Yedi iklim dört köþeyi dolandým / Meðer dünya her tarafta bir imiþ. -Dadaloðlu |
|
||||||||||
|
Onlar iki sýký dost, iki arkadaþtýlar. Ama kardeþten ileri… Çünkü ortak bir sýrlarý var. Büyük bir sýr… Bu ortak duygu kan baðýndan öte bir þey. En azýndan onlar öyle hissediyorlar. Sakladýklarý bir açýða çýksa yer yerinden oynar. Koca ova taze bir ekmek gibi ortadan bölünüverir. Hep bu saatlerde kahveden çýkarlar. Gece yarýsýna bir saat kala. Otomatiðe baðlanmýþ gibi. Sadece yaðmurlu havalar istisna… - Nereye lan dingiller. - Eve gidiyoruz oðlum. Sabaha kadar kahvede mi pinekleyeceðiz. - Yeme beni þimdi, bi kalem geç bunlarý... - Sana yalýn borcum mu var? - Tamam, uzun etmeyin, gidin. Kendinize mukayyet olun ama… - Bak aha buraya yazýyom. Bir çapanoðlu çýkcak bu iþten. O zaman gelip bana aðlamayýn tamam mý? - Amma uzun ettin be Kemal abi. Dere ýssýz, dere karanlýk, gökyüzü Þakýr þakýr yýldýz. Ayaklar altýndaki toprak sýmsýcak. Tam anlamýyla bir yaz gecesi. Köpekler bile havlamaktan yorgun, sýcaktan bitkin… Dere nerde baþlýyor, sazlar nerde bitiyor belli deðil. Kurbaða sesleri ve çürümüþ toprak kokusu gördüklerinizden baþka bir þey söylüyor. Ýncecik bir ay evlerin üstüne doðru düþtü düþecek. Her geçen dakika sokaklardaki ayak sesleri tükeniyor. Bu saatlerde sabaha kadar sürecek ince bir serinlik baþlar. Bir de sivrisinekler azýcýk uyusa… Sazlarýn ötesinde baykuþa benzer bir þey öttü. Bir daha ve tam beþ kere birbiri ardýna... Arka bahçeye çýkan kapý gýcýrtýsýzca açýldý. Bir karartý korkar adýmlarla pamuk çýrpýsý yýðýnýna doðru ilerledi. Ay ýþýðý düþen saçlarý sadece ince gümüþ bir çizgi gibi görünüyordu. Kargýlarýn içinden bir çýtýrtý geldi. Korkuyla irkilmiþ gibi bir adým geri çekildi. Fýsýltýyla sordu… - Sen misin Mehmet? - Benim korkma. - Beklerken az kalsýn uyuyacakmýþým. - Þaka yapýyorsun, inanmam. - Nasýlsýn bakalým, - Ýyiyim ya sen - Kimle geldin? Yine Sami mi geldi? - Baþkasýna güvenmem. - Þimdi o nerde? - Kara Veli’lerin çitinin yanýnda. Gelen olursa ýslýk çalacak. Bunlar hep o bilindik muhabbetler, laf olsun, torba dolsun konuþmalardý. Oðlan cebinden çýkarýp kýza bir sakýz uzattý. - Çiðne bak, çok güzel, naneli… - Yakalancaz bir gün. Ödüm kopuyor. - Korkma, sana kötü bir þey olmasýna izin vermem, dedi. Elini uzattý. Karanlýkta kýzýn elini tuttu. Uzun, incecik parmaklarý ve avucunun içi buz gibiydi. - Bu havada nasýl üþüyorsun, - Üþümekten deðil korkudan, aptal. Kýzýn saçlarýný okþadý, elini kýzýn boynuna götürdü, omuzlarýna dokundu. Gözlerine baktý. Ama yüzü ve gözleri görünmüyordu. Karanlýkta küçük iki ýþýk tanesi gibiydi. Silinip yeniden geri gelen iki küçük kývýlcým… - Yapma, ellerin rahat dursun. - Hadi ama seni her zaman mý görüyorum? - Evet, her gece geliyorum daha ne? - Seni sevdiðimi biliyorsun. - Evet, biliyorum ama haberler kötü, - Hangi haberler? - Vildan düðünde söylemiþ. Onlar da günün görecek, demiþ. - Vildan’la ne derdimiz var bizim? - Sen benden önce onunla konuþuyormuþsun. Ýntikamýný alacakmýþ. - Yalan deðil, iki kez konuþtuk. Ama benim kafam ona uymadý. Bitti. Ýntikamlýk falan bir þey yok inan. Ben gerçekten bir tek seni sevdim. O kendi kendine gelin güvey oluyor. - Abimin kulaðýna giderse ikimiz de yanarýz. - Sen rahat ol, kimse öðrenmeyecek. - Kolonya mý sürdün sen yine. - Yok, bu týraþ losyonuymuþ. Ötekisi gibi deðil. Almanya’dan teyzem getirmiþ. Yarýn gece sana da getircem. Kýzlar için olanýndan. - Yarýn akþam düðün var. Eve geç geliriz. - Olsun ben de sonraki gece getiririm. Tuttuðu elden kýzý kendine çekti. - Ne yapýyorsun? - Saçlarýnýn kokusunu özledim. Bir þey yapmýyorum. Sen niye huylu beygir gibi oldun bu gece? - Huylu falan deðilim. Çok ileri gitmeyelim. Ne olur? - Tamam anladýk. Sarýlmama da mý izin yok? Kýz o kadar da deðil caným der gibi boynunu büktü. Seviþmelerin her geçen gün çoðalan bir yaný vardý. Daha çok öpmek, daha çok dokunmak, daha çok seviþmek istiyorlardý. Delikanlý sarýldýðý zaman yanaklarýndan hatta boynundan