Dedi ve elini sallayarak köpeði baþýndan savdý.
Tiyatro binasýnýn önüne doðru geldi.Karþýda ondan elli-altmýþ metre uzakta bir genç kýzý fark etti.Demir parmaklýklara tutunup Haydarpaþa Garý’na doðru bakýyordu. Adý Aysel olan bu kýz,ufak tefek bir þeydi..Marmara Üniversitesi’nde öðrenciydi.Arkadaþlarýyla buluþacaktý,ancak biraz erken geldiði için oyalanmaya çalýþýyordu.
Kýzýn sað omuzuna asýlý çantasýný gören Avni,kararýný verdi.O çantayý zorla alacaktý.Herhalde içinden karnýný doyuracak kadar bir þeyler çýkardý.
Kýza doðru yaklaþýrken,etrafý da kolluyordu.Ortalýk normalden kalabalýktý.Ama olsun.Onun iþi zaten bir dakikalýktý.
Aradaki mesafe giderek daraldý ve Avni içinde bir kaðýt on lira ve üçbuçuk lira da bozuk para bulunan çantaya asýldý.Bütün gücüyle kendine doðru çantayý çekti.Kýz çýðlýðý bastý ve kendisinden beklenmeyen bir dirençle demir parmaklýklara asýldý.Avni çekiyordu,kýz hem baðýrýyor hem de direnmesini sürdürüyordu.Çantanýn kayýþý kopar diye daha þiddetle asýldýysa da umduðu olmadý.
Beþ kiþi Avni ile kýzýn etrafýna toplandý çok geçmeden.Tekmeler, yumruklar, kafa atmalar,tükürmeler ve
-Alçak
-Namussuz hýrsýz
-Güpegündüz ne cesaretle gasp yaparsýn?
-Edepsiz
-Þerefsiz
Hakaretleri kapladý ortalýðý.
Avni’ye ilk yumruðu atan ve böylesi bir hýrsýza kendince bir ceza veren Hüseyin bey,küçük bir iþletmenin sahibiydi ve daha üç gün önce muhasebecisine “Aman bir þeyler yap gözünü seveyim,bir formül bul da fazla vergi çýkmasýn bizden.” demiþti.
Kafayý Avniye yapýþtýran Hasan bey,ikiyüzonbinliraya aldýðý evini tapuda elliüçbin lira olarak göstermiþti.
En az iki kere tüküren Þükrü bey ise bir saat önce aldýðý elbiseyi ucuza getirmenin formulünü “fiþ almasam da KDV’yi düþsek” diye bulmuþtu.
“Edepsiz” naralarýyla ortalýðý inleten Canan haným,babasýndan kalan maaþý alabilmek için onlarca yýldýr birlikte yaþadýðý kocasýyla resmi nikah yapmamýþtý.
Avni’ye saðlam üç yumruk çakan ve onu yere düþüren Nazým bey ise emlak iþleriyle uðraþýyordu ve çevirdiði fýrýldaklar saymakla bitmezdi.
Avni yere düþünce etrafýndakiler duraladý.Öðrenci kýz Aysel,çok korkmuþtu,kaçarak olay yerinden uzaklaþtý.Çantasýna þimdi daha sýký sarýlýyordu.Çünkü çaldýrsaydý onüçbuçuk liradan daha çok üzüleceði ders notlarý,kimliði,pasosu ve valiz anahtarý da vardý çantasýnýn içinde.
Baðýrýþlarý duyan çok sayýda insan toplandý etrafta.Bu insanlar dört-beþ halka oluþturmuþlardý.Tabii en meraklýlar ilk halkadaydýlar ve soranlara da açýklamalarda bulunuyorlardý.
Kalabalýðý gören bir polis koþarak olay mahalline geldi.Durum ona da anlatýldý.
-Gasp edilmek istenen bayan nerede,davacý mý?
Diye sordu.Kýzýn gittið söylenince, aðzýnýn kenarýnda hafif bir kanama ve yüzünde morluk oluþmuþ olan yerdeki Avni’nin karnýna bir tekme salladý.
Yargýsýz infaz da böylece gerçekleþtirilmiþ oldu ve suçlu cezasýný çekti.Polis:
-Lütfen herkes daðýlsýn.Dedi ve kendisi de oradan ayrýldý.

**
Avni,yerden kalktý,otobüs duraklarýnýn bulunduðu tarafa doðru ilerledi.Akbil satýþ giþelerini geçti.O sýrada uzun boylu bir delikanlý yolunu kesti ve:
-Abi be seksen kuruþun var mý? Dedi.
-Köpek bir sen iki…Git iþine be!Ben kendim açlýktan ölüyorum.dedi.Genç bu baðýrmadan korktu ve hýzla uzaklaþtý.Avni’nin tepesi atmýþtý.Öfkeli bir þekilde gencin arkasýndan baktý.Ayný kiþi bir baþka adamdan da para istiyordu ve hayrettir ki adam cebinden çýkarýp veriyordu.
Bu gözlem Avni’ye yol gösterdi ve ayný yöntemle para toplamaya baþladý.Elli-altmýþ kiþiden para istedi iki saat içinde.Bunlardan sekiz-on tanesi verdi.O seksen kuruþ istiyordu,ama kimisi bir lira,kimisi daha fazla,kimisi daha az,kimisi ise tedavülden kalkan yeni lira ve kuruþlardan veriyordu.Neden seksen kuruþ,diye sormadý kendi kendine ,zaten sorsa da cevap bulamazdý ki…
Yeterli para toplandýðýna kanaat getirince,birkaç saat önce dönerlerinin kokusunu aldýðý büfenin önüne geldi.
-Bana bir ekmek arasý döner yapsana usta,dedi.
-Tavuk mu,et mi?diye sordu dönerci.
-Fark etmez.Ha,bir de ayran olsun.
Dedi ve elini cebine atýp,az önce topladýðý madeni paralardan bir avuç uzattý dönerciye,ücreti almasý için.
Dönerci,geçmeyen paralarý itina ile ayýrýp bir tavuk döner bir de ayran parasýný aldý.
Ýki dakikada döner-ekmek hazýrdý.Avni yiyecek ve içeceði elinde bir müddet ne yapacaðýna karar veremedi.Sonunda bir boþ masanýn yanýndaki sandalyeye iliþti ve aceleyle ekmeðinden ýsýrmaya baþladý.
Kovaladýðý köpek gözlerini ona dikmiþ,on-onbeþ metre öteden onu gözetliyordu….