Ermeni Patrikhanesi ve cemaatine verilen tüm özel ayrýcalýklara raðmen Osmanlý devletine karþý bölücü ve yýkýcý edimlerin öncülüðünü yapan Ermeni Apostolik Kilisesinin eylemleri 1882 yýllarýnda Sivas valisi Hakký Paþa tarafýndan Ýçiþleri Bakanlýðýna rapor edilmiþ ve aþaðýdaki noktalara dikkat çekilmiþtir:

1. Patrikhane piskoposlara, Osmanlý devletine karþý ihtilal ve isyan hazýrlýklarý içeren gizli genelgeler göndermektedir.

2. Ayaklanma ve isyanýn Ermeniler için çýkar yol olmadýðýný, bundan cemaatin zarar göreceðini savunan yaþlý papazlarýn iþine son verilmekte ( bazýlarý öldürülmüþtür) yerlerine genç piskopos ve papazlar atanmaktadýr.

3. Patrikhane, gönderdiði gizli genelgelerle Avrupa devletlerine "Altý Vilâyet" te Ermeni nüfusunun çoðunlukta olduðunu gösterme çabasý içindedir.

4. Patrikhane “Fakir Ermenilere Yardým”, “Kudüs Borçlarý” gibi çeþitli isimler altýnda baðýþ toplayarak, Avrupa basýnýnda Türk karþýtý propagandaya giriþmiþtir. Bu baðlamda, sýradan cinayet olaylarý bile özellikle Ermenilere yönelik kýrýmlar gibi yansýtýlmaktadýr.

5. Patrikhane'nin cemaatinden topladýðý yüzbinlerce lirasý (altýný) bulunmaktadýr. Bu paranýn bir bölümü Rusya'dan gelen ve Doðu Anadolu'nun her tarafýna sýzan silahlý çetelerin finansmanýnda kullanýlmaktadýr. Bu çeteler yerel milislerle birlikte terör hareketlerine giriþmiþlerdir.

6. Papazlar, iki üç yýldan beri, Ermeni ilkokullarýndaki çocuklara varýncaya dek, tüm Ermenilerin zihinlerini zehirleyerek, hükümete karþý gelmeyi aþýlamaktadýrlar.

7. Patrikhane, çetelerin kurulmasýna öncülük ettiði gibi parasal büyük yardýmlar da yapmaktadýr. Çetelerin Patrikhane'nin yönetiminde olduðunu belirtmekte yarar vardýr.

PATRÝKHANE VE TERÖR
Patrik Varjabetyan ‘ýn 1884'te ölümünden sonra yerine Erzurum Piskoposu Harutyun Vehabetyan seçilir. Vehabetyan döneminde, Ermeni komiteleri örgütlerini geniþletmiþ, Avrupa ve Amerika'da þubeler açýlýrken, Patrikhane yavaþ yavaþ perde arkasýna çekilmeye baþlamýþ, ön plana Ermeni milliyetçiliði ve özerklik isteyen ihtilalci siyasal partiler çýkmýþtýr. Ýlk Ermeni partisi "Armenikan" 1885 yýlýnda Van'da, ilk Marksist parti 1887'de Cenevre'de kurulmuþtur. Bunlar 1890'da birleþerek "Hýnçak Ýhtilalci Partisi" adýný almýþlardýr.

Patrik Vehabetyan 'dan sonra yerine geçen Ýzmit Manastýrý Baþrahibi Horen Aþýkyan (1888-1894) döneminde sýradan polisiye olaylar abartýlarak Avrupa'ya "Türk baskýsý ve iþkencesi" þeklinde yansýtýlmýþ ve müdahale edilmesi istenmiþtir. Buna raðmen, Patrik Aþýkyan terör eylemlerine karþýydý ve bir denge gözetmeye çalýþýyordu. Ancak, çabalarý sonuçsuz kaldý: Ermeni teröristler hain olduðu gerekçesiyle Patrik Aþýkyan 'a saldýrý düzenlediler. Patrik yaralý kurtuldu ve ardýndan görevinden istifa etti.

Aþýkyan 'ýn yerine, Hýnçaklarýn tehdit ve baskýlarýyla, Mýsýr Ermeni Patriði Mateos Ýzmirliyan Ýstanbul Ermeni Patrikliðine seçilmiþtir. Patrik Ýzmirliyan komitelere baðlý olan Ermeni kökenli devlet memurlarýný da hizmetine almýþ, sadece ihtilal ve isyan fikrini yaymakla kalmamýþ, hükümetin yaptýðý bütün iþleri eleþtirmiþ, Ýngiliz Büyükelçiliði ve Londra gazetelerine raporlar göndermiþtir.

Patrik Ýzmirliyan ‘ýn döneminde isyanlar, hemen her vilayette hýzla yayýlmaya baþlamýþtýr. Siyasal eylemleri nedeniyle Abdülhamit tarafýndan Kudüs'e sürgüne gönderilen Ýzmirliyan, Ýstanbul'a dönünce ikinci kez Patrik (1908-1909) seçilmiþtir.

TAÞNAK, HINÇAK VE ASALA TERÖR ÖRGÜTLERÝ
Patrikhanenin desteði ve öncülüðünde kurulmuþ olan Taþnak ve Hýnçak terör örgütleri 1918 yýlýnda Talat Paþa ve Cemal Paþa'ya suikast düzenleyerek öldürmüþlerdir. Aradan 55 yýl geçtikten sonra, Ermeniler bu kez Türkiye Cumhuriyeti’ne karþý terör eylemlerine baþlamýþlardýr. 1974 Kýbrýs Savaþý’nýn ardýndan ASALA (Ermenistan'ýn Kurtuluþu Ýçin Ermeni Gizli Ordusu) ve ARA (Ermeni Ýhtilalci Ordusu) sahneye çýkmýþ, 1984'e kadar yurt dýþýnda görevli 42 Türk diplomatý ile 15 görevliyi þehit etmiþtir.

Avrupa ülkeleri, Suriye ve Lübnan'da üsler edinen ASALA, PKK, Kýbrýs Rumlarý ve Yunanistan ile iþbirliði yapmýþ, 8 Nisan 1980de Lübnan'ýn Sidon kentinde PKK ile ortak basýn toplantýsý düzenlemiþtir. 1984 yýlýndan itibaren Türkiye karþýtý eylemlerin odaðý PKK ön plana çýkmýþ, ASALA geri planda kalmýþtýr.

4 Haziran 1993de Hýnçaklar Beyrut PKK merkezinde toplanmýþlar, kiliselerde Lübnan Ermeni Ortodoks Baþepiskoposu ile Hýnçak yetkililerin katýldýðý dinsel ayin ve toplantýlarda, Türkiye'de iç savaþýn devam edeceði, Türk ekonomisinin iflasa sürükleneceði, ülkenin bölünerek bir Kürt devletinin kurulacaðý, Ermenilerin Kürtlerin mücadelesini desteklemeleri gerektiði konularý paylaþýlmýþtýr.

PATRÝKHANE VE IRKÇILIK
Ermenistan ve Ermeni Kilisesinin Türkiye’den toprak ve tazminat talep etmesinin hastalýklý bir saplantý haline dönüþtüðünün en somut örneklerinden biri 5 Temmuz 2013 günü "Ermenistan Diaspora Bakanlýðý" tarafýndan düzenlenen “Ermeni Avukatlar Forumu” nda konuþan Ermenistan Genel Savcýsý Agvan Hovsepyan’ýn sözleridir:

"Her ne olursa olsun Ermenistan Cumhuriyeti yitirdiði topraklarýna kavuþmalý ve Ermeni Soykýrým maðdurlarý maddi tazminat almalýdýrlar. Fakat tüm bu isteklerin hepsi yasal temellere dayandýrýlmalýdýr. Soykýrýma uðrayanlarýn yakýnlarýnýn mutlaka parasal tazminat almasý gerektiðine, mucizevi þekilde Türkiye topraklarýnda muhafaza edilmiþ bulunan kiliseler ile kiliselere ait arazilerin Ermeni Kilisesi'ne iade edilmesi gerektiðine ve Ermenistan Cumhuriyeti’nin yitirdiði topraklarýný geri almasý gerektiðine kesinlikle inanýyorum."

Bu baðlamda 25 Þubat 2015 Agos gazetesinde yayýmlanan Türkiye Ermenileri Patrik Genel Vekili Baþepiskopos Aram Ateþyan'ýn Ermenistan vatandaþý olmak isteyen Ermeniler ile ilgili yönergesi de ürkütücüdür:

"Kimin kanýný taþýyorsun sen? Ermenice konuþarak vatandaþlýk alamazsýn. Vaftiz kâðýdýný getir, Ermeni olduðunu ispatla ki sana vatandaþlýk vereyim. Ermeni, diniyle ayrýlmaz bir bütündür. Eðer Ermeni olmak istiyorsan, gelir vaftiz olursun, Ermeni Kilisesi mensubu olursun, ve o zaman dersin ‘Ben Ermeni’yim’ diye"

Bir ülke vatandaþý olmak için illa bir kilisede vaftiz olma koþulu aranmasý nasýl ve ne biçim bir etik anlayýþýdýr? Ermeni olduðunu kanýtlayamayan Ermenistan vatandaþý olamýyor mu yani? Soy, sop ve kan kültüne dayalý böylesine bir dinsel ýrkçýlýk, apartheid ve kafatasçýlýk uygulamasý dünyanýn baþka hangi ülkesinde var? Ermenistan bir din devleti mi ? Amaç kan ve soy kültüne dayalý, homojen bir Ermeni milleti mi oluþturmaktýr ?

ÝSRAÝL VE ERMENÝSTAN
Ýlginçtir ki böylesine bir dinsel ýrkçýlýk, apartheid ve kafatasçýlýk uygulamasýnýn öncülüðünü dünyada Nazilerden sonra ilk kez Siyonistler baþlatmýþtýr. Siyonizm salt Yahudi ýrký ve milleti için bir ülke kurulmasýný amaçladýðýndan, Turancýlýk benzeri, ýrkçý bir ideolojidir.

1975’de Birleþmiþ Milletler Genel Kurulu Siyonizm’in “ýrkçýlýk ve ýrksal ayrýmcýlýk” olduðunu 3379 sayýlý kararýyla kabul etmiþtir. Bu baðlamda Siyonizm Güney Afrika Cumhuriyeti’nde uygulanan ýrkçý apartheid ve sömürgecilik rejimi ile eþ tutulmuþtur. Nazizm’in kippalýsýdýr. Gamalý Haçýn yerini Magen yýldýzý almýþtýr.

Buna raðmen Ýsrail tüm dünyaya meydan okurcasýna 20.7.2018’de ülkeyi salt "Yahudilere özel" bir yurt olarak tanýmlayan yeni bir yasayý onayladý ! "Yahudi Ulusunun Devleti" isimli bu yasa ile Arapça, ülkenin iki resmi dilinden biri olmaktan çýkarýldý, iþgal altýnda tutulan topraklarda Yahudi yerleþimleri yapýmýna devam edilmesi "ulusal çýkar" olarak tanýmlandý, "birleþik ve bütün" bir Kudüs'ün Ýsrail’in baþkenti olduðu belirtildi. Yasa, Ýsrail'i "Yahudi halkýnýn tarihsel anayurdu" olarak tanýmlýyor ve "Yahudilerin ulusun kaderini tayin etmekte özel hak sahibi olduðu" belirtiyor !

Bu yasanýn taslaðý daha korkunçtu: Taslakta " salt Yahudilerin yaþayacaðý topluluklar oluþturulmasý" gibi bazý maddeler vardý. Bu maddeler þimdilik yasadan çýkarýldý. Ama yakýn bir gelecekte bu maddeler de eklenecektir.

Bu inanýlmaz geliþme, Ýsrail’de demokrasi ve laikliðin ölümü, sömürgeci emperyalist zihniyetin ýrkçý politikalarla etnik üstünlüðü ve Tevrat’taki “seçilmiþ halk” saplantýsýný yasalarla meþru duruma getirmektir. Ermenistan da ayný tehlikeli yolda ilerlemektedir. Tabi tüm bu geliþmeleri ana akým dünya medyasý, Avrupa Birliði ve ABD görmezden gelmiþtir. Türk kamuoyunun ise haberi bile yoktur.

EPÝLOG
Görüldüðü gibi dünya çapýnda baþta Katolik Kilisesi (Vatikan) olmak üzere siyasal çýkar peþinde koþmayan din yok gibidir. Ermeni Kilisesi de bu grup içindedir. Üstelik XIX. yüzyýldan bu yana gerek Osmanlý, gerek Türk hükümetlerine karþý ayaklanmalarý örgütlemek, terör örgütlerinin oluþumuna zemin hazýrlamak gibi plan ve projelere öncülük etmiþlerdir. Oysa, bu tür eylemler yasa dýþý suç oluþturduðu gibi ayný zamanda ahlak, etik ve insanlýk dýþýdýr. Ama kimin umurunda deðil mi? Ýncil’de þöyle yazar:

“Her can, baþta olan yönetimlere baðlý olsun. Çünkü Tanrý tarafýndan düzenlenmemiþ yönetim yoktur. Var olan yönetimler Tanrý tarafýndan düzenlemiþtir. Bu nedenle, yönetime karþý direnen, Tanrý düzeneðine karþý gelmiþ olur. Karþý gelenler kendilerine lanet satýn alýrlar.” (Rom 13: 1-4, Latince Vulgata’dan çeviri ED)

Yukarýdaki sözlerin Hristiyan teolojisindeki anlamý kýsaca þudur: “Hükümete karþý direnen, tanrýsal düzeneðe karþý gelmiþ olur ve bunun sonucu da lanetlenmektir.” Lanetli olanlarýn de neyle yargýlanacaðý ve nereye gideceklerini sanýrým Ermeni din adamlarý benden çok daha iyi biliyordur! Henüz vakit varken ve tanrýsal lanete uðramadan Ermeni Apostolik Kilisesini karanlýk ve kirli geçmiþleriyle yüzleþmeye, Ermeni ve Türk halkýndan özür dilemeye, günahlarýný ve kirli emellerini itiraf etmeye ve bu iþlere bulaþmýþ kiþileri ifþa etmeye davet ediyorum. (Kaynakça: Çeþitli yerli yabancý ansiklopedik kaynaklar, Osmanlý araþtýrmalarý, arþivleri internet siteleri)