öpmesine izin verilmiþti. O hiçbir sýnýr olmasýn istiyordu. Kýz da durmadan yeni sýnýrlar ve yasaklar belirliyordu. Sami derenin karþýsýnda gözcülük yapýyordu. Aslýnda buraya çýkan bir yol falan yoktu. Yine de tedbiri elden býrakmak olmazdý. Buradan bazen Tayip koyunlarýyla gelip geçerdi. Onun da aklý öyle ince iþlere falan ermezdi. Arkadaþ olmak, sýrdaþ olmak böyle bir þey iþte... Benim de sevgilim olsa o da beni bekler. Bazen çok uzun ediyorlar, insan o zaman sýkýlýyor. Birkaç geçe önce beklerken neredeyse yarým paket sigara içmiþim. Genelde ne yaptýnýz, ne ettiniz gibi sorular sormuyorum. Kendisi isterse anlatýr. Ama böyle þeyler zaten sorulmaz. Ben gözcülük yaparken onlarý izlemem de zaten. Gözlerden uzak olsunlar. Benimkinden bile… Gecen hafta yine böyle gözcülük ediyorum. Saat gece yarýsýný çoktan geçti. Bir uykum geldi, gözlerim kapandý kapanacak. Patlattým ýslýðý. Mehmet nefes nefese çýkýp geldi. “Priþtinalý’larýn lambasý yandý. Huylandým,” dedim. Tamam, bu yaptýðým arkadaþlýða sýðmaz ama onlar da biraz benim halimden anlasýnlar. Deðil mi ama? Arkadaþýmý beklerken aklýmdan bin türlü þey akýp geçer. Hayýr, arkadaþýmý elbette kýskanmýyorum. Kýzlar ondan hoþlanýyor. Bu kaçýncýsý ben bile unuttum. Yine böyle bir kýzla görüþüyordu ben de gözcülük yapýyordum. Sonra bunlar küstüler. Kýz benimle Mehmet’e haber gönderiyordu. Ama küslük öylece kaldý. Bir iki derken farkýna vardýðýmda kýzla ben görüþür olmuþtum. Ýliþkimiz de epey sürdü. Kýz çok uyanýktý. Yarým yamalak bir iki kez anca öpebildim. Baktým baþa çýkýlacak gibi deðil. Ben de bahaneden bir küslük uydurup kýzdan kurtuldum. Mehmet’e kalsa yemiþ bitirmiþ kýzý. Bal gibi de atýyor ama bu böyle arkadaþýn yüzüne de söylenmez. He deyip geçiyorum. Mehmet önce kýza sýmsýký sarýldý. Ellerini giysisinden içeri sokup sýrtýnda ve belinde gezdirdi. Saçlarýný kokladý. Boynunu ve yanaklarýný öptü, Küçük öpücüklerle omuzlarýna doðru indi. Ellerini kýzýn belinden yukarýya çýkardý. Göðüslerinin altýna doðru ilerledi. Kýzýn bütün vücudu seðiriyor, rüzgârýn önündeki ince bir yaprak gibi titriyordu. Oðlanýn aklýndan çok daha ileriye gitmek geçiyordu. Nasýlsa kýz da dayanamaz makaralarý koyuverirdi. Bir elini kýzýn memesine attý. Kýz azýcýk geri çekilir gibi oldu. “Korkma,” dedi. “Azýcýk öpeyim þurdan.” Ýsteksizce ve ikirciklikle izin verdi. Kýzýn vücudu bir yay gibi geriliyordu. Tam o sýrada yakýndan bir tüfek sesi geldi. Ne olduðunu anlamadan ikisi de ayný anda topraða oturdu. Kýz aniden kalkýp içeri koþtu. Mehmet de kargýlarýn arasýnda gözden kayboldu. Gözcülük yapan Sami’nin ödü bokuna karýþmýþtý. Mehmet’in kendine doðru koþarak geldiðini görünce o da topukladý. Dereden çýkýp sokak arasýna daldýlar. Camiyi geçip ana caddeye çýktýlar. Etrafta ne ses ne bir kýpýrtý vardý. Sami “ne oldu?” diye arkadaþýna sordu. Mehmet afallamýþ bir ifadeyle arkadaþýna baktý. Ne olduðundan kimsenin haberi yoktu. - Kýz tam da tava gelmiþti, dedi. - Boþ ver kýzý þimdi, kýçýmýza saçmalar dolmadýðýna þükredelim þimdi. - Tüfek bize mi atýldý? Anlamadým ki, Çarþýya kadar koþarak, yürüyerek hatta tökezleyerek gittiler. Bulduklarý ilk tahta kanepeye oturdular. Konuþacak halleri bile yoktu. Çarþýya varýncaya kadar yarý canda kalmýþlardý. Bekçi Kamil uzun bir düdük öttürdü. Çarþýda onlardan baþka kimse kalmamýþtý. Yarýn görüþürüz ifadesi takýnýlmýþ bir suratla birbirlerine baktýlar. Tek bir söz bile etmeden evlerine gittiler. Ertesi gün silah sesinin sebebi araþtýrýldý. Meðerse çoktandýr Gözlet’li Osman kümese dadanan bir sansarý bekliyormuþ. Geldi galiba diye hareket eden bir karartý görünce tetiðe basmýþmýþ. Sansar paçayý kurtarmýþ ama iki tavuk kaza kurþunu ile sizlere ömür. Gözlet’li Osman’ýn avlusu onlara yakýn bile sayýlmaz, arada üç kocaman avlu var. Korkuyu biraz atlatýnca Mehmet te yine ayný bozuk plak… -Kýz tava gelmiþti. Hay senin sansarýna da gelinciðine de… Mart 2017 Seyfullah-Bursa
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |